Bir öðretmenin kendini, mesleðini yeniden keþfettiði, bunun mutluluðunu da kelimenin tam manasýyla her hücresinden yansýttýðý tanýtým filmini ne zaman izledim, hatýrlamýyorum ama aklýmda kalan Öðretmen Akademisi Vakfý (ÖRAV) adý olmuþtu. Sýnýfýn doðal bir parçasý haline gelen öðretmeni ve öðrencilerini, bu kadar mutlu etmek için bu kurum ne yapmýþ olabilir ki diye düþündüðümü de hatýrlýyorum. Öyle ya biz, çocuklarýmýzý sadece iyi bir akademik eðitim için deðil ama belki bundan daha fazlasý için; iyi, dürüst, özgüvenli, sorumluluk sahibi birer insan olabilmelerini saðlamak üzere öðretmenlere emanet ediyorduk... Öðretmenlerin kendilerini geliþtirebilme, toplum içinde hak ettikleri itibarý görebilmelerine yönelik neler yapýlýyor peki?
Neyse ki bu ve benzeri sorularýn cevaplarýný vakýf yöneticilerinden alma olanaðý buldum kýsa bir süre önce. Öðretmen Akademisi Vakfý Genel Müdürü Selman Behmuaras, 2008 yýlýnda kurulan vakfýn geçen süre zarfýnda 100 bin öðretmene ulaþtýðýný söylüyor. Ülkedeki öðretmen sayýsýnýn 850 bin civarýnda olduðunu da ekleyince, ulaþtýklarý sayýnýn önemi net bir þekilde ortaya çýkýyor. Vakýf, öðretmenlerin kiþisel ve mesleki geliþimlerini destekleyecek eðitim programlarý sunmak ve yaptýklarý meslekten gurur duymalarýný saðlayacak, onlarýn toplum içindeki saygýnlýðýný, itibarýný artýracak projeler gerçekleþtirmek için yola çýkmýþ. Türkiye’nin her yerine de ulaþmýþlar. Bu programlardan biri Öðrenen Lider Öðretmen adýný taþýyor. Lise ve öncesi eðitim seviyeleri için iki ayrý model geliþtirilmiþ. Sýnýf yönetimi, etkin iletiþim, sorun çözme ve ders programý tasarlama gibi konularda öðretmenlerin yetkinliklerini artýracak eðitimler veriliyor. Lise öðretmenlerine ayrýca o dönem çocuklarýnýn farklý sorunlarýna çözüm üretebilme becerisi de verilmeye çalýþýlýyor. Eðitim yöneticilerini geliþtirme programý da müdürler ve müdür yardýmcýlarýna yönelik.
Öðretmenin kimyasý
Behmuaras “Onlarýn yöneticilik yetkinliklerini geliþtirmek üzere farklý etkinliklerin olduðu bir eðitim” diye tarif ettiði programýn etkili iletiþim, sorun çözme ve veli iletiþimi gibi yetkinlikleri geliþtirmeyi amaçladýðýný söylüyor. Bunlar ikiþer günlük eðitimler. Çözüm odaklý iletiþimin ele alýndýðý tek günlük bir program da var. Baþlangýçta, öðretmen eðitimi denince daha uzun süreli bir çalýþma aklýma gelmiþti. Oysa küçük gruplarla tamamen interaktif bir þekilde tüm katýlýmcýlarýn programda kendini rahatça ifade edebildiði, düþüncelerini paylaþabildiði eðitimlerin ardýndan çok büyük farklýlýklar gözleniyormuþ. Üstelik bu öðretmenlerin öðrencileri de onlarda gördükleri deðiþim hakkýnda çok güzel geri bildirimler veriyormuþ. Bu arada Dow firmasý ile “öðretmenin kimyasý” projesini hayata geçiren Faber-Castell ile “yaratýcý çocuk, yaratýcý beyin” çalýþmalarýna baþlayan ÖRAV, eðitimin içine “sanat”ý da ekleyen faaliyetlerine hýz veriyor.
Niye mi yazdým bunlarý? “Okula dönüþ” deyince aklýmýza sadece öðrenciler geliyor da ondan. Madalyonun bir de diðer tarafý var. Üstelik çocuklarýmýzý “besleyebilmek” için onlarýn önce kendilerini geliþtirebilmeleri gerekiyor... Unutmadan ekleyeyim, yazýnýn giriþinde bahsettiðim öðretmenin videosunu vakfýn www.orav.org.tr adresli sitesinde