Öcalan’ýn çaðrýsý

Öcalan’ýn Newroz çaðrýsý son derece olumlu ve kapsamlý. Ýyi ki Öcalan var ve iyi ki Öcalan gibi bir lider, Türkiyeci çözümden hala vazgeçmiþ deðil..

Öcalan, bir kez daha, silahlý mücadele dönemini kapatýp stratejik temelde yeni bir mücadele dönemini baþlatacak bir Kongre’nin toplanmasýný istiyor. Kürt hareketinde silahlý mücadele için yeni bir karara varmak, her þeyden önce hareketin bir iç sorunudur.

Ne yazýk ki, PKK silahlý mücadeleye Öcalan’dan daha farklý bakýyor. Farklý bakmasaydý 2013’te geri çekilmeler tamamlanacak ve Türkiye son iki yýl itibariyle geri dönüþleri, yani demokratik katýlým yasasýný konuþuyor olacaktý.

***

PKK, Türkiye’ye karþý sürdürdüðü silahlý mücadelenin sona ermesini, tarihi þartlarýn bir gereði ve sonucu olarak deðil, muhatabýyla yapacaðý  müzakerenin sonucunda saðlanacak mutabakata baðlýyor. Bu yüzden de düþünsel zemini PKK þu temel argümanla kontrol altýna almaya çalýþýyor:

‘Önce demokrasi, sonra barýþ.’

Bir baþka deyiþle önce 10 madde, sonra silahsýzlanma kongresi. Oysa demokrasi bir süreç ve daðda silahlý insanlar varken de, hükümet bu süreci durdurmadý. Hükümet önce silahlarý býrakýn, sonra demokratik adýmlar atalým demedi, demiþ olsa, Türkiye’nin demokrasi mücadelesi, silahlarýn sigortasýnda bir mücadele haline gelirdi.

Dolayýsýyla kim, ‘önce barýþ, sonra demokrasi’ diyorsa, (dün de bugün de PKK bunu diyor)  kim ‘önce demokrasi sonra barýþ’ diyorsa (eski devlet böyle derdi) yanlýþ yapar. Silahlý mücadeleye devam ederseniz, demokrasiye zarar verirsiniz, ama onu durduramazsýnýz. Silahlý mücadele durmadan demokrasi olmaz derseniz, hem kendinizin hem baþkasýnýn þiddetine teslim olursunuz.

Öcalan’ýn silahlý mücadelenin býrakýlmasý için toplanmasýný istediði -Dolmabahçe’de zaman da zikredildi, bahar aylarý- Kongrenin toplanmasýnýn önündeki en büyük engel, Kürt hareketinin Selahattin Demirtaþ’ýn liderliðinde bir vesayet sistemi içinde kalmasýný isteyenlerdir. Bunlarýn seçimlerde Kürtler’in önüne koyduklarý hedeftir.

Bu hedef, çözüm sürecinin gereklerine ve ihtiyaçlarýna göre düþünülmüþ bir hedef deðildir. Öcalan’ýn karþý çýktýðý ulusalcýlarýn oylarýyla meclise gelip, AK Parti’nin elini kolunu baðlama ve Öcalan’ý muhatapsýz býrakma hedefidir.

Ama bir mucize gerçekleþir, Kongre bahar aylarýnda ve seçimlerden önce toplanýrsa, HDP bu zeminde kalmaz, kalamaz. O zaman da HDP’nin baðýmsýz adaylarla seçime girmesi, silahsýzlanma kongresini desteklemesi gibi bir hayýrlý sonuca varýrýz.

***

Öcalan, izleme komitesi ve hakikat komisyonu üzerinde de duruyor. Silahsýzlanma kongresine, PKK’nin vereceði cevaba baðlý olarak ikisi de bence çok önemli. Ama diyelim ki PKK, Osman Öcalan’ýn söylediði gibi, bir kez daha ‘Öcalan’a evet diyerek ret etme’yi tercih ederse, izleme kurulu oluþsa bile neyi izleyecek, hakikat komisyonu kurulsa bile hangi hakikati araþtýracak?

Sayýn Erdoðan’ýn iþaret ettiði de budur aslýnda. Çözüm sürecini baþlatmýþ bir lider olarak, süreci kolaylaþtýracak herhangi bir formüle karþý çýkmasý için ne gibi bir sebep olabilir ki?

Sormak gerekmiyor mu, bu barýþa bir gün Nobel verilecek olsa, Türkiye’de o ödülü ondan baþka kim alabilir?

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 2013 yýlýnda yapýlan çaðrýya, PKK’nin olumlu cevap vermediðini ve geri çekilmelerin durdurulduðunu defalarca söyledi. Endiþe ediyor bu yüzden ve bence haksýz sayýlmaz. Ýzleme kurulunun en önemli görev alanlarýndan biri, Türkiye þartlarýnda geri çekilmelerin risksiz, kimsenin canýna zarar gelmeden gerçekleþmesini saðlamak, sonrasýnda da geri dönecek olan PKK’lilerin haklarýný ve hukuklarýný kamuoyu adýna takip etmek, hükümetin bu konuda vazifelerini yerine getirip getirmediðini gözlemlemektir. Çözüm süreci þüphesiz, PKK’lilere el sallayýp ‘hadi size güle güle, bir daha buralarda görünmeyin’ demek deðildir. PKK Türkiyeli bir hareket, bu insanlar bu ülkenin vatandaþlarý, geri dönecek ve bu ülkede yaþayarak her ne yapmak istiyorlarsa onu yapacaklardýr. Buna haklarý olacaktýr. Ýþte bu, muazzam bir görevler alaný demektir. Ýzleme kuruluna bu görev alanýný hazýrlayacak olanlar ise müzakerenin taraflarýdýr. Yoksa Ýzleme Kurulu, kendi görev alanýný hazýrlayacak ve buna da muktedir bir kurul deðildir. Kandil’i bu görev alanýnýn hazýrlanmasýna giden yolda ilk adýmý atmaya, yani kongreye ikna edecek olan, ne Deniz Ülke hocamýz, ne Kadir Ýnanýr kardeþimizdir.

Çözüm sürecinin, Öcalan’ýn güçlü liderliðinin, izleme kurulunun ve haziran seçiminin dahi geleceði, her bakýmdan bu kongrenin toplanmasýna baðlý. Ama mutlaka ve mutlaka seçimlerden önce.. Ýnþallah bu defa olur.