Onlar darbesever; biz darbesavar!

Yazarlýk yaþamým boyunca darbelere karþý çýktým. 

Yalnýz kalemimle deðil eylemlerimle de darbecilere baþkaldýrdým.

Tek baþýma kalsam da tanklarýn karþýsýna dikildim.

Tarihimizin gördüðü en acýmasýz, en zalim darbe olan 12 Eylül döneminde, astýðý astýk kestiði kestik darbeci generallerin kurduðu hükümetin Adalet Bakanlýðý’ný basýp hukuksuz yargýlamalarýn, yargýsýz infazlarýn, iþkencelerin son bulmasý için dünya çapýnda ses getiren bir eylem gerçekleþtirdim.

Askeri darbe döneminde tek baþýma nasýl direndiðimi merak edenler, internete girip yerli ve yabancý basýnda çýkan “Lütfü Oflaz tanklara direnmiþti”, “Lütfü Oflaz Adalet Bakanlýðý’ný bastý”, “Lütfü Oflaz tek kiþilik direniþ örgütü”, “Lütfü Oflaz darbelere direniþin destanýný yazdý”, “Lütfü Oflaz’ýn darbelere karþý destansý direniþi”  baþlýklý haberlerden öðrenebilir.

Darbelere böylesine karþý çýkmak; zindana atýlmak, iþkence görmek gibi çok aðýr bedeller ödemeyi gerektirir.

Bu aðýr bedellerin hepsi tarafýmdan ödenmiþtir.

Bedenim darbeciler tarafýndan darbelenmiþtir!

Darbelere gerçekten karþý çýkanýn yaný sýra, darbelere karþý çýkarmýþ gibi yapanlar da var.

Diktatörlere gerçekten karþý çýkanýn yaný sýra, diktatörlere karþý çýkarmýþ gibi yapanlar da var.

Örneðin CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu ne diyor?

“Darbe olsa darbecilerin tanklarýnýn önüne dikilirim; darbelere karþýyým” diyor.

Kemal Kýlýçdaroðlu baþka ne diyor?

“Diktatörlere karþýyým” diyor.

Hadi “Madem darbecilerin tanklarýnýn önüne dikileceksin de 12 Eylül’de, 28 Þubat’ta niye tanklarýn önüne dikilmedin; beni darbecilerin tanklarý karþýsýnda tek baþýma býraktýn” diye sormayayým.

Ama hiç deðilse “Madem darbelere karþýsýn; öyleyse Mýsýr’da seçilmiþ cumhurbaþkanýný deviren darbeci yönetime, partinin yöneticilerinden oluþan bir heyet yollayýp, onlarýn kanlý elini niye sýktýrmýþtýn” diye sorayým.

Yine “Madem diktatörlere karþýsýn; öyleyse Suriye’de babasý gibi kendisi de diktatör Beþar Esad’a, partinin yöneticilerinden oluþan bir heyet yollayýp, onun kanlý elini niye sýktýrmýþtýn” diye sorayým.

Aslýnda onun þahsýnda bu sorularý darbeye, diktatörlüðe karþýymýþ gibi yapan saðcýsýyla solcusuyla ülkemizdeki iktidar muhaliflerine de sorayým.

Mýsýr’da seçilmiþ cumhurbaþkanýný deviren bir darbe gibi, Türkiye’de de seçilmiþ cumhurbaþkanýný deviren bir darbe olsa, bu darbeyi avuçlarýnýz patlayýncaya kadar alkýþlamaz mýsýnýz?

Dün “Diktatör” dediðiniz Adnan Menderes gibi, bugün “Diktatör” dediðiniz Tayyip Erdoðan’da bir darbeyle devrilse, kýrk gün kýrk gece düðün bayram yapmaz mýsýnýz?

Geçmiþteki tecrübelerimizden biliyoruz ki yaparsýnýz.

Ama darbe oluncaya kadar da darbelere karþýymýþ gibi yaparsýnýz.

Gizli darbeseverler bunlar.

Bir de kendini gizlemeye gerek duymayan darbeseverler var.

Mesela Tayyip Erdoðan’a “Sonun Adnan Menderes gibi olacak” diyen Hasan Cemal gibi.

Mesela “Tayyip Erdoðan demokrasi dýþý yollarla da olsa mutlaka indirilmeli” diyen Ömer Laçiner gibi.

Mesela “Darbe olursa demokrasiye daha hýzlý geçilir” diyen Murat Belge gibi.

Mesela “Demokrasiye ancak çok acýlý bir altüst oluþla geçilir” diyen Ahmet Altan gibi.

Evet, gizlisiyle açýðýyla darbesever bunlar.

Bir de bizim gibi darbecilerin tanklarýnýn karþýsýna dikilip, darbesavar olmak isteyenler var.

Bilinmelidir ki, darbecilerin tanklarýnýn karþýsýna dikilecek darbesavarlar ne kadar çok olursa, darbecilerin iþi o kadar zor olur.