TUÝK verilerine göre 1940’da ülkemizde okuma yazma oraný % 28’lerde. 1947 seçimlerinde CHP 395 milletvekili ile birinci parti olurken DP 66 milletvekili ile ikinci sýrada seçimi tamamlar. 1950’ye gelindiðinde okuma yazma oraný % 33,6. 1947 seçimlerinden tam 3 yýl sonra gerçekleþen ve tarihimizin ilk demokratik seçimi olarak görülen (Gizli oy, açýk tasnif) 1950 seçimlerinin sonuçlarýna bakacak olursak DP 415 milletvekili ile birinci olurken CHP 69 milletvekili ile ikinci sýradadýr. Ýlginç olan durum, seçmenin tercihinin üç yýl içinde nasýl bu kadar belirgin olarak deðiþtiði sorusudur? Þaibe aslýnda 1950 öncesinde yapýlan seçimlerdedir.
1957 yýlýndaki seçimler öncesi ülkemizde okuma yazma oraný % 37. Yani bir öncesi seçime göre okuma yazma oranýnda artýþ söz konusu. Yapýlan seçimlerde DP 424 milletvekili ile birinci olurken CHP 178 milletvekili ile ikinci sýrada. Halkýn özgür bir þekilde yaptýðý siyasi tercihten rahatsýz olanlarýn kýþkýrtmalarý sonucu gerçekleþen 1960 askeri darbe sonucunda yapýlan seçimde ise CHP’nin sadece 173 milletvekili ile birinci olduðunu görüyoruz. DP’nin yerine kurulan AP ise 158 milletvekili ile ikinci sýrada olurken, MP ise 54 vekil ile seçimi üçüncü bitirir.
1965 seçimleri öncesi okuma yazma oraný nüfusun % 42’sine denk geliyor. Yani her geçen sürede okuma yazma oraný bir önceki seçim dönemine göre artýyor. 1965’de 242 Milletvekili ile AP (Adalet Partisi) birinci olurken 134 milletvekili ile CHP ikinci olur. Benzer sonuçlar 1969 seçimleri içinde söz konusudur. AP 256, CHP 143 milletvekili çýkarýr.
1973’de okuma yazma oraný Türkiye nüfusunun % 48’ni oluþtururken 1973 seçimlerinde Bülent Ecevit’in baþýnda olduðu CHP 185 milletvekili ile birinci, AP 149 vekil ile ikinci ve DP 45 milletvekili ile üçüncü olur. Sað partiler toplamda yine seçimi önde bitirmiþtir.
Askeri müdahalenin yaþandýðý 1980’de okuma yazma oraný artýk nüfusun yarýsýný geçmiþtir. 1983’de gerçekleþen seçimlerde Turgut Özal’ýn baþýnda olduðu Anavatan Partisi 211 milletvekili ile birinci, CHP 117 milletvekili ile ikinci olur. Yine okuma yazma oranýnýn daha da arttýðý 1987 seçimlerinde Anavatan Partisi vekil sayýsýný 292’ye çýkarýrken CHP 99’a düþürür. Muhafazakâr ve sað görüþlü partilerin zaferi 1991 seçimleri ile DYP’nin 1995 seçimleri ile de Erbakan’ýn Refah Partisinin birinci çýkmasý ile devam eder. 1995 ‘de okuma yazma oraný artýk % 60’týr.
28 Þubatta gerçekleþen müdahale sonrasý yapýlan 1999 seçimleri 1960 darbesinden sonra gerçekleþen seçimleri hatýrlatýr. Sol bir parti olan Ecevit’in DSP’si 136 milletvekili ile birinci olurken MHP 129, Refah Partisinin yerine kurulan Fazilet Partisi 111 milletvekili ile üçüncü olur. Okuma yazma oraný nüfusun artýk % 68’ini oluþturmaktadýr.
2002 ‘den 2015’e kadar ülkemizde okuma yazma oraný hýzla artmýþ olduðunu söyleyebiliriz. 2008 TUÝK verilerine göre okuma yazma oraný % 85,5. 2015’de bu oranýn % 90 civarýnda olduðu söylenebilir.2002’de % 34, 2007’de % 46 ve 2011’de oy oranýný % 49’a çýkarmýþ bir Ak Parti gerçeði dikkat çekicidir. Okuma yazma oraný Türkiye’de her geçen gün artarken sözde okuma yazma bilmeyen cahil halkýn kullandýðý siyasi tercihin muhalif kesimce küçümsenmesi, yapýlmaya çalýþýlan algý operasyonundaki çeliþkinin göstergesi konumunda.
Biraz daha ayrýntýlý olarak özele inelim. 21 Eylül 2010 tarihli araþtýrma sonuçlarýna göre Ýzmir’in % 6’sý okuma yazma bilmezken % 41’i ilkokul, % 5’i ortaokul, % 19’u lise ve % 10’unu yüksek okul mezunlarý oluþturuyor. 2010 referandumunda ise çýkan hayýr oyu % 75. CHP’nin kalesi olarak bilinen Ýzmir’de durum genel olarak yerel ve genel seçimlerde de benzer tablodan oluþuyor.
Buna karþýlýk Ak Parti’nin en fazla oy aldýðý illerden olan Konya’da okuma yazma bilmeyen nüfus % 6, ilkokul % 49, ortaokul % 4, lise % 13 ve yüksekokul mezunu olan ise nüfusun % 8’i. Referandumda ise evet oraný % 70. Bu iki ilin okuma yazma oranlarýnýn birbirlerine çok yakýn olmasý ve yapýlan siyasi tercihin okuma yazma oraný ile pek de alakalý olmadýðýnýn göstergesidir desek yanlýþ olmaz.
Ýtalyan akademisyen Dr. Michelangelo Guida, 2009 yerel seçimlerinde Ýstanbul’un ilçeleri Kadýköy, Küçükçekmece ve Üsküdar’da üç bin kiþiyi kapsayan bir anket yapar. Sonuç olarak CHP ve Ak Parti seçmeninin sosyal, eðitim ve kültürel açýdan anlamlý bir farkýnýn olmadýðýný söyler. Hatta bir seçmene sorduðu Neden CHP’yi tutuyorsun? Sorusu karþýsýnda aldýðý ‘Biz Dededen CHP’liyiz’ cevabýna þaþýrýr. Bir partiye dededen itibaren nasýl aidiyet duyulduðunu anlamadýðýný ifade ederken Ak Parti’ye oy verenlerin daha esnek olduðunu lidere ve partinin icraatlarýna göre oy verdiðini söyler. Bu son çalýþma seçimlerde oy verme iþleminin gerçek sebebini net olarak gözler önüne serer.
1-2: Referandum Sonuçlarýnýn Analizi, Prof. Ömer Çaha. 2010. - www.memurlar.net/haber/177257/