63. Berlin Film Festivali Þili, Romanya, Kanada, Fransa ve Türkiye’den olgunluk yaþýna gelmiþ aktrislerin baþarýlarýyla öne çýktý.
Paulina Garcia, Luminita Gheorghiu, Pierrette Robitaille, Defne Halman... Kim bu kadýnlar? Elbette Defne Halman’ý Türkiye’nin tiyatro sahnelerinden, televizyon programlarýndan, baþta Ýstanbul Film Festivali olmak üzere açýlýþ/ kapanýþ törenlerinin sunuculuðundan tanýrýz. Ama diðerleri kim? Juliette Binoche ve Catherine Deneuve ile rekabet edecek düzeyde aktrisler, cevabýný verince zihinlerinizde soru iþaretleri oluþacaktýr... Oluþmasýn! Önümüzdeki festivallerde ya da Festivalscope, MUBI, Cinando misali çok ucuza film izleyebileceðiniz internet sitelerinden birinde Þili yapýmý Gloria’yý, Romanya yapýmý Child’s Pose’u, Kanada yapýmý Vic et Flo ont vu un ours’u izleyince ne müthiþ performanslar verdiklerini siz de takdir edersiniz.
63. Berlin Film Festivali’nde Altýn Ayý adayý olan bu üç film, baþarýlarýnýn yarýsýný baþrol oyuncularýna borçlu! Festival programýna önceden baktýðýmýzda Bruno Dumont’un Camille Claudel filminde Juliette Binoche’un, Emmanuelle Bercot’nun Elle s’en va filminde Catherine Deneuve’ün En Ýyi Kadýn Oyuncu dalýnda Gümüþ Ayý için potansiyel adaylar olacaklarýný tahmin ediyorduk. Ama iliþkili ülkelerden sinema çevresi dýþýnda kimse Garcia, Gheorghiu ve Robitaille’ýn olaðanüstü performanslarýyla karþýmýza çýkacaðýný tahmin etmezdi. Bu arada Robitaille’ýn rol arkadaþý, Fransýzlarýn gözde oyuncusu, Romane Bohringer’yi de ihmal etmeyelim.
Bu akþam 63. Berlinale’nin ödülleri sahiplerini bulduðunda En Ýyi Kadýn Oyuncu dalýnda Gümüþ Ayý’nýn bu liste dýþýnda gidebileceði ancak bir isim geliyor akla: Pia Marais’nin Layla Fourie adlý filminin Afrika kökenli Ýngiliz baþrol oyuncusu Rayna Campbell. 1980 doðumlu aktris de filmi omuzlarýnda taþýyor. Nina Hoss, Thomas Arslan’ýn Gold adlý filminde tek baþýna Vahþi Kuzey’e altýn aramaya giden Alman göçmeni her zamanki minimal oyunuyla gayet iyi canlandýrýyor ama geçen yýl Barbara ile yakaladýðý parlak baþarýnýn ardýndan bir sürpriz yapmýyor.
HALMAN, KAMERAYA YAKIÞIYOR
Defne Halman’ýn iyi oynadýðýný, yönetmeni Aslý Özge’nin onu cömertçe övmesinden tahmin ediyordum... Yine de kamera önüne bu kadar yakýþmasý -onu tanýyan ve seven biri olmama raðmen- benim için de sürpriz oldu. Çeyrek asýrlýk kocasýnýn onu aldatmasýndan duyduðu kýrgýnlýðý havadan sallanan koca bir kaya parçasý ile temsil ettiði bir sanat yapýtýna dönüþtürebilecek bir kadýný incelikle canlandýrýyor.
Paulina Garcia, Þili’de özellikle televizyondan tanýnan bir oyuncu. Pek fazla sinema filmi yok. Ama Gloria’dan sonra ülkesinin uluslararasý alanda en ünlü aktrisi olacaðýndan kuþku yok. Kocasý tarafýnden terk edilmiþ, iki çocuðunu büyütmüþ, müziði ve dansý seven, ikinci baharý yaþamaya hazýr, hayat dolu kadýn performansý izleyiciyi sarýyor.
Luminata Gheorghiu ise Romanya’nýn usta oyuncularýndan. Radu Mihaileanu’nun Ýhanet ve Yaþam Treni, Haneke’nin Kurdun Günü filmlerinden onu tanýrýz. Romanya’nýn yeni kuþaðý Cristi Puiu, Cristian Mungiu, Corneliu Porumbiu onsuz film çekmiyor! Gheorghiu, tek çocuðunun ‘kontrol delisi’ olduðu için onu elinin tersiyle itmesinden mustarip ama sevgisi ve tahakküm etme isteðiyle kocasýný ve oðlunu boðan iç mimarý inanýlmaz bir enerjiyle canlandýrýyor.
Deneyimli Kanadalý aktris Pierrette Robitaille ise hapishaneden yeni çýkmýþ, amcasýnýn ormanýn kýyýsýndaki evine sýðýnmýþ, yalnýzlýðýný aþýk olduðu Romane Bohringer ile gideren, göz makyajýný ihmal etmese de erkeksi beden diline sahip, sert görünmekle birlikte içinden kýrýlgan bir kadýný oynuyor.
Bu þahane aktrislerin potansiyellerini ortaya çýkaracak rolleri yazan senarist ve yönetmenlere de þapka çýkartmak gerek.