Öcalan’ýn stratejik konum talebi ne anlama geliyor?

PKK lideri Öcalan, BDP heyetiyle görüþmesinde, devlet heyetiyle yaptýðý toplantý ve görüþmelerin devam ettiðini ifade ediyor ve kendi konumunu deðerlendirirken de ‘Bu aþamaya kadar benim konumuma araçsal bir deðer biçilmesini anlamlandýrdým, ancak bundan sonra benim konumumun araçsal olmaktan çýkýp stratejik bir konuma evrilmesi gerekmektedir’ diyor.

‘Yeni stratejik konumdan’ kasýt, Öcalan’ýn cezaevi koþullarýnýn gözden geçirilmesi deðil elbette.

Onlar tutukluluk haliyle ilgili olarak zaten her zaman gündemde tutulan talepler.

Son görüþmede dile getirilen ve ‘stratejik konumun deðiþmesi’ gibi gayet net bir ifadeyle açýklanan talebi, PKK/Öcalan çizgisinde, çözüme iliþkin yeni bir tutum deðiþikliði olarak okumak mümkündür.

PKK lideri Öcalan, kendi misyonunu yani stratejik konumunu, Türkiye’yle alakalý ve sýnýrlý bir misyon olarak görmüyor.

Çözüm sürecinin görüþme aþamalarýnda bildiðimiz kadarýyla gündeme gelmeyen bir talebi masaya sürüyor ve Suriye ve Ortadoðu’da oynayabileceði misyonu çözüm partnerine hatýrlatýyor. Yani ‘Gördüðünüz gibi, Ortadoðu’nun ve Suriye’nin de bana ihtiyacý var’ demeye getiriyor.

Haksýz da sayýlmaz. Kürtlerle alakalý bütün geliþmeler geliyor Kandil ve Ýmralý’ya dayanýyor.

***

Sýrayla gidelim:

Kak Mesut Barzani, üç yýl önce PKK’nin teklif ettiði konferansa ev sahipliði yapmak istemedi. Bu konferans þimdi er veya geç yapýlacak gibi görünüyor. Mesut Barzani konferansla ilgili toplantýnýn sonunda, kardeþim dediði Abdullah Öcalan’ýn özgürlüðüne kavuþmasýný istedi ki, bu bile yeni bir durum sayýlabilir.

Konferansýn KDP, YNK ve GORAN’a katacaðý hiçbir þey yok. PKK ve Öcalan ise Konferanstan güçlenerek çýkacak olan yegane Kürt örgütü ve lideri olacaktýr.

Konferansýn PKK’nin silah býrakmasý konusunda tavsiye kararý alacaðý yolundaki beklentiler ise tam bir hayal..

Bu bir yana, bence konferans sonrasý PKK askeri olarak daha büyük bir silahlý güç oluþturma çalýþmalarýna hýz verecektir.

Konferans, KCK sistemi ve anlayýþýnýn, öngörüldüðü gibi ‘Kürdistanileþmesi’ ve ciddi bir meþruiyet alaný elde etmesi için önemli bir milat olacaktýr.

KCK, zaten siyasi faaliyetlerinin legalleþmesi talebiyle bölgesel hükümete bir süre önce baþvurmuþtu ki, KCK’nýn son toplantýsýnda alýnan kararlardan biri de, Güney Kürdistan yönetiminin alternatifsiz olmadýðýný göstermek için siyasi faaliyetlere hýz verilmesiydi.

Ayrýca, Salih Muslim’in sýk sýk Türkiye’ye gelmeye baþladýðý bir süreç yaþanmakta, ama Kürt sorunuyla alakalý hemen tüm gözlemcilerin kabul ettiði gibi artýk PKK/PYD’nin Rojava siyasetiyle, Türkiye siyaseti arasýnda aþýlmaz duvarlarýn kalmadýðý görülmektedir.

Türkiye’de çözüm sürecinin siyasi sonuçlarý-ki içinde Kürtlere statü barýndýrmamasý temel bir sorundur-PKK’yi pek tatmin etmeyecektir. Demokratik sürecin ve bu süreçle alakalý paketlerin hayata geçirilmesi elbette çok önemli ve gereklidir, ama PKK/PYD’nin ve her ikisinin de tartýþýlmaz lideri olan Öcalan’ýn her halükarda kendi çözüm partnerine dönüp, ‘Ya Rojava, o ne olacak’ diye sormaya devam edeceði de þüphesizdir.

Nasýl oldu, neden oldu, iyi mi oldu kötü mü oldu bunlar ayrýca tartýþýlabilir, ama kanaatimce nihayet Rojavasýz çözüm olmaz noktasýna geldik.

Þimdi Öcalan bu aþamaya uygun bir stratejik konum talep ediyor.

Bu talebin manasý, Suriye’yi de benimle konuþacaksýnýzdan baþka bir þey deðildir..

Süreç Hewler’le iliþkilerin bile kýsa bir gelecekte Öcalan’la konuþulacaðý bir istikamette yürüyecek gibi görünüyor.

Öcalan ‘araçsal deðer’ konumunun, stratejik bir konuma evrilmesini bence çok haklý olarak talep ediyor.

Üstelik silahlý militanlar hala Türkiye’de ki, Baþbakan Sayýn Erdoðan da bunu ifade ediyor.

Sahi, PKK yaz sonuna kadar en azýndan önemli oranda geri çekilmeyecek miydi?

Dolayýsýyla Öcalan’ýn muhatabý nezdinde elini güçlendiren sebep, PKK’nin Türkiye’yi terk etmesine dayanmýyor. Çünkü böyle bir þey yok. Baþka sebepler var ama o kadarýný da ben bilmiyorum, bilsem kendime saklamaz yazardým inanýn..

(Bu yazýyý kimse kasýtlý olarak baþka yönlere çekmesin lütfen.

Kürdistan’ýn dört parçasýnýn geleceðini de Öcalan’la mutalaa etseler hiç itirazým olmaz.

Ne Hewler’de, ne Diyarbakýr’da ve ne de Bursa’da þantiyelerim filan yok benim, olanlar oturup hesaplarýný yaparlar ve görebildiðim kadarýyla da yapýyorlar zaten.. Benimkisi sadece yazýyla yorum yapmak. O kadarýnýn da çok görülmemesi dileðiyle!)