Ölüm daha güzeldi!

"Ölülüm daha güzeldi” rahmetli Ahmed Davudoğlu’nun Bulgaristan’da çektiği eziyetleri anlatan kitabının adıdır.

1983 yılında vefat eden Yüksek İslam Eski Müdürlerinden Ahmed Davudoğlu hocaefendiden bahsediyorum.

Sahih-i Müslim’e şerh yazan büyük İslam alimi.

Bir de Kur’an Meali vardır ki mealler arasında bence en başarılılarındandır.

Merhumun çok akıcı bir Türkçesi vardı. Kur’an mealinde o güzellik çok net görülür.

***

Ben 1975 yılında merhuma Sahih-i Müslim’in son 6 cildinin yazılmasında sekreterlik yapma şerefine nail oldum.

Pazar hariç her gün sabahtan akşama kadar Gaziosmanpaşa’daki evinde mesai yaptım. O altı ay benim için bir fakülte tahsiline bedeldi. 

Davutoğlu merhumun ilmine, iman ve ihlasına hayran olmamak mümkün değildi.

***

Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde 1912 yılında dünyaya gelen Ahmed Davudoğlu, Şumnu’da dini eğitim veren Medresetü’n-Nüvvab’da gösterdiği üstün başarı nedeniyle Mısır’da El Ezher Şeriat Üniversitesi’ne burslu olarak gönderilmiş döndüğünde de aynı medresede müdürlüğe kadara yükselmiştir.

1948 yılında Bulgaristan komünizm belasına maruz kaldığında tutuklanmış, hapse atılmış, işkence görmüş ve 1949 yılında Türkiye’ye göçmüştür.

“Ölüm daha güzeldi” kitabı bu süreci anlatır.

***

Türkiye dönüşünde bir müddet Süleymaniye Kütüphanesi dahil değişik yerlerde çalışmış, bilahare İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nün öğretim kadrosu içinde yer almış, 13 Mart 1963’te de enstitü müdürü olmuştur.

Dini nikahla ilgili bir ifadesi yüzünden meşhur 163. Maddeden mahkum edilmiş ve maalesef Türkiye’de de cezaeviyle tanışmıştır.

Merhum cihad ruhu taşıyan cesur ilim adamlarından biriydi. Bulgaristan’da komünizme karşı dik durmuş, Türkiye’de de din düşmanlarının karşısında eğilmemiştir.

***

Türkiye Müslümanlarının kafalarını karıştıracak, Kur’ana ve Sünnet’e dayalı sahih İslâm itikadını zedeleyecek her türlü akıma karşı duyarlıydı.

Şeyhülislam Mustafa Sabri efendi hayranlarındandı.

Merhum dine hizmet iddiasıyla ortaya atılan birtakım yenilik, bid’at ve yersiz ictihadların hizmet değil tahrip olduğunu anlatan ve tartışılan bir kitap yazmıştı. “Dini tamir davasında Din tahripçleri” isimli bu kitabı Bedir Yayınevi basmıştı.

***

Ben merhum ile tanışmadan önce bu kitabı lise yıllarında okumuştum.

Çünkü üstad tavsiye etmişti.

Biz gençlik yıllarımızda Necip Fazıl Kısakürek merhumu üstad bilir, onun tavsiye ettiklerini önyargısız kabul ederdik.

Üstad bu kitaba ön söz yazarak merhum Ahmed Davudoğlu’nu bizlere tavsiye etmişti.

***

Yanında çalıştığım dönemde adı Diyanet İşleri Başkanlığı için geçen önemli birkaç şahsiyetten biriydi.

Misafiri eksik olmazdı. Onun yanında çok sayıda ilim ve fikir adamıyla tanışma imkanı buldum. Siyasetçiler de sık sık ziyaret ederlerdi. Fetva soranların da haddi hesabı yoktu. Mektupla sorulan dini meselelere bile cevap verirdi.

İmanına ve ihlasına hayrandım. Hadislerin şerhini yazarken bazen duygulanır Peygamber sevgisiyle gözyaşı dökerdi..

Ömrü vefa etseydi birlikte Buhari şerhi yazacaktık.

***

1983 yılında vefat ettiğinde ben Ankara’da yedek subaydım ve ölümünü maalesef birkaç gün sonra gazetelerden okudum.

Bir ikindi vakti namaz kılarken secde halinde ruhunu teslim etmiş.

Rabbim rahmetiyle muamele buyursun.

***

7 Nisan akşamı Gaziosmanpaşa Küçükköy Merkez Camii’nde dualarla anıldığı programa da maalesef TRT Arapça kanalındaki düzenli programım sebebiyle katılamadım.

Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta beyi arayıp merhumu unutmadıkları için tebrik ettim.

Önümüzdeki yıllarda Gaziosmanpaşa Belediyesi’nden merhumu konu edinen daha şümullü anma programları bekliyoruz!