Öcalan ve PKK arasýndaki iliþkiler bakýmýndan, en sancýlý en karmaþýk bir dönemden geçiliyor.
Böylesi zamanlarda Öcalan’ýn suskun kalmasý, ne düþündüðünün bilinmemesi, HDP/PKK içinde, gidiþattan memnun olmayan kesimlerin elini zayýflatýyor, PKK’nin politikalarýnýn, sorgulanmasýna mani oluyor.
PKK üstlendiði bu vesayet savaþýný, HDP’ye oy veren beþ milyon insana raðmen sürdürüyor. HDP/PKK’yi olumlayan geniþ kitleler, Kandil’in yürüttüðü hendek siyasetinden memnun deðiller ama HDP çok açýk ifadelerle bu siyaseti destekleyince, susuyor ve herhangi bir itiraz yükseltemiyorlar.
Kandil, hendek siyasetini, Öcalan’a raðmen inþa etti. Doðuracaðý sonuçlarý bile bile bu iþe giriþti. Silahsýzlanma programýný kabul etmedi ve çeþitli bahanelerle ret etti.
Bir bölge neredeyse insansýzlaþmanýn eþiðine gelmiþ ama HDP, hendekleri meþru göstererek, hendek siyaseti üzerinden bir müzakere masasý kurulmasýný talep etmekte, bu siyasi tutum, HDP ile Kandil arasýnda hiçbir sýnýr kalmadýðýný göstermektedir.
HDP’nin önünde iki yol vardý; ya Kandil’in bu çýlgýn stratejisine karþý açýk bir tutum ya da bu stratejiyi destekleyen bir tavýr. Baktýðýnýzda, HDP’nin, Kandil’e ait bir stratejiyi destekleyen bir pozisyon aldýðý görülüyor. Selahattin Demirtaþ ya özyönetim olacak ya da çatýþmalar sürecek diyor.
HDP öyle görülüyor ki, bu politikalarýný sürdürürlerse, kendisine ait bir stratejiyi deðil, Kandil’e ait bir stratejiyi destekleyecekse bence bunu mecliste yapmasý için hiçbir gerekçe kalmayacak. Çünkü meclisin böyle bir tutumu ciddiye alamsý bile mümkün deðildir.
Halk özyönetim istemiyor. Cizre, Nusaybin, Silopi, Dargeçit, Sur, Silvan, Lice’de HDP’nin % 95-98 oranýnda aldýðý oyu halk, HDP’nin Türkiye siyasetindeki ve Meclisteki varlýðýna verdi. Ama HDP ve PKK, HDP’nin Türkiye siyaseti içindeki varlýðýný beraberce sona erdiren bir tutum içindeler. Halk bu tutumu desteklemiyor ve bölgeyi kitlesel halde terk ediyor.
HDP/PKK sanki bir hayal dünyasýnda yaþýyor. Halkýn özyönetimi destelediði ifade ediliyor. Özyönetimi destekleyen bir halk, neden Nusaybin’i, Derik’i terk etsin, neden buralardan onbinlerce insan Batýya ve en yakýn þehirlere sýðýnsýn? Halkýn özyönetim desteði yok.
PKK, Kobani ile Diyarbakýr arasýnda hiçbir fark görmüyor. Haziran’dan beri yürüttüðü Kobani politikasýný Diyarbakýr’da da sürdürüyor..
Halk bu savaþý desteklemedi. Ve desteklemediði için de PKK’nýn Türk ordusuna karþý yapabileceði fazla bir þey yok. Hala halkla güvenlik güçlerini karþý karþýya getirme umudu var ama o umudun da her gün boþa çýktýðýný görüyoruz. Çok geçmeyecek, bölge halký da çok güçlü bir tepki gösterecektir.
Türkiye’yle sorun yaþayan ne kadar devlet varsa, HDP/PKK o devletlere yöneliyor, o merkezlerde, destek arýyor.
Oysa bu devletlerin, ne HDP’nin siyasi temsili ne Kürt halkýnýn talepleriyle bir alakasý var.
Sevgili Salih Tuna dün çok güzel yazmýþ ve tam yerinde hatýrlatmýþ. Halkýn Mücahitleri örgütü, Ýran’da devrimci mücadeleyi Humeyni’ye raðmen, büyük bir halk desteðiyle yürüten bir örgüttü. Humeyni’den sonra, Halkýn Mücahitleri örgütü muhalefete düþtü. Askeri ve siyasi manada çok güçlüydü. Humeyni rejimine karþý Tahran’da ve Ýran’ýn baþka þehirlerinde sokak sokak savaþtý. Ama yüzünü Saddam’a, yani Ýran’ýn ezeli ve ebedi düþmanýna dönüp, Irak’a yerleþince Ýran halkýnýn desteðini kýsa sürede tamamen kaybetti..
Ýþte bu tablo içinde HDP ve Kandil’in ne yapmak istedikleri, amaçlarý çok net ama çözüm sürecinin muhatabý durumunda olan Öcalan’ýn ne düþündüðü bilinmiyor. Olup biten hiçbir þey, Abdullah Öcalan’ýn Ýmralý’ya geldikten sonra deðiþen fikirlerine, Türkiyeci bakýþ açýsýna uyumlu deðil. Kurduðu örgüt, yönettiði siyasi legal partiyle beraber, yerel vasfýný, giderek kaybediyor. Öcalan’ýn kapýsý çalýnacak da Öcalan bir mucize yaratacak deðil elbette. Çok temkinli davranacaðýný tahmin etmek zor deðil. PKK’nýn onu dinlemeyebileceði de güçlü bir ihtimal olarak ileri sürülebilir. Ama bütün bunlar, Öcalan’ýn suskun kalmasýný gerektirmiyor. Ve Öcalan, konuþursa bu defa sözünü belki de PKK’ya deðil, daha çok PKK/HDP’yi genel olarak olumlayan ama ‘hendek siyasetine’ de karþý çýkan halk kesimlerine söyleyecektir.
Onlarýn Öcalan’dan gelecek olumlu bir mesajý, dinlemeye ihtiyaçlarý var sanýrým.