Ben bu son olaylarda yalnýzca ABD’nin tutumunu anlamakta zorlanýyorum; o da biraz Baþbakan Tayyip Erdoðan yüzünden...
Tayyip Bey ezcümle þunu söylüyor: ABD gezimiz baþarýyla geçti, oradan döner dönmez gezinin þaþaasýný gölgelemek için baþýmýza bu iþ açýldý...
Oysa ben, Türkiye’de iktidarýn baþýna gelenlerden ABD’nin fazlaca üzülmediðini sanýyorum...
Yukarýdaki paragrafta yer alan ‘fazlaca’ ile ‘sanýyorum’ sözcüklerini nezaket için kullandýðýmý herhalde anlamýþsýnýzdýr...
Neden böyle düþündüðümü açýklayayým: Daha ilk günden sözcüleri aracýlýðýyla eylemlere sahip çýktý Washington; her soruya Tayyip Bey’i ve hükümeti üzmekten çekinmeyen bir üslupla cevaplar verildi. En yetkili aðýz saymamýz gereken dýþiþleri bakaný John Kerry bile alkýþladý eylemleri...
Alkýþý ben yaðdýrsam garip kaçmaz da, dost ve müttefik sayýlan bir ülkenin dýþiþleri bakaný, iktidar partisini hedef aldýðý iyice ortaya çýktýktan sonra bile, eylemler için övücü sözler sarf ediyorsa... Hem de Washington ziyareti henüz hafýzalarda taze iken...
Hayli garip kaçar...
Esas beni düþündüren ise ABD’nin Ankara Büyükelçiliði’nin tutumu oldu...
‘Occupy Wall Street’ adýyla ünlenen hareket ile ‘Gezi Parký’ eylemleri arasýnda iliþkiyi ilk kuran Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’dü, hatýrlayacaksýnýz... Erkenden ‘Arap baharý’ benzetmesi yapanlara karþý, ‘’Hayýr, ona deðil, daha çok ‘Occupy’ hareketine benziyor’’ demiþti Cumhurbaþkaný, Gezi Parký eylemi için... Ardýndan Baþbakan Tayyip Erdoðan da, ‘Occupy’ hareketinin de ilk günlerinde barýþçýl baþladýðý halde sonradan saptýrýldýðýna dikkat çekip, olaylarda 17 kiþinin hayatýný kaybettiðini söylemeye baþladý.
ABD büyükelçiliðinden derhal Tayyip Erdoðan’a ‘jet yalanlama’ gecikmedi... ‘U.S. Embassy Ankara’ (#OWS) adresli Twitter hesabýndan yapýlan açýklamada ‘’US Occupy Wall Street hareketi ile ilgili raporlar yanlýþtýr. Bu harekete istinaden hiçbir polis müdahalesi ölümle sonuçlanmamýþtýr. #OWS’’ deniyordu...
Tahmin edebileceðiniz üzere, ‘Occupy Wall Street’, benim özel ilgi alanýma giren olaylardan... 2011 yýlýnýn eylül ayýnda New York’un finans merkezi Wall Street’e komþu Zuccotti Park’ta baþlamýþtý ilk eylem; oradan hem ABD’nin baþka kentlerine, hem de baþka Batý ülkelerine sýçradý.
Benzerlikler ortada...
Sadece park ile sýnýrlý kalsa benzerlikler neyse de, ilk baþlarda ‘barýþçýl’ olan eylemlerin iþ uzadýkça ve baþka yerlerde de tekrarlandýkça amacýndan saptýðý biliniyor... Amerika’nýn Ankara büyükelçiliðinin iddiasýnýn aksine, ölümlerle de karþýlaþýldý. Hem de Tayyip Bey’in konuþmalarýnda verdiði ‘17’ rakamýnýn da üstündeydi ölü sayýsý: 32...
Wikipedia adlý açýk internet ansiklopedisine göz atarsanýz, verdiðim bu rakamýn teyit edildiðini görürsünüz... ‘’Onlar baþka ülkelerde oldu’’ da diyemez büyükelçilik, Wikipedia’da verilen linklerde ABD’nin çeþitli kentlerinden ölüm haberlerine de eriþilebiliyor...
O zaman ben de burada ‘’Doðru olmayan yalanlamayla ne yapmak isteniyor acaba?’’ diye herhalde sorabilirim...
ABD’deki eylemler Wall Street’te kendiliðindenmiþ gibi baþladý, ama protestolar düzenli bir biçimde ve organize olarak seyretti. Bugün o olaylarýn baþlatýcýsýnýn ‘Adbuster’ adlý bir çevreci grup dergisi olduðunu, organizasyon iþinin de New Yorklu bir halkla iliþkiler þirketi olan Workhouse tarafýndan saðlandýðýný biliyoruz.
‘Workhouse’ þirketinin en büyük iki müþterisinin otomobil üreticisi Mercedes ile zenginlerin alýþveriþ ettiði Saks Fifth Avenue maðazalarý olmasý da mânidar...
Her þey olup bittikten sonra, PRNews ‘platin ödülü’ Workhouse’a verildi. Gerekçe: ‘Dünyanýn dört bir tarafýndaki gazete, internet ve medya aracý tarafýndan haber konusu yapýlan bir olayýn arkasýndaki beyin olduðu için...’
Daha önce yazmýþtým, tekrarlayayým: Susurluk döneminde Refahyol Hükümeti’ni devirmede önemli bir payýn sahibi olan ‘sürekli aydýnlýk için 1 dakika karanlýk eylemleri’nin ardýnda da, ‘Ada’ adlý reklâm ajansý ile sahiplerinden Ersin Salman vardý.