Geçtiðimiz hafta Kudüs’te Soykýrým Müzesi’ni dolaþýrken gördüðüm karikatürler bana çocukluðumu anýmsattý. Dedemin aldýðý Akbaba dergisinde de ayný türden karikatürler olurdu. Orada da Yahudiler prototip olarak kan içici canavarlar olarak tasvir edilirler, genellikle de þiþman ve korkunç dururlardý.
Yaþadýðýmýz kasabanýn yapýsý gereði çoðu arkadaþý Yahudi olan dedem bu karikatürleri sever miydi bilmem, ama bana derginin komik geldiðini ve elime geçen her sayýsýný keyifle okuduðumu hatýrlýyorum. Ne de olsa ben de o dergiyi yaratan ve bu þekilde yaþatan toplumun bir ürünüydüm.
***
O zamanlar toplumun zayýf halkalarý üstünden yapýlan hicvin sanat olduðunu sanýr, ýrkçýlýktan, ayrýmcýlýktan keyif alýrdýk. Sonra biz de, toplum da, karikatür dergileri de deðiþti. Onlar zayýf halka yerine gücü hedef almaya baþladý, Akbaba da yerini bu ülkenin azýnlýklarý konusunda daha hassas olan Gýrgýr’a býraktý.
Ama önyargýlar deðiþmedi. Irkçýlýk, ayrýmcýlýk sadece satýr aralarýna kaydý. Ana akým gazeteler manþetlerine suç iþlemiþ insanlarý Müslüman olmadýklarý takdirde dinini sýfatlayarak taþýdý. Ermeniler, Yahudiler sýk sýk hedef gösterildi. Terör, þiddet ve bölgesel sorunlar da bu siyasi söylemin pekiþmesine, aklýmýza kazýnmasýna yardýmcý oldu.
Çok uluslu bir imparatorluktan ulus devlet kurmaya çalýþan, kuruluþ aþamasýnda bunun ideolojisini ve pratiðini yaratan, üstelik de bu sýrada Nazizm’den ve Faþizm’den etkilenen Türkiye’nin deðiþmesi çok zor oldu. Ýçeride ve dýþarýda devletini yok etmeye çalýþan düþmanlarý bertaraf etmeye yeminli nesiller kendileri gibi olmayanlardan korktu.
Asala, PKK, Filistin derken bu korkular her gün daha da pekiþti, önyargýlarla birleþti. Siyaset alanýnýn daralmasýna, önyargýlarýn çizdiði çerçevenin dýþýna çýkýlamamasýna yol açtý. Demokrasi açýðýndan oldum olasý mustarip olan Türkiye, konuþamadýðý, tartýþamadýðý için özgürleþemedi, yarattýðý önyargýlarýn esiri oldu.
Bugün hala 2015’den çekiniyorsak önyargýlarýmýz yüzündendir. Bugün hala Ýsrail’le barýþmayý, dilenen özre ve büyük bir olasýlýkla ödenecek tazminata raðmen, içimize sindiremiyorsak kafamýza kazýnmýþ Ýsrail ve Yahudi imajý nedeniyledir. Benzeri önyargýlar ne yazýk ki hemen herkes, hemen her etnik ve dinsel grup için geçerlidir.
Bizler, ne yazýk ki, kucaklayýcý ve kapsayýcý olmadan kimliklerimizi tek bir potada eritmeye kalkmýþ bir ülkenin insanlarýyýz. Çoðumuz tarih yerine efsane okuyarak büyümüþ, Akbaba gibi ýrkçý, ayrýmcý yayýnlara gülmüþtür. En iyi komedyenlerimiz Çingene taklidi yapanlar ve onlarý aþaðýlayanlardýr.
Kürt sorunu bu tekleþtirici, güya birleþtirici efsanenin büyüsünün bozulmasý yüzünden vardýr. Kürt sorunu PKK’nýn silah býrakmasý kadar bizim anlayýþýmýzýn deðiþmesi, Kürtlerin de her alanda eþit haklara sahip insanlar olarak görülmesiyle çözülecektir.
***
“Ýmralý’da ne verdiniz” tartýþmasý sorunun çözümüne, daha doðrusu zihniyet yapýmýzýn deðiþimine deðil, önyargýlar üstünden siyaset yapmanýn hafifliðine iþaret etmektedir. Türkiye’de deðiþmesi gereken CHP ve MHP aklýdýr. Toplumsal dönüþümün gerekli olduðunun anlaþýlmasýdýr. Eðer önyargýlarýmýzý korumakta inat edersek ne Kürt sorununu çözebiliriz, ne de dünya siyasetindeki dalgalanmalar karþýsýnda kendimizi doðru yerde konumlandýrabiliriz. Önyargýlarýmýzý aþamazsak, konuþamazsak, tartýþamazsak Ýsrail’in Suriye’ye düzenlediði hava saldýrýlarýnýn aslýnda bizim iþimize yaradýðýný dahi göremeyiz...