Uzun zamandýr Erdoðan ve AK Parti’yi devirmek, muhalefet partilerinin tek vaadi ve ittifak kurma gerekçesi haline gelmiþ durumda. Çünkü birlikte taþ taþ üstüne koyamayacak iken yýkmak için iþbirliði yapabiliyorlar. Erdoðan siyasetin her iki aksý için de tek kurucu figür haline geldi. Bir tarafta Erdoðan liderliðinde Türkiye’ye istikamet veren kadrolar diðer tarafta siyasi mülahazalarý birbirinden farklý olan ancak ne yapýp edip Erdoðan’dan kurtulmalýyýz motivasyonuyla yan yana gelebilen partiler... Muhtemeldir ki 2023 seçimlerinde de muhalefetin stratejisi bu olacak ve Ahmet Davutoðlu’nun kurduðu parti ve Ali Babacan’ýn kuracaðý söylenen parti de ayný motivasyonla hareket edecek.
***
Saðlýklý demokrasilerde farklý dünya tasavvurlarý, ideolojik yaklaþýmlar ve kimlik talepleri farklý siyasi partilerin varlýk sebeplerine dönüþür. Partiler programlarýndaki farklýlýklar nispetinde ayrýþýrlar ve inandýrýcý bulunduklarý oranda taban bulur, tabanlarýný geniþletirler.
Bir takým görevlerden istifa etmek durumunda kalmak, küskün olmak, kýzgýn olmak bir siyasi parti için yeterince güçlü bir kuruluþ gerekçesi deðildir.
***
Elbette Ahmet Davutoðlu, parti kurmasýný bu þekilde gerekçelendirmiyor. Ancak baþbakanlýk görevini býrakýrken “Son nefesime kadar vefa iliþkimi koruyacaðým” demiþ biri olarak bugün yeni bir parti kurmuþ olmasýný dayandýrabileceði retorik ve siyaseti üretebilmiþ deðil.
Mesela içinden geçtiðimiz süreçte Türkiye’nin yüzleþtiði meydan okumalarla ilgili Davutoðlu’nun AK Parti, hatta CHP’den farklý olarak ne düþündüðünü, önerdiðini biliyor muyuz? Denilebilir ki daha yeni kurdular partiyi, elbet söyleyeceklerdir. Evet, söylemek durumundalar, mesela Barýþ Pýnarý Operasyonu ve Türkiye’nin göçmenleri Rasulayn ve Tel Abyad arasýna yerleþtirme projesi hakkýnda ne düþünüyor? Avrupa ülkelerinin, aman kapýmýza dayanmasýnlar dediði mültecilerin buralara yerleþtirilmesine destek olmayýþýna ne diyor? Libya ile imzalanan mutabakat için ne düþünüyor? O da Kýlýçdaroðlu gibi “Bizim orada ne iþimiz var” mý diyor? “Yeter artýk FETÖ’cülerin yattýðý, darbeye karýþanlar tamam da þu örgüt davasýný daha fazla uzatmayalým” mý diyor mesela. PKK-YPG konusunda bu kadar diretmenin alemi yok diye mi düþünüyor? S400’leri geri verelim, hava savunma sistemi neyimize mi diyor?
***
Ýnsanlarýn Davutoðlu’nun kurulurken heyecan yaratamayan partisine yönelmesi için AK Parti’nin Davutoðlu’na býrakýlmamasýndan doðan küslük ve intikam alma güdüsü dýþýnda bir motivasyon görmesi mümkün mü?
Ne tesadüf ki tam da Davutoðlu’nun partisinin kuruluþunun arefesine denk geldi, Þehir Üniversitesi’nin altýðý krediyi ödeyememesi dolayýsýyla Halk Bankasý ile yaþadýðý sorun. Olayýn kamuoyuna ilk yansýyýþ biçimi, “Üniversite Halk Bankasý'ndanan kredi almýþ ama banka, iflas etmiþ þirketleri bile kurtarýrken bir eðitim kurumu olan Þehir Üniversitesi’nin kredisi yapýlandýrmýyor bile.” Ýnsan konuyu böyle dinleyince hak verebiliyor. Oysa olay baþka; bir kere üniversitenin arazisiyle ilgili uzun süre devam eden bir dava var. Davayý kaybettiði için bankaya gösterdiði teminat geçersiz hale gelmiþ. Bu arada þu ana kadar kamuoyuna yansýmamýþ bir durum daha var. Bir körfez ülkesinden Þehir Üniversitesi’ne söz verilen para... Fakat para gelmiyor. Sebebi muhtemelen Davutoðlu’nun baþbakanlýk görevinden ayrýlmýþ olmasý. Üniversite kredi borcunu bu parayla öderiz diye düþünürken kendi finansal kaynaklarýný da iyi yönetmemiþ. Üniversitenin eski finansörlerinden Murat Ülker de bunu teyit ediyor. Krediyi ödeyememek bir yana hocalarýn maaþýný bile veremiyor.
***
Hal böyle iken yani sonuna kadar siyasi himmetle iþ görmüþken siyaseti yadsýyan bir sözde ahlakçýlýk yapýlýyor üstelik. Ömer Dinçer’in konuyla ilgili yaklaþýmý mesela; “Meseleyi Cumhurbaþkaný’na götür diyorlar. Ben bunu yapmam. Hukukun devleti olacaksanýz sorunlarýnýzý hukuka sýðýnarak çözmeniz gerekir.” Oysa o arazinin mülkiyeti üniversiteye, hukukla deðil dönemin baþbakanýnýn himmetiyle bedelsiz devredilmiþ. Bir körfez ülkesinden sözü alýnan milyon dolarlar da keza. Artýk öyle bir baþbakan olmadýðý için para gelmemiþ. Para gelmediði için kredi ödenememiþ...
Bunlar himmet, bunlar siyasi nüfuz kullanmak deðil mi ki bugün “Erdoðan’dan himmet istemeyiz” afra tafralarý yapýlýyor.
Ahlakçýlýk sloganlarý atýp üniversitedeki kayýrmacýlýðý gizlemeye çalýþmak, binlerce öðrenci ve çalýþaný düþünmeden üniversite üzerinden siyasi aktivizm yapmak pek ahlaki bir tutum olmasa gerek.
Þehir Üniversitesi olayý, Ahmet Davutoðlu’nun kurduðu partinin geleceði hakkýnda da fikir veriyor maalesef.