‘Oltaya yakalanmýþ balýðýn yem'e ihtiyacý yoktur!'

Yine önemli geliþmeler, dýþ siyasette...

Amerikan Baþkaný, irili- ufaklý 110 devletin baþkan veya baþbakan seviyesindeki liderlerini 'Demokrasi Zirvesi' dediði bir toplantýya davet etti. Avrupa Birliði (AB) ülkeleri, Afrika'nýn ve Güney Amerika'nýn güneyindeki ülkelerin çoðu, Avustralya, Yeni Zelanda, Endonezya ve Malezya, Filipinler, Singapur gibi bazý Güneydoðu Asya ülkeleri.

Ama, NATO üyesi ve Amerika ve Avrupa'nýn Batý müttefiki Türkiye'nin Baþkaný olmayacak bu zirvede.

Niye mi?

Son zamanlarda, iç siyasetteki tutumu ve de Rusya'ya yakýnlaþma siyaseti yüzünden imiþ. Kýsaca, diþlerine göre bulmuyorlarmýþ.

Fransa Baþkaný Macron'un tahriklerinden sonra, Yunanistan'ýn doðu sýnýrlarýnda, 'muhtemel tehditlere karþý' diyerek, Amerikan Baþkaný Biden'ýn da 7 üs kurmasý, çok sýradan bir tercih deðil.

*

Bizdeki muhalefet ise, bu entrikalara gözlerini kapamýþ, âdeta tarafsýz bir ülke rolünde olmayý yeðliyorlar. Hâlbuki Türkiye'nin jeo-politik ve religio-politik (coðrafî ve dinî stratejileri) bünyesi ve konumu da o hayallere itibar etmemeyi gerektirir.

*

Amerika'nýn iddia ettiði gibi, 'Türkiye'nin Rusya'ya yakýnlaþma siyaseti' diye bir durum yok elbette.

Kaldý ki, bunun en iyi farkýnda olan da, Türkiye ve Rusya.

Türkiye'nin güçlenmesinden ve kendi siyasetlerine 'Hayýr!' diyebilmesinden rahatsýz olan Rusya'nýn hele de Kafkasya, Suriye, Irak ve Libya'da Türkiye'yi rahatsýz eden odaklara nasýl destek verdiði bilinmiyor deðil.

Ama Türkiye'nin çok dikkatli denge hamleleriyle hareket ederken, sýrtýný Amerika'ya ve NATO'ya dayamamasý ve Amerika'nýn istediði þekilde bir Rusya düþmanlýðý yapmamasý, elbette rahatsýz ediyor Amerika'yý. Çünkü, Türkiye, Stalin Rusyasý'nýn, Boðazlar üzerinde hak iddia eden taleplerine karþý koyabilmek için, Amerika'nýn kucaðýna atýlmýþtý, 1945-46'larda. Amerika, o sýðýntý ruh halinin devamýný istiyor.

*

Son ilginç geliþme ise, Ukrayna Devlet Baþkaný Volodimir Zelensky'nin 'Rusya'nýn Ukrayna'da bir darbe yaptýracaðý'na dair bilgi ve belgelere ulaþtýklarýný açýklamasý oldu. Bu açýklamaya karþý, Rusya Baþkaný Putin'in sözcüsünün, 'Rusya hiçbir zaman böyle illegal iþlerle meþgul olmamýþtýr.' demesi, ne kadar inandýrýcý deðil mi?

Tabiî, tabiî.

Rusya öyle karanlýk iþlerle meþgul olur mu hiç?

1953'de Doðu Alman komünist rejimine karþý 17 Haziran Halk Ayaklanmasý' ve

1956-Macar Ayaklanmasý'nýn kanlý þekilde bastýrýlýp, Baþbakan Ýmre Nagy'nin Sibirya'da öldürülüþü,

1968'deki Çekoslovakya Ayaklanmasý'nýn,

1970'daki Polonya Ayaklanmasý'nýn tanklarla bastýrýlmasý,

Nisan-1978'de Afganistan'da komünist darbe yaptýrýp bu ülkeyi 14 sene ezmesi,

1985'lerde Leh Valesa liderliðindeki Solidarity/Dayanýþma Hareketi'nin General Jarujelsky liderliðindeki askerî hükûmet eliyle bastýrýlmasý,

Sovyetler'in son lideri Mihail Gorbaçov'u, Ocak-1990'da (Qanlý Yanvar) Azerbaycan'ý tanklarla ezmesi,

Sovyetler Birliði daðýldýktan sonra, Çeçenistan'da, daha sonra Tacikistan, Gürcistan ve Ukrayna'da kendi siyasetine aykýrý davranan güçleri; hele de halký Müslüman olan ülkeler üzerinde ne kanlý entrikalar çevirdiði.

Evet, Rusya bunlarý hep kadife eldivenlerle yatýþtýrývermiþti, öyle mi?!!!

*

'Hâfýza'y-ý beþer nisyan (unutkanlýk) ile mâlûldür.' denilmiþtir.

*

Þimdi, Zelensky, Avrupa ülkeleri ve B. Amerika'nýn kendilerine verdiði destek sözünün masaldan öte bir mâna ifade etmediðini biliyor.

Putin Rusyasý ise, özellikle Dinyeper nehrinin doðusundaki Donbass bölgesinde, ya direkt bir askerî iþgal, ya da, -Kýrým'da olduðu gibi emr-i vâkî'lerle-, Rusya'yla birleþme yanlýlarýna yaptýracaðý ve galip getirtecekleri bir referandumla, yeni bir sandýk oyunu peþinde.

Evet, dünya diken üstünde.

*

Son 75 yýlýn dünya havadisine bakarken, Amerikan siyasetinin ünlü isimlerinden ve dünyanýn sayýlý kapitalistlerinden Nelson Rockfeller, 1956'da zamanýn Amerikan Baþkaný (ve 2. Dünya Savaþý'nda Müttefik Ordular Baþkomutaný) olan D. Eisenhower'e yazdýklarýyla karþýlaþtým, dün.

Þöyle diyordu:

'Biz askerî paktlarýmýzý kurmayý ve saðlamlaþtýrmayý hedef alan tedbirlere devam etmeliyiz. Büyük ölçüde politik ve askerî nüfuz garantileyecek geniþlikte bir ekonomik yayýlma planýnýn Asya, Afrika ve diðer az geliþmiþ bölgelerde uygulamak zorundayýz.

Yardýmlarda, bizimle dost olan ve bize uzun süreli askerî paktlarla baðlanmýþ olan ülkeler birinci gruba girer. Bu ülkelere yapýlacak yardýmlar ve açýlacak krediler öncelikle askerî nitelikte olmalýdýr. Oltaya yakalanmýþ balýðýn yem'e ihtiyacý yoktur. Bu noktada, Dýþiþleri Bakanlýðý ile ayný fikirdeyim.

Geniþletilmiþ iktisadî yardýmlar, -meselâ Türkiye'ye- bazý hallerde düþünülenin tersine sonuçlar verebilir. Yani, baðýmsýzlýk eðilimini artýrýp mevcud askerî paktlarý zayýflatabilir. Bu tip -Türkiye gibi- ülkelere doðrudan doðruya iktisadî yardým da yapýlabilir. Ama, bu, bize, uygun ve baðlý hükûmetleri iktidarda tutacak ve bize düþman muhalifleri zararsýz býrakacak bir biçim ve mikdarda olmalýdýr.'

*

'Büyük devletlerle siyaset yapmak, canavarla ayný yataða girmektir.' diye boþa denilmemiþ.

*

**

'Þoool memlekette bir ulu gün bolubdur...'

Türkiye Baþkaný Erdoðan'ýn Türkmenistan'a resmî ziyaretini, Türkmenistanlý bir dosta sordum, 'Bu ziyareti nasýl buluyorsun?' diye.

'Þoool memlekette bir ulu gün bolubdur...' (Bu gün, memleketimiz için bir ulu gündür.) dedi.

Gerçekten de öyle denilebilir.

Qurbanguli Berdi Muhammed, Safer Murad Niyazof'un ölümünden sonra, onun 20 seneye yakýn tahakkümünü 1-2 yýlda silen bir isim... Ama, hep içe kapalý kalarak güçlenmesi de mümkün olmaz.

Bu ziyaret, hayýrlara vesile olur inþaallah...

*