Obama’nýn seçiminin anlamý

ABD’deki baþkanlýk seçiminin ülkemizde bu denli yakýndan takibi ilk elde þaþýrtýcý geliyor; ancak þundan emin olabilirsiniz: ABD seçimleri dünyanýn dört bir tarafýnda da en az bizdeki kadar yakýndan izlendi, izleniyor...

Sebebi anlamak çok zor deðil: Tek kutuplu kalmýþ dünyamýzda hâlâ en önemli ülke ABD ve Washington’un aldýðý kararlar hayatlarýmýzý derinden etkileyebiliyor... Yeni bir dünya düzeni arayýþý sürüyor ve iddialý ülkeler açýsýndan Beyaz Saray’da kimin oturduðu hayati önem taþýyor.

Beyaz Saray’ýn önümüzdeki dört yýlda da misafiri yine Barack Obama olacak...

Geçtiðimiz dört yýlý özellikle baþka ülkelerin beklentilerini tam karþýlayamadan geçirdi Obama. ABD’nin ilk siyahi baþkaný, global alandaki eþitsizliklere, haksýzlýklara, yanlýþlýklara karþý çýkamadý, eski kötü alýþkanlýklarýn sürmesine göz yumdu, yenilerine geçit verdi. Yine de iyi niyetli olduðu kanaatinin bütünüyle yok olmasýna müsaade etmediði için, dünya halklarýnýn Amerikan seçiminde oy kullanma hakký olsaydý, Obama rakibi karþýsýnda ezici bir zafer kazanýrdý.

Rakibi Mitt Romney’in baþkanlýk seçimini kazanmasý, dünyanýn bir daha asla tekerrür etmesini istemeyeceði George W. Bush dönemi aþýrýlýklarýnýn, o dönemin sorumluluðunu taþýmýþ belli baþlý yüzleriyle birlikte, yeniden sahne almasý anlamýna gelecekti. Ülkesinde bir avuç zengin azýnlýðýn çýkarlarýný önceleyecek, o çýkarlarýn dün-yanýn dört bir tarafýnda korunmasý için güç kullanmayý düþünecek biriydi Romney...

‘Çirkin Amerikalý’ kavramýnýn akla düþürdüðü bütün yanlýþlýklarý þahsýnda temsil eden biri...

Ýki dönemle sýnýrlý siyasi görev süreleri öngören sistemlerde, siyasiler, ikinci kez seçilebilmek amacýyla ilk dönemlerinde yeterince cesur davranamayabiliyorlar. Esas yapmak istenilenleri ikinci döneme erteleme yaygýn bir uygulama öyle sistemlerde...

Obama’nýn ikinci dönemi bu açýdan ilkinden farklý ve daha ilginç geçebilir.

Türkiye’nin kendi çýkarlarý açýsýndan Obama-Romney arasýnda bir tercihte bulunmasý gerekmiyordu; bulunduðu coðrafyada kimsenin görmezden gelemeyeceði deðerde bir ülke çünkü Türkiye... Ancak, devasa global sorunlar ve Ýslâm Dünyasý’nýn esenliði açýsýndan Romney’in baþkanlýðý bir kâbus olabilirdi; bu açýdan Obama’nýn kazanmasý Türkiye için yerinde olmuþtur.

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ile Baþbakan Tayyip Erdoðan tanýdýklarý biriyle dört yýl daha görüþüp çalýþacaklar...

Ya Ýsrail?

ABD’de önemli bir etkiye sahip Museviler geleneksel olarak Obama’nýn aday olduðu Demokratik Parti’ye oy verir; bu seçime kadar deðiþmeyen bir tercihti bu. Ýlk kez bu seçimde ‘Lobi’ açýkça Obama’nýn rakibinin yanýnda yer aldýðý gibi, Ýsrailli politikacýlar da Romney’in kazanmasý için çalýþtý. ‘Tea Party’ grubunun fanatik desteðine, kaynaðý bilinmeyen meblâðlarý Romney’in emrine sunan ‘PACs’ uygulamasýna raðmen sonuç alamadýlar.

Seçimde Amerikan halký yalnýz Romney’e “Hayýr” demekle kalmadý, onun arkasýndaki ittifaký da ‘veto’ etti.

Ne yapalým, Amerikan seçimlerine gösterilen yakýn ilgi günümüz dünyasýnýn bir gerçeði... Obama’nýn seçimi dünyayý olduðu gibi Türkiye’yi de rahatlattý.

Umarým, Obama, ikinci dört yýlýný, hayal kýrýklýðý yaþatmadan, dünya barýþýna hizmet ederek deðerlendirir.