Obama-Ruhani buluşması olmadı ama...

ABD Başkanı Barack Obama ile İran’ın yeni lideri Hasan Ruhani arasındaki yeni süreç dünya diplomasi sahnesine önemli sonuçlar getirecek olan bir kapıyı araladı. Bunun altını çizmek gerekiyor. Obama ile Ruhani arasında gerçekleşmesi beklenen buluşma olmadı ancak iki ülke arasındaki yeni zemin istenen kıvama geldi. New York’ta gerçekleşen BM Genel kurulu ve marjındaki buluşmalardan gelen haberlere bakılırsa, Washington ile Tahran arasında artık gerçekten beyaz bir sayfa açıldı.

İki lider arasında resmi, gayrıresmi ya da “tesadufmüşvari”, kısacası her formattaki buluşma opsiyonu üzerinde çalışıldı. Beklenen buluşma gerçekleşmemiş olsa da, bir sonraki aşamanın iki ülke arasındaki ilişkilerin başlangıç noktasından ilerleme güzergahına taşınması kararlılığı tescillenmiş oldu. Bütün bunlar İsrail’e rağmen oldu.

İsrail’in tüm torpilleme çabalarına karşın, iki ülke arasında yumuşama mesajları verildi.

Ruhani ile Obama dışında neredeyse tüm batılı liderler biraraya geldiler. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’dan, AB adına yapılan üst düzey görüşmelere kadar tüm randevular, süçteki gelişmenin köşe taşlarıydı.

Son 30 yılın kilidini kıracak denli önemli bir haftaydı geride bıraktığımız hafta.

Umut verici ve dünya diplomasi sahnesindeki krizlerin çözülme yolunu gösterecek işaret fişekleriyle yüklü bir haftaydı.

Bundan sonra dünyadaki bütün krizleri bu haftanın süzgecinden geçirerek okumaya çalışmamız gerekiyor.

Fransa Laiklik yasasını yumuşatacak mı?

Perşembe günü Fransa’da önemli bir tartışmayla ilgili tartışmalı bir adım atıldı. Mevzu laiklik. “1905 yılında kabul edilen laiklik yasası yumuşatılsın mı?” Bu da yanıtı aranan soru...

Perşembe günü olan gelişme ise Fransa Ulusal İnsan hakları danışma komisyonu’nun bu konuda görüşünü bildirmesi...

Kime? Hükümete...

Komisyon, yumuşatılmasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirdi.

Avrupa’da en çok Müslüman’ın yaşadığı ülke Fransa. İslamofobik hareketlerde başı çeken ülke Fransa... Bu konuda hükümet eğer, az önce değindiğim görüşü nazar-ı dikkate alırsa, daha çok İslamofobik adım göreceğimiz ülke Fransa olacak gibi...

Bulgaristan ile Romanya da Schengen’e girmesin

Fransa’da, aynı hükümetin iki bakanının kapışmasına neden olan gelişmeden bahsetmemek olmaz.

“Fransa her derdi olanın derdine çözüm bulacağı yer değildir” şeklindeki sözlere sık sık atıfta bulunan İçişleri Bakanı Manuel Valls, Romanları ülkeden sürmekte kararlı. Kabine arkadaşı Cecile Duflot’nun itirazlarına kulak asmıyor bile.

Çadır ve barınakları esrarengiz bir şekilde yanmıştı ya Romanların, işte o Romanları istemiyor Valls.

Öte yandan, 1 Ocak 2014’de AB Schengen sınırlarına dahil olacak olan Bulgaristan ve Romanya’ya da itirazı var Fransız bakanın... İstemiyor Schengen’e girmesini bu iki ülkenin...

Adalet ve Avrupa mı demiştiniz?