Birçok Avrupa ülkesi yasakladý... Bayrak asamazsýn, “darbe karþýtý” nümayiþ yapamazsýn, toplantý ve gösteri yürüyüþü düzenleyemezsin.
Sadece Türk bayraðý asamýyorsun tabii... Baþka bayraklar serbest. Mesela, Avrupa ülkelerinin “terör örgütü” listesine girmiþ PKK’nýn bayrak ve flamalarýný dilediðin yere, dilediðin yüksekliðe asabiliyorsun, o bayraðýn altýnda her türlü melaneti sergileyebiliyorsun.
Hatta istersen, terör örgütünün piarýný bile yapabilirsin.
Brüksel’de oldu böyle bir þey... Avrupa Parlamentosu çatýsý altýnda PKK/PYD sergisi açýldý, bol miktarda bayrak, flama ve örgütsel gereç teþhir edildi.
Kýsýtlama ve yasak, sadece Türkiye Cumhuriyeti devletine, o devletin yöneticilerine yönelik...
Bu, elbette, yaptýrýmý da olan bir kýsýtlama: “Böyle devam edersen, sonucuna da katlanýrsýn...”
Nasýl bir sonuç?
Ýlk müjde valslerin ülkesi Avusturya’dan geldi: Türkiye’deki rezil darbe giriþimini protesto eden Türklere, usulünce (!), “Ya evlerinize bayrak asmaktan vazgeçersiniz, ya da bu güzel ülkeyi terk edersiniz” dendi.
Bir baþka “güzel ülke” darbe karþýtý mitingi yasakladý.
Bir baþkasý, mahkeme kararýyla, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn telekonferans sistemiyle baðlanýp konuþma yapmasýný engelledi.
Bütün bu güzellikler earasýnda, kendisine “demokrat-liberal” süsü veren Fetullahçý karþýlaþtýrmalý edebiyat uzmaný Murat Belge de çýktý, “daha da güzeli var” dedirtircesine, “Bütün bunlarý hak ediyorsunuz” demeye getiren bir yazý yazdý.
Murat Belge’ye göre (özetleyerek aktarýyorum), “Avrupa niçin darbeyi bastýrmýþ olmamýzla ilgilenmiyor, niçin bize geçmiþ olsun demiyor, niçin darbecileri koruyor, niçin hâlâ Erdoðan’ý eleþtiriyor, niçin yanýmýzda durmuyor?” deme hakkýmýz bulunmuyor.
Sebep þuymuþ:
Bazý darbeciler halk tarafýndan tartaklanmýþ.
Bazýlarý kayýþlarla dövülmüþ.
Bu görüntüler Avrupa’ya da ulaþýyormuþ. Ýþkence ve kötü muamele karþýsýnda ilkesel olarak tepki koyan Avrupa, bu görüntülere bakarak yanýmýzda durmamayý tercih ediyormuþ.
Özetle bunlarý söylüyor.
Sonra da Erdoðan faktörü”nü hatýrlatýyor. “Erdoðan, Batý’da demokrasiye saygýsý olan bir Cumhurbaþkaný olarak görülmediði için...” diye baþlayarak, “hem vicdansýz, hem kötü nasýl olunur?” sorusuna cevap teþkil edecek bir sürü mazeret cümlesi sýralýyor.
Murat Belge’den, halký tanklara ve uçaklara karþý sokaklara döken “duygu”yu anlamasýný, oradaki sosyolojiyi görmesini beklemiyoruz.
Bir “seçkin” olarak Murat Belge, standartsýz Batý dünyasý Türkiye’ye (“Türk insaný” adý verilen kara kalabalýklara) nasýl bakýyorsa, öyle bakýyor.
Murat Belge’den, “iþkence ve kötü muamele karþýsýnda ilkesel olarak tepki koyan” Avrupa’nýn, tepki koymasý gereken dönemlerde görevden nasýl kaçtýðýný hatýrlamasýný da beklemiyoruz.
Sinik, ironik ve kötü bir insanla karþý karþýyayýz çünkü.
Evet, “kötü...” Bunun altýný özenle çizmemiz gerekiyor,
Halký yaylým ateþine tutan tanklar, keskin niþancýlar, önüne gelen hedefe bomba yaðdýran savaþ uçaklarý liberal Profesör Murat Belge’ye bir þey anlatmýyor. Kafatasý ezilmiþ, baðýrsaklarý dökülmüþ, kolu-bacaðý bir yana fýrlamýþ insanlarý görmüyor.
Niye?
Batý ülkeleri görmediði için görmüyor. “Demokrasiye saygýsý olmayan” bir liderin ülkesinde yaþandýðý için görmüyor.
Görmediði ne çok þey var!
Bu darbeyi Fetullah Gülen’in yaptýrdýðýna iliþkin ortaya sürülen kanýtlarý da görmüyor. Bu konuda “itiraflar” olsa bile, bunlar Batý ülkeleri açýsýndan “yeterli kanýt” sayýlmazmýþ.
Biraz yukarýda “kötü” demiþtim.
Kötülüðü ele aldýðýnýzda, her melanet beklenir sizden. Bir darbeyi, sadece “kamuda tasfiyeler” ve “gözaltýna alýnan gazeteciler”den ibaret sayarsýnýz.
Hayatýný kaybeden insanlar vicdanýnýzda makes bulmaz.
Darbecilerin “infaz listesi”ne öylesine bakar geçersiniz
Belki de içten içe sevinirsiniz, “Ýkide bir bize laf çakan Ahmet Kekeç de infaz listesindeymiþ” dersiniz.
Eminim bunu dersiniz!