Öcalan Obama’yý da kurtardý...

Küresel diplomasi” týlsýmlý bir dünyadýr, bu nedenle, Zbigniew Brezezinski gibi strateji uzmanlarýnýn oynanan oyunu satranca benzetmeleri de tesadüf deðildir. Satrançta pek çok hamle sonrasýný görme kabiliyetiniz yoksa, özellikle, oyununuzu rakibinizin hamlelerine göre kurguluyorsanýz, “þah-mat” kaçýnýlmazdýr. 

Kobani çevresinde þekillenen, günümüzde Suriye’nin Haseke bölgesinde devam eden geliþmelerin analizi, Türkiye’nin “bölgesel satrancý” ileri hamlelerde oynadýðýný gösteriyor.

Kobani: ABD’nin yumuþak karný...

Kobani çatýþmalarý, Türkiye’ye, kendisinin bile önceden tahmin edemediði büyük bir stratejik manevra alaný yarattý. Kürt hareketi, haklý olarak, DAEÞ gibi kanlý bir örgüte yenilgi tattýran bu direniþ öyküsünden gurur duyabilir, ilerleyen yýllarda “Kürt milliyetçiliðinin” sembollerinden biri olarak kabul edebilir.

Kobani, ayný zamanda, Türkiye açýsýndan ulaþmak istediði silahlardan arýndýrýlmýþ barýþ ikliminin de baþlangýç noktasý olarak kabul edilecektir.

Abdullah Öcalan’ýn Kandil’e dönük “silah býrak” çaðrýsýný tetikleyen geliþme, 20 Ekim 2014 günü yaþandý. Amerikan Hava Kuvvetleri, Kobani’de savaþan YPG’ye havadan silah yardýmý yaptýðý gün, uzak durmaya çalýþtýðý Ortadoðu coðrafyasýnda hiç beklemediði ve adýný koyamadýðý “karþýlýklý baðýmlýlýk sürecine” de adým atýyordu.

23 Ekim 2014 günü Cumhurbaþkaný Erdoðan bu harekata tepkisini þu sözlerle dile getiriyordu: Türkiye’ye raðmen Amerika bu iþi yapmýþtýr ve ben kendilerine þunu da söyledim: Þu anda Kobani sizin için stratejik bir yer deðil. Olsa olsa Kobani bizim için stratejik bir yerdir ve bu konuda hassasiyeti göstermesi gereken de biziz.

Yaþanýlan, aslýnda, NATO’nun iki müttefiki arasýnda, ittifakýn ana sözleþmesinden doðan bir krizdi. Amerika, Türkiye’yi silahla tehdit eden bir örgüte, silah yardýmý yapan bir ülke konumuna düþmüþtü.

Erdoðan’ýn ayný açýklamasýndaki þu sözleri de dikkat çekicidir: Amerika özellikle Kobani’ye indirmekte olduðu silahlarda artýk her þey belgeli, delilli biliyorsunuz bu silahlarýn bir kýsmýnýn IÞÝD terör örgütünün eline geçtiðini gördük. Bu bizi doðruluyor ve diðerleri de PYD’ye geçti. Peki, PYD’ye ve IÞÝD terör örgütüne geçen bu silahlarla ilgili Türkiye bu iþe olumlu baktý mý? Hayýr bakmadý.

Artýk iliþkiyi kesemezler...

Baþlangýçta, Kandil, arkasýna Amerika’yý almanýn bölgede söz sahibi olmasýný saðlayacaðýný düþünüyordu, bu, kýsmen oldu.

Amerikan tarafý ise Kobani’de DAEÞ’in yenilgiye uðratýlmasýnýn uzun soluklu bir savaþýn zafere giden ilk adýmý olacaðýný düþündü, bunda da haklý çýktý.

Fakat, devamýnda beklenmedik bir durum ortaya çýktý: Ýliþkiyi kesmeleri imkansýz hale geldi!..

Kesmeleri halinde, askerlerinin botlarýný Ortadoðu’ya sokmamakta kararlý Amerika saðlam bir kara müttefikini, Kandil ise DAEÞ karþýsýnda kendisini baþarýya taþýyan hava desteðini kaybedecekti.

Tam bu noktada diplomasinin o týlsýmlý dünyasý devreye girdi: Amerika,  NATO müttefikini silahla tehdit eden bir  örgütle bu iliþkisini nasýl sürdürebilir, bu örgüte askeri destek saðlamasýný yalnýz Türkiye’ye deðil, NATO’daki bütün müttefiklerine nasýl anlatabilir?

Abdullah Öcalan’ýn Kandil’e dönük silah býrakma çaðrýsý yalnýz Türkiye’yi rahatlatmadý, Amerika’yý da kurtardý!..

NATO’nun kaderi söz konusu...

Bitmedi...

DAEÞ tehditinin ortaya çýkmasýndan sonra yalnýz Amerika deðil, Almanya, Ýngiltere, Fransa baþta, tüm önde gelen NATO müttefiklerimiz Erbil’e silah yýðdýlar. Bu silahlarýn bir bölümünün Kandil’in elinde olduðu da biliniyor. NATO müttefiklerimizin bölgeye yýðdýðý silahlarýn bir gün, PKK eliyle Türk topraklarýna geçmesi ve TSK’ya karþý kullanýlmasý riski, NATO’nun kaderi açýsýndan önemlidir!..

Kalaþnikov’dan söz etmiyoruz... Kürt güçlerine DAEÞ’le askeri dengeyi kurma amacýyla verilen geliþmiþ silah sistemleri üzerinde durduðumuz... Bu silahlarýn TSK’ya karþý kullanýlmasý, büyük bir NATO krizi ve ittifakýn en stratejik üyesinin, Türkiye’nin, müttefiklerine kapýlarýný kapatmasý demektir.

“Þah Fýrat Harekatý”nda PYD ile anlaþma yok, yalnýz uyarý aktarýmý var. YPG’nin 14 kilometrelik Türk askeri konvoyuna elindeki Amerikan silahlarýný çevirmemesinin perde arkasýnda ise baþka bir baþkentteki askeri karargah var, anlamýþsýnýzdýr.

Kobani’de baþlayan Pentagon-Kandil iþbirliðini haklý olarak temkinli karþýladýk. Ýlginçtir, o karþýlýklý baðýmlýlýk, “Türkiye’ye karþý silah býrakma sürecini” hýzlandýrdý. Nedense, Amerika’nýn sürekli ipe un serdiði “eðit-donat” anlaþmasý da ayný döneme denk geldi.

Satranç dýþardan bakýldýðýnda kurallarý belli, rutin bir oyun gibi görülür ama çekici yönü, sürpriz hamlelere açýk olmasýdýr.