Camianýn yurt dýþýndaki okullarý tartýþma konusu.
Hükümet okullarýn kapatýlmasý yönünde okullarýn bulunduðu ülkelerde diplomatik kampanya mý yürütüyor?
Bence Hükümet bunu yapmaz. Hükümet, artý Cumhurbaþkanlýðý seviyesinde devlet, okullara kol-kanat gerdi. Ziyaretler yapýldý, okullarýn kaynaklýk ettiði Türkçe Olimpiyatlarýna en tepeden destek verildi. Baþbakan Erdoðan, neredeyse gerilimin týrmandýðý dönemde, Olimpiyat Stadý’na geldi, konuþma yaptý. Hükümet, biliyorum ki bu iþi, Türkiye’nin bir küresel hamle boyutu olarak gördü.
Bütün bunlar, insan sermayesi açýðý bulunan bir ülke, hatta ayný açýðý daha vahim biçimde yaþayan Ýslam dünyasý için hayati önemde bir iþti. Türkiye’ye ve her Ýslam ülkesine yetiþmiþ insan lazýmdý.
Okullarýn tamamý tabii ki Ýslam ülkelerinde deðildi, Amerika belki de okullarýn en yaygýn olduðu ülke idi. Peki oradaki okullarýn Türkiye için bir anlamý var mýydý? Evet, oralardaki okullar da en azýndan “Sempati tohumu atmak” niteliðinde bir faaliyet diye okunabilirdi.
Ama, Hükümet - Camia iliþkisinin, “Paralel yapý” olgusu ile savaþ ortamýna sürüklendiði bir dönemin içine girilince, okullar konusu da baþka bir mahiyet kazandý.
Þu andaki Türkiye görüntüsü ne, ona bir bakalým:
- Eðitim alanýna ciddi yatýrým yapmýþ, genç insanlarý belli alanlara yönlendirmiþ, belli alanlarda ciddi “insan kaynaðý” oluþturmuþ bir Camia, bilinçli, önceden tasarlanmýþ bir operasyonla, Hükümet’in iyi niyetli, belki safiyane dostluk yaklaþýmýndan, belki Hükümetin “yetiþmiþ insan açýðý”ný kapatma duygusundan istifade ederek bu insanlarýn devlet içinde özel bir yapýlanma oluþturmasýný saðlýyor.
Bu tespiti Camia belki kabul etmeyecektir. Öncelikle böyle görünmeyi istemeyecektir. Çünkü böyle görünmenin eðitim faaliyetleri, yani “insana yatýrým”ý uluslararasý nitelik kazanan bir Camia için sorun teþkil edeceðini bilmemesi mümkün deðildir. Ama böyle bir vakýanýn dünya tarafýndan görüldüðü de bir gerçektir.
Devletin en kritik alanlarýnda etkinlik kazanmýþ, ama siyaseten toplum denetiminde olmayan, toplumun seçtiklerine kendisini taþýtan bir yapý.
Bu yapýyý, þu veya bu operasyonel amaç için “kullanan”, ya da onunla “iþbirliði” yapan uluslararasý güçlerin ya da istihbarat teþkilatlarýnýn bilmemesi mümkün deðildir.
Þimdi soralým:
Hangi ülke, böyle, “insana yatýrým” gibi masum görünümlü bir yapýnýn yarýn kendi ülkesinde de “paralel yapý” oluþturmasýný kabul eder? Sizin, eðitim ortamýnýza giren insana, nasýl bir kiþilik formatý verdiðinize bakmaz mý? Nasýl olup da, bu insanlarýn, devlet içinde ayrý hiyerarþik iliþki içine girebildiðini sorgulamaz mý? “Ya benim ülkemde ellerine teslim ettiðim çocuklarýmýn zihni de abluka altýna alýnýrsa...” diye bir kaygý içine girmez mi?
Cumhurbaþkaný Gül, Danimarka gezisinde kendisine okullar sorulduðunda negatif bir söz söylemedi, hatta okullarýn faydasýndan söz etti, ancak bir þey ekledi. Sözün o kýsmý Camia medyasýna yansýmadý. Dedi ki sayýn cumhurbaþkaný:
- Bundan sonra okullara o ülkelerde de baþka türlü bakýlacak.
Ýþte bu çok basit, ama çýplak gerçek niteliðinde bir tespittir.
Ben, bugüne kadar okullarýn amacý üzerine yazdýðým yazýlarda, genelde “geleceðe Türkiyesempatisi tohumu ekmek” gibi bir hususu ifade ettim. Her çocuk, kendi ülkesini yüceltme gayesini taþýyacak, ama Türkiye’yi de sevecekti. Bu hiçbir ülke tarafýndan yadýrganmazdý. “Kendi ülkesinde bile sorun haline gelen uluslararasý boyutta bir örgütün çengel attýðý çocuklar - gençler” görüntüsü ne kadar problemli bir görüntüdür.
Diyorum ki Camia, Türkiye’de girdiði savaþ söylemi ile kendi eliyle okullarýn üzerine böyle bir gölge düþürdü. Bundan sonra okullarýn her ülkede “gözaltýnda” olacaðý muhakkak. Baþýndan beri “Bu savaþ dilini taþýtmayýn masum insanlara” diye seslenip duruyorum. Ama medyadaki savaþ dilinin gözü hiçbir þeyi görmüyor. Yazýk. Þunu söyleyeyim: Hükümete kýzmayýn, kendinize kýzýn.
Semih Yalçýn diye biri:
Tanýyor musunuz?Siyaseti takip ediyorum ama ben de tanýmýyordum. MHP milletvekili imiþ. Gaziantep’ten. Önüme bir sövgü metni getirildi. Bahçeli yazýma karþý bir gazetenin internet sitesinde döþenilmiþ.
Ýyi hakaret ediyor Semih Bey. Hakaret siyaset sayýlýyorsa. Hakaret bir karakteri yansýtýyorsa, ona da diyecek bir þey yok. Seviyelerini görmüþ olduk, o kadar. Benim Bahçeli yazým, bir “seviye arayýþý”ný ifade ediyordu, ama ortaya Semih Yalçýn seviyesi çýktý. Ýsminin baþýndaki “Prof. Dr.” titrine ne diyeyim ki... Hem milletvekili, hem Prof. Dr... Allah Allaaah! Þaþtým kaldým.