Önceki çöktü, yeni senaryo sahneye çıktı

Her şeyi komplo teorileriyle izah etmek paranoya olabilir. Ama bugün olup bitenleri, sadece ekran görüntüsünden ibaret sanmak da ahmaklık olur. 

7 Haziran öncesinde oluşturulan şer koalisyonu, HDP ve Demirtaş’ın “Türkiyelilik” söylemleri, “paralel ablalar”ın ev ev dolaşıp, “HDP’ye oy vermezseniz vebal altında kalırsınız” demeleri, ulusalcı kesimin de HDP’ye oy verilmesini “Barışın tek yolu” gibi göstermeleri...

Parti yöneticileri ve adayları bile HDP’ye oy veren CHP...

HDP’nin teröre desteğini hiç dert etmeyen MHP...

7 Haziran öncesindeki bu halleri ve ortaya çıkan veballeri için şimdi ne diyorlar acaba?

Demirtaş ve HDP’yi “kahraman” ilan eden “Doğan’ın serçeleri” şimdi de aynı kişilere “alçaklar” diye tempo tutuyorlar?

Acaba, onların zaten alçak olduğunu anlayamayacak kadar ahmak mıydınız, yoksa duruma göre konum alacak kadar alçak mı?..

‘Karizması çizilenler’ koalisyonu

Seçim öncesi “PKK’ya silah bıraktıracağız diyen Demirtaş’a sesini çıkaramayan (!) ama daha 7 Haziran akşamı karizmasını çizen Kandil, HDP’ye oy için yırtınan paralel medya ve ulusalcılar, hatta HDP’ye “evin şımarık çocuğu” muamelesini yapan diğer partiler büyük oyunun bir parçası oldular.

Sayın Erdoğan, perde arkasında Türkiye’ye her türlü kötülüğü yapan ama yüz yüze gelince adına “diplomasi” dedikleri bir kılıfla her şeyi örtbas eden batılı liderlerin bu ikiyüzlülüklerini deşifre ederek karizmalarını çizmişti.

İşte global zeka, Erdoğan’ın yüzüne gülse de aslında nefret eden bu emperyalistlerle, alçak emelleri önündeki en büyük engel olarak gören iç mihrakları birleştirdi. Hepsi, “AK Parti’yi düşürüp Erdoğan’ın altını boşaltmak” konusunda anlaştılar.

Nitekim başardılar da...

7 Haziran sonuçları ‘hormonlu’ olduğu için bir hükümet kurulamıyordu.

Tam kurtların sevdiği dumanlı hava...

Nitekim global zeka, oyunun ikinci perdesini sahnelemeye başlamıştı bile...

Suriye sınırımızda coşan PYD, Türkiye’de provokatif eylemlerle PKK’yı tahrik eden DAEŞ ve bu danışıklı dövüşü bahane eden Kandil...

Ne kadar ilginç ki, bütün bu kritik gelişmeler, “kolay kolay aşılamayacak”(!) bir siyasi istikrarsızlık getiren 7 Haziran seçimlerinden sonraya rastladı!..

***

Bunlar bizi enayi filan mı zannediyor.

Biz o günlerde “Erdoğan nefreti bahane, asıl komplo Türkiye’ye” dediğimizde bize bön bön bakanlar şimdi ne düşünüyor çok merak ediyorum doğrusu.

Türkiye düşmanları, Türkiye’yi sıkıştırıp patlatma planını, bizim zavallılara “Erdoğan’dan kurtuluş” diye yutturmuşlardı...

Artık gerisini onlar hallederdi!

Nitekim, PKK 30 yıldır görülmemiş bir strateji ile sıkışık yerleşim birimlerinde halkın arasına karışarak direniş başlattı.

Bu da, yıllardır yol kesen, karakol basan Kandil’in üreteceği bir strateji değildi.

Türk milleti oyunu, oyuyla bozdu...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sayesinde 1 Kasım’da tekrar sandığa gidildi. Halk, “Bu kadar kısa sürede ne değişecek?” yaygarası yapanlara okkalı bir tokat vurdu.

Bu sonuç, şer cephesinin bütün planlarını alt-üst etti.

Milletin akl-ı selîmi, Türkiye üzerindeki oyunları bir kere daha bozulmuştu.

Yani, ihanet senaryosu çökmüştü.

Bu kadar gerilere niçin mi gittim?

Bu süreci ve çöküşü iyi analiz edemezsek sonrasında olup bitenleri doğru anlayamayız.

Nitekim yerli ve ecnebi Erdoğan düşmanları ihanet senaryosunu, 1 Kasım’dan sonra güncelledi.

Parlamenter sistem dayatmalarından skandal AYM kararına kadar bütün baş ağrılarımız, bu yeni senaryonun satır başlarıdır.