Okullar açýlýyor

GÜNÜBÝRLÝK telaþ, aslî meselelerle meþgul olmamýzý engelliyor galiba. Baksanýza yarýn okullar açýlýyor ama kimsenin gündeminde eðitim ve öðretim alanýndaki sýkýntýlar yok. 

Ortalýk sahte tavýrlardan, olmuþlarý olmamýþ gibi gösterme gayretlerinden ve ikiyüzlü davranýþlardan geçilmiyor. Maddi anlamda büyüsek ve önemli ilerlemeler kaydetsek de insan kalitesini artýrdýðýmýzý söyleyemiyoruz. Hayatýn her alanýnda bu acý duruma þahitlik etmeye devam ediyoruz. Ne trafikteki davranýþlarda bir iyileþme müþahede edebiliyoruz, ne insanlarýn ikili iliþkilerinde, ne de mesela çevreye saygýda... Þehirleþme gayretlerimiz þimdilik TOKÝ modeliyle sýnýrlý. Bir zamanlar þehirlerimizi gecekondular kuþatýyordu, þimdilerde çok katlý TOKÝ binalarý kuþatýyor. Ýncelik ve zarafetin ve insana ve çevreye saygýnýn akla bile gelmediði bu yapýlaþma bir þeyleri yanlýþ yaptýðýmýzý gösteriyor olmasýn? Yine de TOKÝ’nin hem sosyal konut ihtiyacýný hem daha insancýl binalar yapma kaygýsýný duyar gibi oluyor ve ümidimi kaybetmiyorum.

Üniversitelerimiz de yeni öðretim yýlýna girmek üzereler. Türkiye’nin bunca problemi varken üniversitelerimizden hiç bir ses yükselmemesi, derde deva kabilinden bir çare arayýþý bile görülmemesi hayra alâmet mi? Suskun üniversite ileri demokrasi iddiasýndaki bir ülkeye yakýþýyor mu? Toplumdaki kutuplaþmayý ele alýp irdeleyen bir rapor çýktý mý herhangi bir üniversitemizden? Bunun sebeplerini, yol açacaðý olumsuzluklarý masaya yatýrýp bir kaç fikir geliþtireni ben mi duymadým yoksa? Bugün içinde olmakla övündüðümüz G-20 ülkeleri arasýnda þu anda kaçýncý durumdayýz? Bir kaç basamak gerilediðimizi söyleyenler var, acaba ilk yirminin dýþýnda mý kalýyoruz? Peki, bütün bunlarý kendine dert edinen bir akademik çevre var mý? Oysa biz orta gelir tuzaðýndan kurtulmak için katma deðeri yüksek ürünlere ihtiyaç var diye çýrpýnanlarý duyuyoruz ama bunlarý akademik bir çerçevede ele alýp uzun ve kýsa vadeli çareler üzerinde düþünen hocalarýn varlýðýný bilmiyoruz. Varsa da agorada deðiller. Peki, ya terör meselesi? Yahut Kürt sorunu? Bütün bunlarý övgü ve sövgü kaygýsý duymadan inceleyerek toplumda tartýþmaya açan bir akademik faaliyeti duyanýnýz var mý? Bu konularý hep siyasilerden mi dinleyeceðiz? Siyaseti besleyen bir damar olmasý gereken üniversitelerden bir þeyler beklemek hakkýmýz deðil mi?

Türkiye’nin geleceði için lisansüstü çalýþmalarý teþvik etmek gerektiðini söylüyoruz. Oysa bu konuda bir kaç burs düzenlemesi dýþýnda bir adým atýlmýyor desek yeridir. Yüksek teknoloji ürünleri için doktora ve yüksek lisans çalýþmalarýný daha ciddiye almak gerekiyor. 

Ýlköðretim, zihniyetin þekillendiði yer olmasý itibariyle önemli.  Bu konuda bir þey söylemem zor benim. Umarým inisiyatif almayý öðreterek yetiþtirmeye baþlamýþýzdýr çocuklarýmýzý. Otoriter rejimler, kolayca buyruk altýna girenlerden hoþlanýrlar, kendi baþýna karar verebilenlerden deðil. Bizdeki tek parti dönemini düþünün, ne demek istediðim kolayca ortaya çýkar.

Orta öðrenimde sýkýntýlarýn aþýlmak üzere olduðunu söylemek isterdim. Ýnþaallah böyledir ama üniversitelerin haline bakýnca bu konuda ümit var olmanýn zorluðunu görmemek mümkün deðil. Orta öðretimden gelen öðrencilerin seviyesinden þikâyet eden üniversite hocasý arkadaþlarýmýn kanaatleri bu doðrultuda.

OECD rakamlarýna ne kadar itibar etmek lazým acaba? Yaptýklarý deðerlendirmelerin bir takým uluslararasý standartlara dayandýðýný biliyoruz. Dolayýsýyla altýnda kötü niyet aramanýn âlemi yok. OECD deðerlendirmelerinde öðrencilerimizin durumu parlak gözükmüyor.

Ýyi yaptýðýmýz çok þey var elbette. Fakat þu eðitim alanýnda ne yapacaðýmýzý bir bilebilsek. Sorun, neyi nasýl yapmamýz gerektiðini tayinde çektiðimiz zorluktan kaynaklanýyor.

Mesleki eðitim bu konuda verilebilecek örneklerden biri. Meslek okullarýnda usta mý yetiþtireceðiz yoksa burada temel bilgileri verip iþin diðer kýsýmlarýný meslek kuruluþlarýna ve iþyeri eðitim programýna mý býrakacaðýz?

Burada çýkan son iki yazý kitaplara dairdi. Vakti kýt olanlar için ozetkitap.com harika bir imkân sunuyor. ‘Her türden kitabý buluyorsunuz’ desem abartmýþ olmam. Buraya nerden geldik demeyin lütfen. Eðitim sahasýndaki sorunlarýmýz az okumaktan kaynaklanýyor gibime geliyor. Oysa biz ilk emri ‘oku’ olan bir medeniyetin çocuklarýyýz.

Bayramýnýzý bir kere daha tebrik ediyorum. Bir de sorum var. Bayramda dostlarýnýza kitap hediye etmeyi düþündünüz mü hiç? Peki, bayramda size kitap hediye eden oldu mu?