Onun terliği diğerinin kişiliği

Ali Uçar,28 yaşında. Aslen Mardinli ama İzmir’de doğmuş, büyümüş. Anne ve babası daha 5 yaşındayken ayrılmış, bir daha babasını görmemiş. Okulu 6. sınıfta bırakmış zira defteri var ama kitabı yokmuş bir de okul üniforması. Utanmış ve okulu bırakmış Ali Uçar. Tahminen annesine yardım etmek ve diğer iki kardeşinin bakımı için de bir sürü işte çalışmıştır. 

***

Kim bu Ali Uçar diyeceksiniz, çok haklısınız. Baba parasıyla, çapkınlıklarıyla, ünlenen biri olmadığını anlamışsınızdır zaten. Ekranlarda kimi programlara katılıp maymunluk yaparak ya da bardak yiyerek falan da ünlü olmadı bu genç adam. Uzatmayayım, Ali Uçar’ı ünlü kılan, İzmir metrosunda kitap okumasını, entel olup, kız tavlama isteği zanneden ve terlikleriyle dalga geçen fotoğraflı bir sosyal medya mesajı oldu. O mesaja insan gibi cevap verdi Ali Uçar,”Elbisem kirli, terliğim metroya uygun değil ama zihnimi kirletmiyorum” Her neyse sosyal medyada yayılan bu mesaj Ali Uçar’ı bu hafta Beyaz Show’un seyirci-konuk koltuğuna oturttu. Televizyonculuk açısından doğru, artık 46 yaşında olan Beyaz’ın gençleri yakalama hamlesi adına da akıllı bir işti. Söz biraz daha uzatılabilir miydi bence uzatılsa daha da iyi olurdu ama biz ana noktamıza dönelim...

***

Ekranlardan pompalanan marka ve kıyafetle değerli olunur algısının bir sonucudur Ali Uçar’ı aşağılamaya çalışan mesaj. Üstelik kitap okumayla kız tavlama arasında ilişki kuracak kadar basit, yoksuldan entel olmaz zannedecek kadar da seçkinci bir ukalalık aynı zamanda. Kimse kusura bakmasın, bu algıya yol açan çoğunlukla medya maalesef. Dizi ve filmlerde zenginler kötü-fakirler iyi olur algısını geride bıraktık ama son dönem insanların banka hesaplarına, maaşlarına göre değerlendirildiği bir haldeyiz. İzdivaç programında kendisine talip olan adamın iki bin 500 liralık maaşı için “benim mazot parama yetmez” diyen kadın da bu değerlendirmenin bir sonucudur. İnsanları kılık-kıyafetlerinden ziyade kişilikleriyle değerlendirme noktasına acaba ne zaman geliriz? Bir soru daha, Ali Uçar’ın terlikleriyle kitap okumasını yadırgayan mesajı atana sormak lazım. Baban 5 yaşında seni terk etse ve bir daha hiç aramasa, yoksulluktan okulu bırakmak zorunda kalsan, serseri olmak mı daha kolay olurdu yoksa kitaplarla gelişmeye çalışmak mı? Kiminin zengin işi terliği olmaz kiminin vicdanında zenginlik... Nasip işte...