Pakistan’da yüzüne asit atýlan kadýnlarýn hikayelerini anlattýðý belgeseli ile Oscar ödülü alan Sharmeen Obaid Chinoy “Sesi çýkmayana ses vermek ve izleyicilerin unutulmuþ olana odaklanmasýný saðlamak istiyorum” diyor.
36 yaþýnda, Pakistanlý genç bir kadýn... Ülkesindeki kadýnlarýn maruz kaldýðý asitli saldýrýlarý anlattýðý Saving Face (Bir Yüzü Kurtarmak) belgeseli ile Oscar Ödülü aldý. Ayný yýl Time dergisi tarafýndan dünyanýn en etkili 100 kiþisinden biri seçildi... Sharmeen Obaid Chinoy, Sabancý Vakfý’nýn sivil toplum alanýndaki yeni yaklaþýmlarý tartýþmaya açtýðý Filantropi Seminerleri’nin 8’incisine katýlmak üzere Ýstanbul’daydý. “Baþrolde Ödüllü Kadýnlar Var” konulu seminerde konuþan Obaid Chinoy, öncesinde STAR pazar’ýn sorularýný yanýtladý. Kadýnlara yönelik þiddetin tüm dünyada yaygýnlaþan bir sorun olduðuna dikkat çeken Sharmeen Obaid Chinoy, “Türkiye’de özellikle bir vakadan çok etkilendim. Bergen’in baþýna gelenler asit atma fiilini içeren suçlara karþý niçin daha sert yasalar koymamýz gerektiðine bir baþka örnektir. Bu suçlarý iþleyenler mahkemede suçlu bulunsalar bile sadece birkaç yýl hapis yatýp çýkacaklarýný biliyor” diyor.
Genç yaþta birçok baþarýya imza atan Obaid Chinoy, “Kariyerinizde kadýnlarla ilgili çalýþmalar yapmaya nasýl karar verdiniz?” sorusuna þu cevabý veriyor:
“Zamanýn þu andaki ruhuna uymayan hikayeler, sýklýkla anlatýlmadan kalan hikayelerdir. Filmlerimde gizemlerini çözmek istediðim hikayeler, iþte bunlar. Birtakým özgürlüklere sahip olma þansýna eriþmiþ bir kadýn olarak birçok kadýnýn bu özgürlüklerden yoksun olmasýný anlayamýyorum. Filmler öyle þeylerdir ki perdede gördüðünüz her karakterin ruhunu açmakla kalmazlar, meselelerin de özünü ortaya çýkarýrlar. Filmler olmasaydý o meseleler bir gazete baþlýðý veya bir istatistikten ibaret kalabilirdi. Bir sinemacý olarak kariyerimde bana bu düþünce rehber oldu. Sesi çýkmayana ses vermek ve izleyicilerin unutulmuþ olana odaklanmasýný saðlamak istiyorum.”
Kadýna yönelik þiddet ve ayrýmcýlýðýn “çoðu kez tam da içinde yaþadýðýmýz bu sistemin bünyesinde yer etmiþ bir þey” olduðunu düþünüyor. Genç yönetmenin verdiði örnek kendi ülkesinden gelse de pek tanýdýk:
“Pakistan, sistemik ayrýmcýlýk fikirleriyle dolup taþar. Yasalarýmýzýn kaleme alýnýþ tarzý buna bir örnektir. Ayrýmcýlýk yaþadýðýmýz bir þeydir. Örneðin Pakistan televizyonunda kadýnlarýn ya saf ya da fesatçý karakterler olarak canlandýrýlmasýnda da ayrýmcýlýk vardýr. Ayrýmcýlýðýn kökünü gerçekten kazýmak istiyorsak önce yaþam tarzýmýzý deðiþtirmemiz lazým. Çünkü deðiþmesini istediðimiz davranýþlar yaþam tarzýmýzýn sonucudur.”
‘Gelecekten umutluyum’
Dünyayý deðiþtirecek güce sahip kadýnlarýn öykülerine rastladýkça geleceðe dair umutlarýnýn arttýðýný söylüyor Sharmeen Obaid Chinoy. Bu öyküleri bizimle de paylaþýyor:
“Olaðanüstü cesaret ve azim sahibi daha fazla sayýda kadýna rastlýyorum. Asýrlardýr kök salmýþ adaletsizliklere karþý seslerini yükseltip mücadele eden, kapalý kapýlarý kýran, tip ve davranýþ kalýplarýný yerle bir eden kadýnlar... Ýþte bu kadýnlardan söz edeceðim. Naseem Akhtar saðlýk çalýþaný bir kadýndý. Aldýðý ölüm tehditlerine raðmen Pakistan’ý çocuk felcinden arýnmýþ bir ülke yapmaya kararlýydý. Kocasý tarafýndan vurularak öldürüldü. Þu anda 26 yaþýnda olan Huamira Bachal, eðitim mücadelesine 12 yaþýndayken baþladý. Bu kadýnlarýn cesareti ve dayanýklýlýðý bana güç veriyor; dünyada hala alt edilemeyecek kadar iyiliðin var olduðunu, bunun korunmasý ve bir sevinç kaynaðý olarak görülmesi gerektiðini hatýrlatýyor.”