Onlar öldüren PKK’yý seviyordu

Köy kaç hane ise. Sýrayla sofra kurarlar. Yoksulu da yapar bunu, varsýlý da.

Sofrayý kurup, cami odasýna veya köy odasýna götürürler.

Yoksul, yine de güzel kurar sofrayý. Evde her gün kurduðu sofranýn biraz daha iyisini hazýrlar.

‘Konak’ diyorlardý Balýkesir taraflarýnda. Belki konuða ikram edildiði için. Bazý yerlerde ‘gezek’ derler. Bu da herhalde, sofrayý kurma vazifesi sýrayla köydeki bütün haneleri gezdiði için.

Bazen, kahvelere, köy odalarýna yolu düþer misafirin.

Türkiye’nin hiçbir yerinde, hiçbir yöresinde, misafire çay, kahve parasý ödetilmez.

Oturur, misafirle muhabbet ederler. Baþ köþeyi misafire verirler. Misafirle konuþurlar.

Misafir, kötü konuþsa bile, idare ederler. Ýzahý da kolaydýr. “Misafirdi adam, bir þey diyemedik.”

Daha köye varmadan, çarþýda baþlarlar.

“Bu akþam bizde kalalým.”

“Hadi, bize gidelim, yemek yiyelim.”

Bizim oralarda ben çok karþýlaþtým. Sayýsýz. Çocukluðumda da öyleydi, bugün de öyle.

Bir gün, bizim komþu köyümüzde, Duraluþaðý’nda baþýma geldi. ‘Hadi, bize gidelim’ diye davet eden edene.

Birine evet dedim. Sevdiðim bir adamdý. Kibir sayýlmasýn diye evet dedim. Þimdi burada adýný ansam, mahçup olur. Ýnþallah bu yazýyý kimse ona haber vermez.

Baþka müsait yer yoktu. Beni kendi yataðýna yatýrdý. Çok utandým ama, öyle oldu.

Rivayettir. Güzel hikayedir. Ýsterse Ýsrailiyyat olsun.

Ýbrahim Aleyhisselam, sofrasýnda misafir olmasýný çok severmiþ. Misafirsiz, sofraya oturamazmýþ. Misafir olmadýðý zaman, uzun uzun dolaþýr, bazen günlerce, daðda bayýrda misafir ararmýþ.

Bir gün, öyle uzun aramalardan sonra, bir misafir bulmuþ. Bir ihtiyar adam. Almýþ, eve getirmiþ.

Oturmuþlar sofraya. Adam, yemeðe besmelesiz baþlamýþ. Ýbrahim efendimiz, hatýrlatmýþ.

Adam, “Ben mecusiyim” demiþ, “Ateþe tapýyorum, niye bismillah diyeyim?”

Caný sýkýlmýþ Ýbrahim Peygamber’in. Hatta, sofradan da uzaklaþmýþ.

Herhalde, adamýn da caný sýkýlmýþ ki, kalkmýþ gitmiþ.

Rivayete göre, bunun üzerine, Allahu Teala, Ýbrahim Aleyhisselam’a þöyle buyurmuþ:

“Ey Ýbrahim, ben o ihtiyara yüz senedir rýzýk veriyorum. Sen, bir öðün katlanamadýn.”

Hicab etmiþ Ýbrahim Peygamber. Koþmuþ. Adamý yeniden bulmuþ. Yalvarmýþ, yakarmýþ. Ýkna etmiþ, tekrar evine getirmiþ, sofrasýna oturtmuþ.

(Hikayeyi þöyle tamamlarlar: Adam, Allahu Teala’nýn bu merhametini iþitince, yani Allah’ýn Hz. Ýbrahim’i nasýl uyardýðýný öðrenince, iman etmiþ.)

Biz, Ýbrahim’in milletindeniz.

Ýþte, doðru veya yalan, Ýslamiyyat veya Ýsrailiyyat... Bu hikaye de bizim kültürümüze ait bir hikaye.

Bu millete ait olan insanlar, ister Türk olsunlar, ister Kürt, ister Arnavut olsunlar, ister boþnak, ister Çerkes...

Hatta ister çingene... (Veya Roman... Onlar da bizim milletimiz. Benim imaným, onlarýn veya baþka birilerinin, etnik niteliklerinden dolayý küçük görülmesine müsaade etmez.)

Bu millet, misafire musallat olmaz.

Þimdi nerden icap etti böyle bir yazý diye sorabilirsiniz.

Çok icap etti. Þuradan icap etti.

Bazý gazetelerde okuyorum. Vay efendim, akil adamlarý protesto etmiþler.

Akil adamlara karþý slogan atmýþlar.

Akil adamlara þunu atmýþlar bunu atmýþlar.

Saldýrmýþlar.

Bayrak sallamýþlar.

(Bayraðýn sahiplerine bayrak sallýyorlar. Avni Özgürel söyledi, 12 Eylül hapishanesinde Alparslan Türkeþ’e bayraðýn altýnda saygý duruþu yaptýrmýþlar. Fikir ayrý da olsa, kafa ayný!)

Kim yapmýþ bunlarý?

Bir zamanlar, Bikaa’ya gidip, Kandil’e gidip, PKK flamasý altýnda Öcalan’la sarmaþ dolaþ resimler çektirenlerin siyasi yandaþlarý yapmýþ.

Yani, PKK adam öldürdüðü zamanlarda PKK’yla sarmaþ dolaþ olanlar yapmýþ.

PKK’yý adam öldürürken sevenler, adam öldürmekten vazgeçince caný sýkýlanlar yapmýþ.

Ben, bu memleketin insanýnýn, akil adamlara veya kendisine bir þey anlatmak için þehir þehir dolaþan konuklara, insaniyetten baþka bir þey göstermeyeceðinden çok eminim.