Bir okurumun talebi ilginçti: “Omega-3’le antioksidan kullanmamý önerdiler, hangi antioksidaný tercih edeyim?” Bu önerinin ‘malum kiþiler’ce yapýldýðýný tespit ettim...
Ýlaç konusunda en bilgili kiþiler hiç þüphesiz bunun eðitimini alan eczacýlardýr. Ýlaç konusunda deneyimi olmayan kiþilerin bu þekilde gerçekçi olmayan öngörülerde bulunmasý da kaçýnýlmaz oluyor, haliyle.
Omega-3 bileþiminde bulunan, uzun zincirli ve çoklu doymamýþ yað asitleri, özellikle dokozahekzaenoik asit (DHA) ve eikozapentaenoik asit (EPA)’in kalp ve damar hastalýklarýnýn önlenmesi ve tedavisi, göz hastalýklarý, bunama ve Alzheimer hastalýðý gibi ileri yaþlarda insanlarý bekleyen kâbusun önlenmesi gibi birçok önemli fizyolojik etkileri bulunduðu artýk bir gerçek. Bu nedenle saðlýðýn korunmasý amacýyla uluslararasý saðlýk otoriteleri tarafýndan haftada en az iki-üç porsiyon soðuk deniz balýklarýnýn tüketilmesi öneriliyor. Ancak balýk yiyerek yeterli miktarýn alýnabilmesi söz konusu deðil. Yapýlan deðerlendirmelerde ülkemizde sadece Karadeniz’de kasým ile ocak aylarý arasýnda avlanan hamsi ve Karadeniz ile Ege’de avlanan sardalyenin haftada yarým kilo tüketilmesi durumunda önerilen miktarlarý saðlayabileceði bildiriliyor. Bu bakýmdan besin desteði Omega-3 formüllerinin kullanýlmasý gerekiyor.
Ancak Omega-3 de dahil olmak üzere doymamýþ yað asitleri havanýn oksijeniyle yapýsal bozunmaya uðramaktadýr. Bu etkileþme sonucu yaðlar acýlaþmakta, rengi koyulaþmakta, koku ve aromasý kötüleþmekte, içindeki yaðda çözünen vitaminler (A, D, E ve K) miktarý düþmekte ve sonucunda beslenme ve tedavi edici deðeri azalmaktadýr. Özellikle çoklu doymamýþ yaðlarýn oksitlenmesiyle oluþan uçucu ikincil bozulma ürünleri yaðýn aromasýný kötüleþtirmektedir.
Raf ömrü için önlem alýnýyor
Bu nedenle, hazýrlanan Omega-3 veya diðer çoklu yað asidi taþýyan besin desteði ürünlerin raf ömrünü artýrmak yani bozunmadan uzun süre korunmasý amacýyla çeþitli önlemler alýnmasý gerekmektedir. Bu önlemlerden biri yaðýn içine antioksidan etkili madde ilave edilmesidir. Ancak ilave edilecek antioksidanýn ‘yaðda çözünen’ özellikte olmasý zorunludur. Yani bildiðimiz fenolik yapýdaki antioksidanlarýn kullanýlmasý mümkün deðil.
Diðer bir koruyucu önlem ise ‘enkapsülasyon’ tekniðidir. Yani Omega-3 veya diðer yaðý özel kapsüller içerisine hapsederek hava ile temasý kesilir. Kiþi bu kapsülü yuttuðunda vücutta daðýlýr.
Bir baþka seçenek ise özel bazý emiciler (metil selüloz gibi) üzerine emdirilerek dondurarak-kurutma tekniðiyle kuru halde hazýrlanmasýdýr. Bu durumda en etkin çözüm saðlanabildiði bildirilmektedir.
Tabii bu ürünlerin konulduðu ambalajýn da doðrudan ýþýðý engelleyecek renkli þiþeler ve aðzýnýn da sýký kapalý olmasý gerekir.
Bu konuda aklýma bir fýkra geldi, bence tam uyuþuyor... Bir adam damdan “Beni kurtarýn” diye baðýrýyormuþ. Toplananlar arasýndan bir kiþi “Durun ben bunu hallederim” diye öne atýlmýþ. Bir ip getirmiþ, dama fýrlatarak adamdan ipin ucunu beline baðlamasýný istemiþ. Damdaki adam çaresizlik içinde ipi beline baðlamýþ. Aþaðýdaki kurtarýcý ipi çekmiþ ve adamcaðýz düþüp ölmüþ. Kurtarýcý “Tüh, hep þaþýrýyorum, bir kere birisini bu þekilde kurtarmýþtýmama damdan mýydý, kuyudan mýydý!” demiþ.
Görüldüðü gibi piyasada kendini uzman zanneden sözde uzmanlarýn yaydýðý yanlýþ yorumlar bilgi kirliliðine neden oluyor ve maalesef internetle virüs gibi hýzla yayýlarak düzeltilmesi imkânsýz hale geliyor. Sonunda kiþinin kendisi de söylediði saçmalýðýn doðruluðuna inanýyor! Bu maalesef günümüzde internet ve sosyal medyanýn yaygýn kullanýmýnýn kaçýnýlmaz bir sonucu.