Okumak bilmez, gözü defterdarlıkta

Seçim yasakları başladı. Anket yayınlamak yasak. Dolayısıyla rakam vermek sakıncalı. 

Dün 16 araştırma şirketinin verilerini gördüm.

7 Haziran sonuçlarında pek öyle ahım şahım bir değişiklik yok.

MHP ve HDP’nin oylarında bir miktar düşüş var ama her ikisi de barajın üstünde.

CHP’nin oylarında da nisbi bir yükseliş var.

Fakat hiçbirinin iktidar oranını yakalama imkan ve ihtimali yok.

***

Zaten merak edilen de iktidarın tek alternatifi olan AK Parti’nin oy oranıdır.

Şirketlerin tamamı AK Parti oylarında bir gerileme olmadığında ittifak etmiş.

16 araştırma şirketinden sadece birinde AK Parti oyları yerinde sayıyor, diğer 15 şirketin verileri oyların arttığını gösteriyor.

Başbakanın masasında olduğu söylenen şirketin verilerine göre de AK Parti tek başına iktidarı yakalamanın sınırında.

***

O kadar aleyhte propagandaya rağmen oylar nasıl artar?!

AK Parti muhalifleri bu gerçeği bir türlü kabullenemiyorlar.

Oysa yüzde 70’i muhafazakar olan seçmenin her şeye rağmen AK Parti’yi tercih etmesinin çok basit sebepleri var.

Tarihine, manevi değerlerine ve milli kültürüne yabancı kesimlerin bunu anlaması ve kavraması imkansız değil ama ön yargılı olunca algı değişiyor.

***

35 yaş üstündeki  herkes 14 sene önceki Türkiye ile bugünkü Türkiye’nin farkını çok iyi biliyor. Devletin o günlerde vatandaşına bakışıyla bugünkü bakışı arasındaki büyük farkı sadece bilmiyor fiilen yaşıyor.

Dün başörtülü olduğu için fişlenip sakıncalı görülerek işinden edilirken bugün devletin tüm kurumlarında başörtülü memure hanımlar diğer meslektaşlarıyla eşit şartlarda çalışabiliyor! Bunu önyargılı liberal geçinenlerin, laikçilikten dem vuranların, ulusalcıların ve kendine demokratların anlaması mümkün değildir. Ama ezici çoğunluğu muhafazakar olan toplumun bu devrim mahiyetindeki normalleşme icraatını unutması mümkün değil.

***

Dün devlet İslam ile ilgisi olan her şeyi irtica işareti sayarak ayırım yapmadan bütün dindarlara potansiyel suçlu muamelesi yapıp, İslam’ı öğretiyor diye İmam-Hatipleri kapatırken bugün aynı devlet o okulları teşvik ediyorsa, ezici çoğunluğu dindar olan seçmen bu normalleşmeyi de asla unutmaz.

Erkek-Ürkek propagandasıyla dindar çevrelerin oylarını alan ama ortak olduğu hükümette dindarların hukukunu koruyamayanlarla AK Parti farkını çok iyi gören seçmen aldığı hizmetin karşılığını vermekte tereddüt etmedi/etmiyor.

***

Dün bu okullardan mezun olan gençlerin üniversiteye girişlerine engel olmak için bin bir türlü cambazlık yapan aynı devlet bugün diğer arkadaşlarıyla eşit muamele yaparak onlara yüksek tahsil imkanı veriyorsa dindar seçmenin bunu da unutması mümkün değildir.

Dün Kur’an okumayı bile irtica emaresi kabul eden aynı devlet bugün askeri okullar dâhil bütün eğitim kurumlarında Kur’an ve Siyer derslerini seçmeli ders olarak okutturuyorsa dinine bağlı bu milletin bunları unutması mümkün değildir.

***

Milletin özlediği beklediği bu normalleşme hamlelerini AK Parti gerçekleştirdiği için dindar seçmen onu yalnız bırakmıyor.

Bu normalleşme icraatlarını hâlâ dinci politika diye yaftalayanların bu milletin bütününü anlamadıkları ve milletin tamamının partisi olamadıkları da aldıkları oylardan belli.

***

Bir de muhafazakar ve dindar olmadığı halde AK Parti’ye oy veren seçmen kesimi var. AK Parti onların oylarını başörtüsü, İmam Hatip, Kuran ve Siyer dersi icraatları sebebiyle değil gerçekleştirdiği projeler sebebiyle alıyor.

Bu kesim ön yargısı olmayan sağduyulu seçmen kesimi.

Ön yargılı olmadığı için demokratikleşmeden ekonomiye, ziraattan sanayiye, sağlıktan savunmaya kadar diğer alanlarda AK Parti hükümetlerinin gerçekleştirdiği ve halen devam eden projeleri sebebiyle AK Parti’ye oy veriyor.

AK Parti bu yönüyle insanı öne çıkardığı için farklı kesimleri de kucaklayan bir hizmet ve kitle partisi özelliği kazanıyor.

Dolayısıyla AK Parti sadece muhafazakarların değil bütün vatandaşların sorularına cevap bulabildiği ve sorunlarının çözüldüğü bir parti özelliği taşıyor.

Öteki partilerin hali, “Okumak bilmez, gözü defterdarlıkta” cinsinden.