Alman İstihbarat Örgütü(BND), Türkiye’deki benzer kuruluş MİT’ten, F.G. etrafındaki örgüt ya da örgütlenmeyle ilgili olarak belgeler istemiş.. Türkiye de herhalde, ‘Onların ne kadar yoğunluklu çalıştıklarını biliyoruz; siz de bilin..' diye vermiş..(!?)
Olacak şey mi Allah aşkına!..
Ve, Alman İstihbarat Örgütü de bu bilgileri, etkili haftalık Der Spiegel dergisiyle paylaşmış..
Merkel bile, şimdi bu bilgilerin kendi bilgisi dışında medyaya nasıl servis edildiğinden dolayı, kamuoyuna da yansıyan şekilde kızgın..
***
15 sene öncelerde Deutschebank, Almanya’daki TC. vatandaşlarının Türkiye bankalarındaki bilgilerini ‘çok mâsum’ bir ilgi ile istemiş ve Türkiye tarafı da göndermiş ve birçok vatandaşını alman makamları nezdinde güç duruma düşürmüştü.
Şimdi olan da, benzer bir durum.. Haydi bu gibi bilgilendirmeler başkaları zamanında olabilirdi ama şimdi, bu bilgiler kimler tarafından gönderildiyse, Erdoğan onları kamuoyu önünde paylamalıdır.
***
Bir kamu bankası olan Halkbank’ın Gen. Md. Yrd., bir takım malî suçlar işlediği iddiasıyla B. Amerika’da 1 yıl önce tutuklanan Rıza Zarrab isimli bir TC vatandaşının adının karıştığı iddialarla ilgili olarak, Amerika’da tutuklandı geçen hafta..
Konu aslında emperial Amerikan zorbalığı..
Çünkü, Zarrab‘ın Dubai’de bir büyük şirketi var.. İşlemlerini de Halkbank üzerinden yapıyor.. Türkiye de büyük kazançlar elde etmiş.. Amerika ise İran’a uyguladığı ambargonun Zarrab’ın bu şirketi aracılığıyla da delinmeye çalışıldığından şüphelenmiş.. Masaldaki kurd’un, akarsuyun üst tarafında durduğu halde, alt taraftaki kuzuya ‘suyumu bulandırma!.’ demesi; kuzunun da, ‘Haşmetmeâb, hem bulandırmıyorum, hem de alt taraftayım, bulandırsam bile sana gelmez ki..’ cevabı üzerine, kurdun, ‘Kısaca ben seni yemek istiyorum..' karşılığını vermesi gibi..
Ama ilginç olan şu ki, Amerika’yı işkillendiren de Pensilvanya Şeyhi’ne bağlı unsurların Amerikan Kongresi üyelerine yazdıkları mektuplar ve bilgiler olmuş.. Onlar, bu yolla Big Brother’a bağlılıklarını göstermişler.
***
Mes’elenin püf noktası ise bu iddialar bilinirken, Zarrab’ın ‘İşte geldiiiim, yakala beni..’ dercesine Amerika’ya gitmesi ve 1 yıldır zindanda tutulduğu bilindiği halde, Halkbank’ın en üst derece sorumlularından birinin de, Amerika’ya gitmesi.. Siz, ‘Al bu topu, bize gol at..’ derseniz, niye atmasınlar? Onlar emperial düzenlerini uykuda mı kurdular?
Geçen gün bir genç kardeşimiz, ‘Ben Amerika’ya istesem bile gidemem, vize vermezler. Vize verseler bile gidince orada tutuklarlar. Çünkü USA Başkonsolosluğu önündeki bir gösteride bayraklarını yaktım. Mutlaka filme almışlardır...’ diyordu.. Bu genç arkadaşın gösterdiği kadar bile dikkatiniz de mi yoktu, yahu!..
***
Son olarak USA emperyalizmi, 15 Temmuz Darbe Hıyaneti’nin de taa içinde olduğunu ortaya koydu. Esasen, onlar önceki hangi askerî darbe ve sair hainliklerin içinde yoktular ki..
Sakarya Üniversitesi’nde sessiz-sadasız bir ‘ilahiyatçı öğretim üyesi’ olan Âdil Öksüz isimli sivil kişi, üstelik de 15 Temmuz darbe günü, Ankara’daki Akıncılar Askerî Kışlası’nda yakalanmış ve ‘Arazi bakmaya gelmiştim..’ savunmasıyla mâsumluğunu (!) mahkemede isbat (!) edip serbest bırakılmış ve sonra kayıplara karışmıştı. O zaman bu kişinin, Pensilvaniya Şeyhi’nin has adamı olduğu anlaşılıp aranmaya başlandı ama henüz de yakalanamadı..
15 Temmuz’dan 6 gün sonra Öksüz’ün telefon kayıtlarında İstanbul USA Başkonsolosluğu’nun telefon irtibatı yeni belgelendi.
USA Başkonsolosluğu, ‘O kişiye, vizesinin iptal edildiğini bildirmek istemiştik..’ diyor. Yani, ‘çok mâsum bir irtibat..’
Ama bu zamana kadar vizeleri iptal edilenlere böyle bir bildirim yapıldığına dair tek örnek gösteremiyorlar.
Maksat açık.. Yani, ‘Başka kanallardan kaç; senin de, bizim de başımız ağrımasın..’ işmarı..
Pensilvania Şeyhi’ni boş yere mi tutuyor orada, ‘Stratejik Müttefikimiz?’
Şimdilik, bir yaptırım uygulayamayız..
‘Vaktine hazır ol, Nemçe Kralı.. Senin de defterin dürülür bir gün..’
