Önce bir ‘köþe yazarý’nýn itiraflarýný sunayým: “Türkiye’ye ait olan, Türkiye’de oluþan, ucundan bile olsa Türkiye’ye bulaþmýþ hiçbir haberi, hiçbir yorumu okumamaya, dinlememeye baþladým. Türkiye’den tam anlamýyla mutlak biçimde kopabilmek için Türk gazetelerini okumuyorum. Televizyon kanallarýna bakmýyorum. Yabancý gazetelerin sadece popüler kültürle, sanatla ilgili haberlerini okuyorum, onlar hakkýndaki yorumlara bakýyorum. Cebinde basýn kartý taþýyan, mesleði sorulduðunda utanarak da olsa ‘Gazeteciyim’ diyen bir insanýn, üstelik her gün köþe yazýsý yazan bir insanýn, bu koþullarda neler üreteceðini, neler yazabileceðini görmek ve göstermek istiyorum.”
Yazarýmýz bu dediði çerçevede yazmaya ayný hýzla devam ediyor...
“Böyle yazar mý olurmuþ...” diye kendisini tefe koyacaðýmý sananlar fena halde yanýlýyorlar. Tam tersine, hem aldýðý karar hem de bunu itiraf etmesinden dolayý, kendisini tebrik ediyorum... Eðer birilerini eleþtireceksem... Türkiye’de olup bitenleri takip eder görünen, her konuya maydanoz olmaktan çekinmeyen, ancak herkesin gördüklerini farklý yansýtanlar ne güne duruyor?
Gazetelerde yazan insanlara köþeler hatýr gönül düþünülerek verilmiyor; öyle verildiði de oluyordur belki, ama onlarýn uzun ömürlü olacaðýný sanmýyorum. Gazeteler, daha doðrusu akýllý yöneticiler, ‘hangi yazar ne kadar okunuyor’ sorusuna cevap teþkil edecek araþtýrmalara mutlaka göz atar...
Ýnternet üzerinden de anlaþýlýr yazarlarýn okunup okunmadýðý; yazýlara gelen ‘týklama’ yöneticilerin ve patronlarýn önündedir...
Kendisini ‘merkezde’ konuþlandýran ve her fýrsatta bunu vurgulayan gazetelerden biri, internette yeni bir uygulama baþlattý. Gazeteye internet üzerinden ulaþan okurlar artýk kendileri hakkýnda istenen bilgileri vermeden yazarlarýn yazýlarýna bakamýyorlar...
Kayýtlý okur olma þartýyla yazarlara ulaþýlýyor... Para istenmiyor, sadece küçük bir zahmet...
Peki þimdiye kadar kaç kiþi gazetenin bütün yazarlarýný okuyabilmek için ‘kayýt olma’ zahmetine katlandý?
‘Medya Summit’ etkinliðine katýlan gazete patronu merakýmýzý giderdi.
Eskiden güç ve kontrol ayrýlmaz ikiliymiþ, yeni dünyada tam tersine evrilmiþ bu iliþki; artýk güç kontrolü paylaþmaktan geçiyormuþ... Onlar da gazetede bunu saðlamak için kayýt iþlemine baþlamýþlar. “Büyük yazarlarýmýzýn altýna okur yorumlarýný nasýl açacaktýk?” diye sormuþlar ve cevabý “Tabii ki, kayýt yoluyla” olmuþ... “Bu, büyük bir devrim” de diyor gazetenin patronu...
Ýddia büyük, ama katýlým ne durumda?
Bu bilgiyi de yine ondan öðreniyoruz: 300 bin...
Evet, kendisini ‘merkezde’ konuþlandýrmýþ, herkesin okuduðu varsayýlan gazetenin internet sitesine giren insanlardan yalnýzca 300 bin kiþi, yazarlarý okumak için konulan basit þartý yerine getirmiþ...
Türkiye’de olup bitene kulaklarýný týkamýþ, sadece kendi gündemini okurlarýyla paylaþtýðý itirafýný çekinmeden yapan yazarýn yazýlarýný, eminim, daha fazla kiþi takip ediyordur... O gazetenin yazarlarýnýn hepsini birden okuma imkâný sadece 300 bin kiþiyi zahmeti üstlenmeye sevk etmiþ...
O gazetenin þimdilerde yaptýðýný Ýngiliz The Times gazetesi 2010 yýlýnda baþlatmýþtý. 15 Haziran 2010’da sayfalara girebilmek için kayýt olma þartý kondu, kýsa süre sonra da yazarlara eriþim paralý hale getirildi. Para istendiðinde, gazeteye internetten uðrayan okur sayýsý yüzde 10’un altýna düþüverdi.
Ancak Times’ý çýkaranlar bunu bekliyorlardý; para geleceði hesabýyla böyle bir yola baþvurduklarýný biliyoruz. “15 bin kiþi bile kalsa ve herbiri ayda 2 Sterlin ödemeyi kabul etse, ayda 120 bin, yýlda da 1.4 milyon Sterlin gelir elde ederiz” hesabý...
“Para mý, okunma mý?” sorusuna “Para” cevabýný veren Times uygulamayý sürdürüyor... Bakalým “Lütfen kayýt olun” deyince okur sayýsý 300 bine düþen ‘merkezde’ konuþlanmýþ gazete, ikinci adýmý atýp yazarlarýný okutmak için para istemeyi göze alabilecek mi?
Ne dersiniz, göze alabilir mi? Ne hoþ bir deneme olurdu...