IÞÝD’e karþý Kobani’ de savaþanlar Kürt.
Kobani’ de ölen Kürt.
Diyarbakýr’ý yakýp yýkanlar Kürt.
Baþý taþla ezilerek öldürülen Kürt.
Ýstanbul’da otobüs yakanlar Kürt.
‘Meydanlara çýkýn’ diye talimat veren Selahattin Demirtaþ Kürt.
Selahattin Demirtaþ’ýn bu açýklamasýna tepki gösteren Türkiye’nin Maliye Bakaný Mehmet Þimþek Kürt.
Size bu yazýyý yazan Mustafa Nihat Yükselir Kürt.
Listeyi istediðiniz kadar uzatabiliriz.
Ülkede kýrký aþkýn insanýn ölümüne neden olaylar sonrasý iyi niyetli yapýlan yorumlarda ‘’Yazýk, ölen de Kürt öldüren de Kürt, bu olaylarýn hiç kimseye faydasý yok’’ türünden birçok yorum yapýldý.
Bu olayýn vahametini ortaya koymak ve tepkisini göstermek için yapýlmýþ bu iyi niyetli yorumlara söylenecek hiçbir þey yok.
Ancak bir Kürt olarak düzeltmenin yapýlmasý gerektiðini düþünüyorum.
Evet, doðru, ölen, baþý taþla ezilerek öldürülen o mazlum insanlar Kürt.
Peki, öldürene Kürt demek ne kadar doðru?
IÞÝD ‘ýn Kobani’ye saldýrmasý ile baþlayan süreç, baþ döndürücü bir þekilde ülke içinde bir provokasyonun gerekçesine dönüþtürülmesi ile ortaya bilançosu aðýr tablo çýkardý.
Yanmýþ sokaklar, kýrký aþkýn ölü.
Görünen gerekçe ‘Kürtler Kobani’de ölüyor ve Türkiye seyirci kalýyor’ idi. Sýnýrlarý aþan bir Kürt dayanýþmasý gibi gösterilen bu olay sonunda ölenlerin yalnýz Kürtler olmasý bu gerekçenin ne kadar inandýrýcý olamadýðýnýn kanýtlamak için yeter de artar.
Gerçek gerekçe ise IÞÝD ile PYD arasýnda yaþanan çatýþmalar bir anda ülkenin iç meselesine dönüþtürülerek Türkiye’nin çatýþanlar arasýnda bir tercihe zorlanmasýydý.
Türkiye’nin tercihin PYD olmasý ve bununla birlikte PYD’nin Türkiye’deki karþýlýðý olan PKK’nýn da resmen silahlý bir güç olarak tanýnmasýnýn önünü açýlmasý planlanmýþtý.
Bunu gerçekleþtirmek için çözüm sürecinin tehlikeye sokacak eylemler yaparak hükümeti köþeye sýkýþtýrma planý yapýldý. Bunun üzerine bu planý hayata geçirmek üzere Selahattin Demirtaþ sokaða inin çaðrýsý yaptý ve kýrký aþkýn vatandaþýn ölümü ile sonuçlanan olaylar yaþandý.
Yani görünüþte Kürtler’i kurtarmak için yapýldýðý söylenen bu olaylara da asýl kurtarýlmak istenen PKK idi.
Ölen onca Kürt’ün tek sebebi PKK’nýn Türkiye’de yasal bir muhatap olmasýný saðlamaktý.
Temel mesele Suriye’ de IÞÝD’in estirdiði terörün ortaya çýkardýðý tabloyu Türkiye’de çözüm sürecinin önüne bir pazarlýk unsuru olarak sürerek PKK’nýn elini güçlendirme hevesidir.
Bütün bu gerçekler çerçevesinde olaylarý deðerlendirdiðimizde ‘Ölen de Kürt öldüren de Kürt’ demek ne kadar gerçekçi olabilir.
Ben bir Kürt olarak altýný çizilmesinden yanayým.
Evet, ölen Kürt, ama öldüren Kürt deðil PKK.
Neden baþý ezilerek hunharca öldürülen bir Kürt, katili ile ayný þekilde anýlsýn?
Neden bu katliamý tasvip etmeyen ülkede kan akmasýný istemeyen çözümden yan olan Kürtler bu katliamý yapanlarla ayný þekilde anýlsýn?
Neden bu ülkenin Kürtleri kendilerini ölen ya da öldüren olarak görmek zorunda kalsýn?
Neden Kürt kelimesi ölüm ile katliam ile savaþ ile hep anýlýr olsun?
Ben bir Kürt olarak artýk bunu bir son bulmasýný istiyorum?
Peki nasýl olacak?
Bu ülkede yaþanan bu acý olay biz Kürtlere bir kez daha kanýtladý, olmazsa olmazýmýz çözüm sürecidir.
Bu ülkede hükümetin yürüttüðü ve Kürtler’in bu ülkede ‘sorun’’ olmaktan çýkmasý için tek çare olan çözüm sürecinin devamý her ne olursa olsun devam etmeli.
Baþbakanýn baþkanlýðýnda tekrar toplan Akil Ýnsanlar Heyeti, çözüm sürecini akamete uðratma çabalarýný engellemek ve süreci hýzlandýrmak için çalýþmaya baþlamasý çok önemli bir geliþme.
Bu toplantýda Baþbakan Davutoðlu’nun çözüm sürecinde hükümetin kararlýlýðýný anlatan “Kürtlerin Devleti Türkiye’dir “ sözü önemli bir sözdür.
Ölenlerin Kürt olmadýðý, öldürenlerin Kürt olarak anýlmadýðý bir ülkede yaþamak içi çözüm sürecinin kesintisiz devem etmesi gerekir.