Baþkasýnýn caný üzerinden siyaset yapmak, baþkasýnýn hayatý üzerinden ahkam kesmek kadar büyük bir ahlaksýzlýk olamaz... Can kutsaldýr ve kimse kimsenin canýyla, hayatýyla oynayamaz.
Kaçýrýlan kamu görevlilerinin serbest kalmasýnýn üzerinden yapýlan menfi siyasi açýklamalara bakýnca insanýn kaný donuyor. Neredeyse ‘bu gençler ölseydi de bu tablo ortaya çýkmasaydý’ demedikleri kaldý. Marjinal statükocu gazeteler ve milliyetçi geçinen bazý partiler, bu olayý büyük bir utanç tablosu olarak lanse ediyorlar. Mutlu olanlar-mutsuz olanlar þeklinde yaptýklarý sýnýflandýrma bile kaçýrýlan askerlerin serbest kalmasýndan ne kadar mutsuz olduklarýný gösteriyor. Bazý MHP sözcülerinin açýklamalarý da durumdan duyduklarý rahatsýzlýðý yansýtýyor.
Neymiþ efendim, bu geliþme Öcalan’ýn çaðrýsýyla yapýldýðýndan bu iþten Öcalan kazançlý çýkacakmýþ, kendisi için olumlu bir imaj oluþturacakmýþ...
Ne olsun peki? Öcalan daha kötü görünsün, millet Öcalan’dan nefret etsin diye bu askerlerin öldürülmesi mi gerekiyordu?
Kaçýrýlanlar onlarýn evlatlarý olsa acaba bu kadar kolay ahkam kesebilirler miydi? Kimin ne fayda saðladýðý onlarýn bu kadar umrunda olur muydu?
Eðer Öcalan bu olaydan siyasi bir fayda murad ediyorsa, MHP ve türevi marjinal gazeteler de bu tavýrlarýyla siyasi fayda peþinde olduklarýný ortaya koyuyorlar. Yani insanlarýn caný onlarýn umurunda deðil; kim ne fayda saðlar, kim ne imaj üretir, onun peþindeler...
Ýnsan hayatýný hiç önemsemeyen bu zihniyet sorunludur ve bu zihniyetin terörle mücadeleye bakýþý da bu yüzden içinde insani hassasiyetler taþýyamaz. Her yýl belli sayýda insanýn ölmesini ‘kaçýnýlmaz bir zayiat’ olarak gören ve bu þekilde sorunun idare edilmesinden yana olanlarýn terörle mücadele politikasý iþte böyle ‘insan hayatýný önemsemeyen’ bir perspektife dayanýr. “Kendi kafalarýnda kutsadýklarý düzeninin devamý için insanlar ölebilir ve bu kaçýnýlmaz bir kayýptýr!”
Elbette vatan için, millet için, kutsal deðerler için insan gerekirse savaþýr ve þehitliði en büyük makam olarak görür. Terörle mücadelede vatan aþkýyla þehadete koþan kahramanlar da bu ulvi anlayýþa sahiptir. Ama bunlarýn çarpýk zihniyetinin ürettiði ve bir türlü çözülmesini istemediði bir sorunun devamý için insan hayatýyla oynamak bir erdem deðildir. Ýnsanlarýn inançlarý gereði þehadete koþmalarýyla, baþkalarýnýn onlarý ölüme sürüklemesi ayný þey deðildir.
MHP Genel Baþkaný Bahçeli, yine aklý tutulmuþ ve basireti baðlanmýþ gibi önüne konulan sorunlu laflarý etmeyi sürdürüyor, baþka bir alemde yaþýyormuþ gibi tamamen gerçeklik dünyasýndan kopuk þekilde konuþuyor. Sanki evcilik oyununda siyaset yapýyor. Ýnsan, bu kadar irrasyonel ve gerçekdýþý bir kurguyu nasýl sahiplenebilir?
Defalarca dile getirilen bir konuyu tekraren söylememiz gerekir: Kaçýrýlan kamu görevlilerinin býrakýlmasý herhangi bir pazarlýðýn parçasý olmadýðý gibi, devam eden sürecin de bir parçasý deðildir. Öcalan bu çaðrýyla kendisi açýsýndan olumlu bir görüntü oluþturmak istemiþ olabilir. Öcalan fayda saðlamasýn diye bu insanlarýn býrakýlmasýndan rahatsýzlýk duymak insani bir tavýr olamaz. Her geliþmeyi örgütün ne kazanacaðýyla deðerlendiren bir yaklaþýmýn çözümsüzlükte ýsrar etmekten, ölümlerin sürmesini istemekten, Türkiye’nin bölünmenin eþiðine gelmesini göze almaktan baþka bir seçeneði olamaz. Ýþte bu yüzden MHP sorunun devamýndan ve çözümsüzlükten yanadýr. Hem þehitlerin cenaze töreninde yeri göðü inletip hem de bunun devamýný kaçýnýlmaz hale getiren bir anlayýþý savunmak sahtekarlýk olmaz mý? Bu tavýr ne insanidir, ne Ýslami’dir.
Herþeye karþý çýkýp ne istediðini söylememek bir siyaset tarzý deðildir. Sorunlarýn derinleþmesinden medet uman bir yaklaþým Türkiye’yi düþünüyor olamaz.
Kandil de en az MHP kadar bu iþten rahatsýz olmuþtur. Çünkü Kandil’deki örgüt elebaþlarýnýn geçen haftalarda yaptýklarý açýklamalar, devlet bir adým atmadan kendilerinin bu adýmý atamayacaðý ve bunun kendileri açýsýndan bir taviz olacaðý þeklindeydi. Anlaþýlan her kesimin þahinleri ve çözümsüzlükten beslenen taraflarý bu iþten rahatsýzlýk duyuyorlar...