On kulplu fincan?

TÜRK kahvemizi keyifle yudumlarken masadaki fincanın kulpu  bize göre sağdayken, karşımızdakine göre de soldadır. Tepeden baktığımızda ikisi de haklıdır aslında. Olaylar karşısında ulaştığımız neticeler bakış açılarımıza, bilgi dağarcığımıza, aklımızı, mantığımızı ve vicdanımızı kullanma yeteneğimize göre farklılık gösterir. Bu, farklı lezzetlerde uzlaşmanın ve demokrasinin gereğidir aslında. Çözümsüzlük olmayanın varmış gibi gösterilmesinde başlar. O da her yalan gibi gerçeğin potasında erir gider. Fincan nereden bakılırsa bakılsın tek kulpludur, ona on kulp takılması kabul görür mü?..

Ortadoğu jeopolitiği hızla değişiyor. Güç dengeleri yeniden belirleniyor. Bu değişim sürecinde Türkiye’nin elde ettiği başarı, bu coğrafyada dinamikleri belirleyici bir oyun kurucu olma yönünde hızla ilerlemesi, birçok yapının huzurunu bozmuş durumda. Belli ki geçmiş hesaplarda öngörülüş bir durum değil bu...

Türkiye’nin iç huzurunu bozup yurtdışı siyasetini engelleme ve kendi sınırları içine hapsetmeyle ilgili ciddi bir işbirliği var. Ortadoğu’da söz sahibi olmak isteyen oyun kurucuların taşeron olarak belirledikleri adres yine belli. Türkiye’nin Ortadoğu’da elde ettiği başarı artıkça PKK’ya destek verenlerin hem sayısı artıyor hem de verilen desteğin mahiyeti. Bu suni güç göstergesi PKK’nın sahada dinamiğinden değil, bilakis onu destekleyenlerin çoğalmasından ve attıkları siyasi ve terör adımlarının stratejilerinin yabancı mihraplarca belirlemesinden kaynaklanmaktadır. Asıl güç bu etek tutuşturan işbirliğinin müsebbibi olan Türkiye Cumhuriyetin’e aittir.

Olayları doğru analiz etmek için aklımızı ve mantığımızı doğru çalıştırmalıyız. Vicdanımızı asla elden bırakmadan. Olaylara insanlar nasıl bakarsa öyle görür sonuçta herkesin kabı farklı. Konuşurken de, yazarken de bunları tertemiz bir vicdanla aktarabilmek de kişilerin ahlak ve faziletiyle ilgili. Vatanını, milletini, milli ve manevi değerlerini tertemiz bir vicdan, dosdoğru bir akıl ve mantık sorgulayan milyonların dilinde bu şarkıyı duyar gibiyim...

Çok karakışlar gördüm, ben yine pes etmedim.

Çok ayrılıklar gördüm, ben yine yenilmedim...