Obama gerçekten büyük zafer kazandý... ABD tarihinin en yýpratýcý kampanyalarýndan biriyle yüz yüze geldi. Kriz ortamý, iþsizlik, yavaþ viteste giden ekonomi, hep Obama’nýn aleyhineydi. Ve ters esen rüzgarlara karþý kazandý.
Obama, en olumsuz þartlarda seçime girip kazanan ender ABD liderleri arasýnda yer aldý. Ekonomik krizin, Baþkanlýðýnýn sonunu getireceðini biliyordu. Aylar önce -Krizi çözemezsem, tek seferlik baþkan olurum- demiþti. ABD’de iþbaþýndaki baþkan iki kez seçilebiliyor. Tek dönem görev yapan ve yeniden seçilemeyen baþkana da iyi gözle bakýlmýyor... Romney ise seçim kampanyasýnda ekonomik krizi baþarýyla kullandý. ABD’de yaygýn olan -Geçen yýla göre durumunuz nasýl? - karþýlaþtýrmasýný -4 yýl öncesine göre durumunuz nasýl? Ekonomik durumunuzda bir ilerleme var mý?-
Romney bu sorulara cevabýn -Hayýr- olduðunu bile bile bu konunun üzerine gitti. Ekonomi, seçmenin bir numalarý sorunuydu... Örneðin dün ABD’de oy verenlerin yalnýzca yüzde 4’ü -Dýþ politika bir numaralý sorun- dedi... Seçmenin krizle daralan cebini Romney ýsrarla deþti... Üstelik iþsizlik ve diðer ekonomik veriler Obama’nýn lehine deðildi... Obama yalnýzca -Çok daha aðýr krizi önledim- dedi, ama seçmenin -durumun iyileþme- talebi daha baskýndý.
Obama’nýn seçilmesinde bir diðer faktör, kahverengi derili, yani Latin-Meksikalý seçmenin Romney korkusuydu. Romney ve Cumhuriyetçiler, ekonomik nedenlerle ABD’ye yasadýþý giren Latin göçmen aleyhine o kadar tavýr koydular ki, Latin seçmen bir telaþ sokaða çýkýp, sandýða gitti. ABD seçmeninin yüzde 10’u Latinler’den oluþuyor. Cumhuriyetçi Parti, beyaz olmayan herkese tepki duymanýn bedelini aðýr ödedi.
Obama’yý seçen bir diðer grup, kadýnlardý. Romney önce kürtaja net karþý çýktý, sonra halin icabý biraz yumuþar gibi yaptý, ancak kadýnlarý inandýramadý.
Ve Cumhuriyetçi Parti, Obama’ya karþý son derece yýpratýcý, faullü dövüþtü. ABD demokrasisinde olmayan, düþünülmeyen aþýrýlýk ve hýrçýnlýkla gerilim týrmandýrdý. Þimdi bu gerilimin seçim ertesi yatýþýp yatýþmayacaðýný zaman gösterecek. Cumhuriyetçi Parti’nin tuttuðu kavgacý-radikal ve -ya hep ya hiç- yolundan dönüp dönmeyeceði belirsiz. Partinin kapsamlý bir özeleþtiri yapmasý gerekiyor, ama onu yapacak liderlik, görünürde yok.
Türkiye açýsýndan: Türkiye Obama ile, Obama Türkiye ile rahat çalýþýr. Hatta Türkiye ile daha da yakýnlaþýr... Obama yeni bir ekip kuracak. Dýþiþleri Bakaný Bayan Clinton yoruldu, artýk iþ istemiyor. Yerine muhtemelen eski baþkan adayý Senatör John Kerry gelir. Savunma Bakaný deðiþir mi, belirsiz. Hazine Bakaný Geithner deðiþecek. Hazine’ye de piyasayý rahatsýz etmeyecek bir isim gelir.
Bu arada kampanya sýrasýnda Obama’nýn seçilmemesini isteyen ve Romney ile Türk-Amerikan iliþkilerinin hasar görmesini arzulayan bir niyeti Türkiye içinde görür gibi olduk. -Romney gelsin, Türkiye-ABD iliþkileri hasar görsün- gibi bir niyet... Umarýz yanýlýyoruzdur.
twitter.com/selimatalayny