Brüksel’deki saldýrýlar, kelimenin tam anlamýyla küresel ölçekte büyüyen tehdidin ifadesi. Bana dokunmaz, benim kapýmý çalmaz dediðiniz her þey bir þekilde gelip sizi vurabiliyor.
Her saldýrýnýn ardýndan gözler coðrafyamýza çevriliyor. Parmaklar Ýslam’a ve Müslümanlara yöneliyor. Dahasý, geçtiðimiz Kasým ayýnda Paris’te, önceki gün Brüksel’de olan saldýrýlarýn ardýndan, birileri terörle ilgili tavýrlarýný ve duruþlarýný gözden geçirmek yerine hemen ‘olaðan þüpheli’ye iþaret ediyor. Israrla, inatla ve arsýzca hedef gösterilen isim; Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan.
Brüksel saldýrýlarýnýn hemen sonrasýnda ana muhalefet partisinden gelen akýllara ziyan açýklamalar, bunlar üzerinden sosyal medyaya yayýlan bilgi ve yorum kirliliði, Türkiye’nin son yýllarda yaþadýðý kuþatmanýn sadece dýþarýdan deðil, içeriden de olduðunu gösteriyor. Bu ülke, tam da Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ifadesiyle bir kurtuluþ mücadelesi veriyor. Terörle yakýn tarihinin en sert ve sonuç alýcý mücadelesinin yaný sýra, devleti içeriden ve dýþarýdan kuþatan paralel çeteyle boðuþuyor. Bunlarý yaparken bir yandan özgürlük ve demokrasi çýtasýný korumaya, diðer yandan geleceðe dair vizyonunu þekillendirmeye çabalýyor.
Her gün þehit cenazelerinin canýmýzý yaktýðý bir dönemde, varlýðýmýzý hedef alan terör örgütü, Batýlý baþkentlerde sanki yardým derneði gibi aðýrlanýyor. ‘Bugün bizim canýmýzý yakan, yarýn sizi de hedef alýr. Terör örgütleri arasýnda ayrým yapmayýn. Hepsinin mantýðý ve tetikçiliði aynýdýr’ dediði için Türkiye ve Erdoðan hedef ilan ediliyor.
Bu nasýl bir kepazelik! Daha dün, 13 Kasým’da Paris’teki terör saldýrýsý ortaya çýktýðýnda bu ülkenin Cumhurbaþkaný çýkýp, ‘Ankara’daki acý neyse, Paris’teki de odur’ demedi mi? Acýlar arasýnda ayrým yapýlmasýn mesajý vermedi mi? Ortak bir akýlla tedbir almazsak, bu tehdit yaygýnlaþýr diye tüm dünyaya çaðrýda bulunmadý mý?
Türkiye suçlu, Erdoðan þüpheli öyle mi!
Neden?
11 Eylül saldýrýlarýnýn ardýndan Afganistan’ý ve Irak’ý kana buladýðý için mi? Terörle mücadele adý altýnda dünyanýn dört bir yanýnda terörü daha azgýn hale getirdiði için mi?
Irak’ta ve Suriye’de geniþ kesimlerin siyasi sistemde var olmasýný engelleyip, coðrafyamýzý terör üreten bir bataklýða dönüþtürdüðü için mi? Ýnsanlarý alýp binlerce kilometre ötede karanlýk zindanlarda iþkenceye tabi tuttuðu için mi?
Bunlarýn sorumlusu Türkiye mi, Erdoðan mý? Birinci Dünya Savaþý sonrasýnda kurulan sahte düzeni yýkýp, yeni bir düzen kurma þehvetiyle hareket eden kim? Yeni düzen kurulsun diye yeni çatýþma alanlarý ve örgütler icat eden kim? Suriye’de meþru muhalefeti desteklemek yerine vuran, terör þebekelerini vuruyormuþ gibi yapan kim?
Önce Afganistan’da, þimdi hemen yanýbaþýmýzda sizin yeni düzen ve harita hesaplarýnýza hizmet eden þebekeler kurup, þimdi hangi yüzle þikayet ediyorsunuz? DAEÞ ya da benzerleri, yeni düzenin oluþumuna katký saðlayan yýkým ekipleri deðilse nedir? Onlarla mücadele etmek adýna müdahale ettiðiniz hangi ülkede, hangi bölgede barýþ var?
Türkiye, hepinizi meþruiyet ve temsil konusunda binlerce kez uyardý. Geniþ kesimleri kuþatan meþru ve açýk bir seçim, onlarý temsil eden bir siyasi model konusunda Irak’ta ve Suriye’de tüm dünyaya mesaj verdi. Bunlara kulak týkayýp konforlarýný sürdürenler, þimdi canlarý yanýnca suçlu arama telaþýna girdi.
Yeri gelmiþken, dün Brüksel’de, öncesinde Paris’te demokrasiyi ve özgürlükleri bir anda askýya alanlar, hala Türkiye’nin her gün mücadele ettiði teröre karþý aldýðý tedbirleri kýnayýp endiþeliyiz mesajlarý verecekler mi?
Unutmayýn. Türkiye, olmadan barýþý konuþamayacaksýnýz. Erdoðan giderse barýþ gelir diyenler de unutmasýn; Erdoðan olduðu sürece bu ülkeyi baþka hesaplarýn parçasý haline getiremeyeceksiniz.
Ve lütfen. Bu ülkenin cumhurbaþkanýný, dünyaya hedef gösterip suçlu ilan edenleri de asla unutmayalým.