Önce aklan, sonra konuş!

Japon gecesinde zil zurna sarhoş rezalet çıkaran CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç, “Ben devletin itibarını korudum” diye savunmuş kendini.

Emine Erdoğan’a yaptığı terbiyesizliğin nedeni buymuş.

Devletin itibarı...

Bakan dururken, Emine Erdoğan ne sıfatla konuşurmuş?

Bu sorunun üç cevabı var:

BİR: Sana ne?

İKİ: Bırak bunu Japonlar düşünsün. Kimi konuşturup konuşturmayacağına karar verecek sen değilsin...

ÜÇ: Devletin itibarı Emine Erdoğan konuştuğu için değil, sen zil zurna sarhoş rezalet çıkardığın için ayaklar altına alınmıştır.

Kamer Genç, “ortada özür dileyecek bir durum olmadığını” söylüyor.

Zaten sarhoş da değilmiş.

Sadece bir kadeh viski almış.

Sarhoş mudur değil midir bilemem ama bu nevi terbiyesizlikleri ayıkken de yapıyor.

Sarhoşluk, tali bir mesele olarak kalıyor burada.

Dün, gazetemizin yayınladığı “Kamer Genç’in terbiyesizlikleri” listesini okudum.

Utandım...

Hepsi de seksist, cinsiyetçi, kadını aşağılayan sözler.

Hele, şarkıcı Seda Sayan’a yönelik bir çıkışı var ki, “terbiyesizlik” nitelemesi hafif kalıyor.

Çirkin, pespaye, rezilce sözler...

Kadın dernekleri niçin ayaklanmadı, niçin “cunta kalıntısı” bu değerli milletvekiline haddini bildirmedi, niçin küçük çaplı nümayişler düzenlenmedi? Merakımı muciptir...

Öyle ya, kadın derneklerinin harekete geçmesi için, başörtülü bir kadının “vatandaşlık hakkını” kullanması gerekiyor.

Merve Kavakçı’ya etmediklerini bırakmamışlardı... “İkna Odaları”nın mucidini savunmuşlardı...

Bakan Fatma Şahin, iyi niyetle, “CHP gereğini yapmalıdır” diyor ama nafile.

Gereği, Kamer Genç’in “disiplin kuruluna” havale edilmesi mi?

Disiplinlik o kadar çok vaka var ki CHP’de...

Esasında CHP’nin böyle bir şeye niyeti ve eğilimi de yok.

Her ağzını açışta “faşist diktatör” diye saydıran Hüseyin Aygün’ü mü tecziye etmişlerdi? “Nefret suçları kraliçesi” Canan Arıtman’ı mı tecziye etmişlerdi? “Irk aşağılaması” yapan Birgül Ayman Güler’i mi tecziye etmişlerdi... Küfürsüz cümle kuramayan ve “en şarlak milletvekili” sıfatını kazanan Süheyl Batum’u mu tecziye etmişlerdi? “Erdoğan tümgeneralin oğlu için başsağlığı dilemedi. Gözleri kör olsun, sürünerek ölsün inşallah” diyen Muğla mebusu Tolga Çandar’ı mı tecziye etmişlerdi? “Yürüyen gaf” olan ve Türk siyasetine “Atma Recep din kardeşiyiz”, “Silkeleyin ağacı, belki Recep düşer”, “Angus sığırı”, “Ananı... a... a...” gibi veciz sözler armağan eden genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu mu tecziye etmişlerdi?

Kamer Genç, tecziye edilecekse, Emine Erdoğan’a yönelik sözlerinden dolayı değil, bugüne kadar muhafaza ettiği/edebildiği “varlığından” dolayı tecziye edilmeli. (Siyasetteki varlığından söz ediyoruz...)

Kamer Genç, ilk kez, darbecilerin (12 Eylül’cülerin) “Kurucu Meclis” üyesi olarak parlamentoya girdi.

Giriş o giriş...

Kenan Evren tarafından, “işaretle” (parmak usulüyle) seçildi. Darbe meclisine tamah etti yani...

Şimdi “meşruiyetçi” geçiniyor.

Kamer Genç’e söylenecek en uygun söz şudur:

Geçmişinle (darbecilerin kurucu meclis üyeliğiyle) ödeşip ak pak oldun mu ki, kalkmış “demokrasi”, “devletin itibarı”, “parlamentonun masuniyeti” diye atıp tutuyorsun?

Önce aklan, sonra konuş!