Öncelikli görev, milleti daha iyi anlamak…

Millete küsmeyeceðiz… 

Millete darýlmayacaðýz… 

Milleti suçlamayacaðýz… 

Kulaðýmýzýn üzerine yatmayacaðýz… 

Milletin mesajýný görmezden gelmeyeceðiz… 

Milletin sevgisine ve güvenine layýk olacaðýz… 

Bunlar, Cumhurbaþkanýmýz R. Tayyip Erdoðan’ýn dünkü grup konuþmasýnda verdiði mesajlardý. 

Seçimler siyasetçi için muhasebe günleridir, millet hem hesap sorar, hem görev verir, hem uyarýda bulunur. Bu yüzden seçim sonuçlarýnýn doðru analiz edilmesi demek, milletin mesajýný doðru anlamaya çalýþmak demektir. 

AK Parti, her seçimden sonra bu analizi, sorgulamayý, özeleþtiriyi yapabildiði ve milletin mesajýný en doðru þekilde alabildiði için bir sonraki seçimde daha büyük baþarýlara imza atmýþtýr.

2009 seçimlerinde yüzde 38’lere düþen AK Parti’nin bir sonraki seçimde yüzde 49’lara çýkmasý, Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 41’lere düþen AK Parti’nin bir sonraki seçimde yüzde 49’lara çýkmasý tesadüf deðildir. Sonuçlardan ders almayý beceren AK Parti, seçmenin yeniden gönlünü kazanabilmeyi de baþarmýþtýr. 

Seçmeni doðru anlamak ile seçmenin sevgisini yeniden kazanmak arasýndaki iliþki doðru orantýlýdýr. 

Siyasette kendimizi ne kadar iyi anlatmaya çalýþtýðýmýz elbette çok önemlidir. Ama daha önemli olan milleti ne kadar iyi anladýðýmýzdýr. 

Siyaset kendimizi iyi anlatmaktan önce milleti iyi anlamayý gerektirir. Çünkü siyasetin öznesi millettir.

Bu yüzden Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn Türk siyasetine kazandýrdýðý Balkon Konuþmalarý ‘milleti iyi anlama’ üzerine kuruludur. 

Balkon konuþmalarýnýn ana temasý olan ‘empati’ doðrudan milleti anlamayý ifade eder. 

Cumhurbaþkanýmýzýn dünkü konuþmasýnda milletin mesajýný anlamaya yönelik vurgusu hayati derecede önemlidir. 

Tüm AK Parti teþkilatlarý bunu temel görev bilmelidir, tüm AK Parti kadrolarý bunun üzerine yoðunlaþmalýdýr. Seçmeni anlamadan siyasetin doðasýný anlayamayýz. 

Seçmen sadece fiziksel, biyolojik bir varlýk da deðildir. Onun maddi ihtiyaçlarý gibi, manevi ihtiyaçlarý, duygusal beklentileri, psikolojik halleri de vardýr. 

AK Partisiyaset mühendisliði yapanlara karþý,siyaset psikolojisi vesiyaset sosyolojisi konusunda kendisini öne çýkararak büyük baþarýlara imza atmýþtýr. 

Ýstanbul seçimlerinde AK Parti’li seçmende görülen fire, sevgiden doðan bir tepkisellik veya kýzgýnlýktýr. AK Parti’yi devirmeye çalýþanlarýn nefret kýzgýnlýðý ile bunu birbirine karýþtýrmamak gerekir. 

AK Parti’yi seven insanlar bazý seçimlerde bu tavýrlarýný ortaya koymuþlar, tavýrlarý doðru algýlanýnca ve gereði yapýlýnca da sevgilerini daha büyük bir coþkuyla ortaya koymaya devam etmiþlerdir. 

Bu yüzden büyük AK Parti ailesine düþen, daha büyük olan Türkiye ailesinin bir ferdi olarak herkesi daha iyi anlamaya, daha fazla kucaklamaya çalýþmaktýr. 

Çünkü “siyasetin patronu (iþvereni) da, müþterisi de millettir”

Talimatý, görevi, iktidarý millet verdiði gibi; beklentisi, arzusu, talebi karþýlanmasý gereken de millettir.

Cumhurbaþkanýmýzýn dünkü konuþmasýnda dediði gibi, “Son seçim kimin kazandýðýnýn ötesinde milli iradenin tecellisiyle ilgili tereddütleri ortadan kaldýrmýþ olmasý bakýmýndan baþlý baþýna deðerlidir, kýymetlidir”. 

31 Mart’ta seçimin yenilenme kararý sonrasýnda kimi mahfillerin sandýða, demokrasiye, seçimlere yönelik inancý sarsýp, baþka yollarý öne çýkarma gayretleri, seçimlerin saðlýklý bir þekilde sonuçlanmasýyla akamete uðramýþtýr.

Kim kazanýrsa kazansýn demokrasi kazanmýþ; diðer yol ve yöntemleri tezgâhlama arzusuyla yanýp tutuþanlarýn hevesleri kursaklarýnda kalmýþtýr. 

Demokrasiye, seçime, sandýða yönelik güveni kýrmaya çalýþan vesayet özlemcilerinin oyunlarý Türk demokrasisinin gücüyle bir kez daha bozulmuþtur.