Öfkenizden arýndýðýnýzda yetiþkin olursunuz

Bu yýl Purge ve Sinister ile büyük sükse yapan ABD’li oyuncu Ethan Hawke, STAR pazar’a konuþtu. Hawke ile çok özel...

Arýnma Gecesi’ndeki karakterim arada bir yerde. Maaþ çeklerini alýp nereden geldiði konusunda çok fazla soru sormayan birçok kiþiye benziyor.

Ölü Ozanlar Derneði, Before Sunrise, Gattaca, Tape gibi filmler kimin kariyerinde olsa ona ‘iyi oyuncu’ deriz. Ethan Hawke gerçekten bu tanýmý hak eden bir isim. Sadece bir oyuncu da deðil. Ayný zamanda romanlarý olan bir yazar. Tabii hem oyuncu hem yazar olursanýz bazý filmlerin senaryosunu da yazmanýz kaçýnýlmaz. Yakýn zamanda Hawke’ýn iki filmini seyrettik: Purge ve Sinister. Önümüzdeki yýl Cymbeline ve Predestination, 2015’te ise çekimleri süren Boyhood ile karþýmýza gelecek. Hawke ile sinemaya dair konuþtuk.

-Arýnma Gecesi nedir?

Biraz bozuk bir sosyo-politik, bilim kurgu filminin geleneðini izler. Gerçek bir ahlak sorunu var.Bu filmde ilgimi çeken þeylerden biri budur.

-Sizce Arýnma Gecesi’nde gördüðümüz türden bir senaryo gelecekte mümkün olacak mý?

Bence bilim kurgunun ilginç yaný, zaten var olan bir þeyi abartmasý ve farklý bir þekilde görmenizi saðlamasýdýr. Philip K. Dick ya da Kurt Vonnegut gibi yazarlarý düþünün. Kapalý bir bölgede yaþayan, dýþarýda yoksul insanlara neler olduðunu umursamayan bir grup zengin insan fikri çok da uzak deðil. Arýnma Gecesi’nde ýrkçýlýk, sýnýf ve ekonomik sorunlar ilginçtir. Film, benzersiz bir bakýþ açýsý sunuyor.

-Filmler, bizim arýnma yöntemimiz midir?

Arýnma Gecesi, kesinlikle þiddet karþýtý bir mesaj veren þiddet filmi. Kiþiliðimizin þiddet içeren yanýyla ne yapacaðýmýzý soruyor. Ýnsanlar hikayeler anlatmaya baþladýðý andan itibaren hikayeler þiddet içeriyor. Antik Yunan tragedyalarýna ya da Shakespeare’ýn Julius Caesar’ýna bakýn. Edebiyatýn çok büyük bir kýsmý toplu ölümlerle biter ama yine de herkes bu hikayelere ilgi duymuþtur. Bir anlamda film Otomatik Portakal’da olduðu gibi iþler. Seni þiddetle o kadar çok boðar ki sonunda onu durdurmak istersin.

-Sizi en çok etkileyen film Otomatik Portakal mý? Ben de Night of the Living Dead diye düþünüyordum.

Bence James DeMonaco (Yönetmen) Kubrick ve Night of the Living Dead filmlerinden, John Carpenter’dan (Yönetmen) etkilenmiþ. Ayrýca filmde Escape New York’dan da etki var. Ben ve James DeMonaco, Assault on Precinct 13’in yeniden yapýmýnda tanýþtýk. Bence James bu filmle kendi gerçek John Carpenter filmini yapmayý hedefledi. Umudum, cuma gecesi arabalý sinema filmi gibi görev yapar ve insanlara normalde olduðundan biraz daha çok düþünecek þey býrakýr.

-Ayný zamanda film senaryosu da yazan bir oyuncu olarak Arýnma Gecesi’ndeki karakterinize katkýda bulundunuz mu?

Sonunda yazmanýn bana öðrettiði þeylerden biri de diðer yazarlara saygý duymaktýr. James DeMonaco’nun gerçekten net bir vizyonu vardý. Senaryo çok iyi.

-Tabiri caizse kendinize göre bir arýnma yönteminiz var mý? Öfkenizi ve kýzgýnlýðýnýzý atmak için kendinize göre bir yönteminiz var mý?

Bence öfkenizi belli etmenin doðru yolunu bulmak yetiþkin olmanýn en büyük sorunlarýndan biridir. Ýçinizde tutarsanýz yanlýþ olur. Dýþarý býrakýrsanýz yanlýþ olur. Ýnsanýn öfkesini ne yapmasý gerektiðine hiçbir zaman emin olamam.

-Bir baba olarak Arýnma Gecesi’ndeki karakterinizi ve ailesini korumak için yaþadýðý ahlaki ikilemleri anlýyor musunuz?

Arýnma Gecesi’nde oynadýðým karakter arada bir yerde. Oldukça yüzeysel ve materyalist biri. Baþarýlý olmak istiyor ve baþarýsýnýn dünya için geniþ anlamda ne anlama geldiðini düþünmüyor. Maaþ çeklerini alýp nereden geldiði konusunda çok fazla soru sormayan büyük çoðunluða benziyor.

-Filmlerdeki þiddeti konu alan güncel tartýþma hakkýnda ne düþünüyorsunuz?

Þiddet filmlerinin insanlarý þiddetli olmaya ittiðini düþünmüyorum. Bence bu film, þiddeti kullanarak þiddet hakkýnda konuþmakta çok baþarýlý bir iþ çýkarýyor.

-Filmlerinizi nasýl seçersiniz?

Kariyerimi kendi içgüdülerime dayandýrmaya çalýþtým. Ben drama oyuncusuyum. Komedyen deðilim ve çok fazla dram yapýlmýyor. Bu nedenle sizi baþka tür filmler yapma konusunda açýk olmak için cesaretlendiriyor. Jason Blum’la yirmi yýldan fazla bir süredir arkadaþýz. Malaparte Tiyatro Grubu’nu birlikte kurduk. Bu yýl Before Midnight’ý yapmayý baþardýk.

-Sizin için sýrada ne var?

Sanýrým bu yaz Richard Linklater’la çalýþtýðým bir projeyi, The Twelve Year Project’i tamamlayacaðým. On iki yýldýr her yýl bir kýsa film yapýyoruz. Büyüyen bir çocuk hakkýndaki bir film. Oldukça ilginç...

Dünyada mutlu olacak çok þey var

-Kariyerinizde olumlu bir aþama yaþýyor olmanýz kaçýnýlmaz.

Yetiþkin olmak harika. Bu dönemde birçok farklý þey yaparak çok eðleniyorum. Tek bir yere saplanýp kalmamak hep hayalini kurduðum bir þeydi. Tiyatroyu seviyorum. Richard Linklater ve Julie Delpy Ýle birlikte Before Midnight’ta çalýþmak ve filmi yazmak kariyerimdeki en heyecanlý anlardan biriydi. Ýnsanlarýn cuma geceleri izlemek Ýstedikleri fÝlmleri, yüksek ve düþük sanat arasýndaki çizgileri bulandýran güzel filmler yapmak hep ilgi duyduðum bir konuydu.

-Genel olarak bilim kurguda iki akým var. Biri kötümser, biri ise geleceðin güzel bir dünya olduðu, iyimser bir akým. Siz yakýn geleceði nasýl hayal ediyorsunuz?

Ben hep iyimserimdir. her olumlu þeyin bir olumsuzu ve her olumsuzun bir olumlusu vardýr. Dünyanýn ortamý büyük bir kargaþa içinde ve bu da kötü bir haber. Ýyi haber ise daha önce bu konuya hiç bu kadar odaklanmamýþ olmamýz. Þimdi bir þeyleri deðiþtirebiliriz. Mutlu olacak çok þey var.