Operasyon medyası

Yıllardır bu ülkede iktidarlara ortak olup birlikte yöneten, konforu bozulduğunda ise iktidar yıkan Türk medyası, AK Parti iktidarıyla birlikte dengesini kaybetti.

Geçtiğimiz dönemlerde de, basındaki bazı kalemler iktidarları eleştirir, gerektiğinde ise yelkenleri indirmeyi bilirlerdi. Çünkü bu eleştirilerin büyük bölümü, içeriden eleştirilerdi. Yani, aynı zamanda iktidarın sahibiydiler.

Bu yüzden de, iktidar medya kavgaları hiçbir şekilde ‘kan davası’na dönüşmeden sonunda bir şekilde tatlıya bağlanırdı. Oysa, şimdi durum farklı. AK Parti iktidarıyla birlikte, medyanın bütün geleneksel ezberleri yerle bir oldu. Bir kere, Başbakan Tayip Erdoğan, ‘millet iradesi’ dışındaki bütün yapay iradelere iktidarın kapılarını kapattı.

Bugün, iktidara karşı adeta bir ‘kan davası’ yürüten medyanın tavrının temelindeki gizli niyet, ‘Başbakanın kendilerine sormadan memleketi yönetiyor oluşudur.’

Bütün seçim dönemlerinin öncesiyle ilgili hafızalarımızı tazelediğimizde, basının özellikle belli bir bölümünün meslek ahlakını, gazetecilik ilkelerini bir tarafa bırakarak tamamen ideolojik bir kampanya yürüttüklerini görebiliriz.

Çünkü onlar, AK Parti'nin ilk dönemini 'arizi' bir durum olarak gördüler ve gidici olarak değerlendirdiler. Ancak, AK Parti bütün seçimlerden zaferle çıkınca, iktidar ortaklığı umutlarını bütünüyle yitirdiler.

Ama 'operasyon medyası' olma özelliklerini hiçbir zaman yitirmediler. Ülkenin içinden geçtiği her kritik ve hassas durumda, cesur gazetecilik gösterileri ile iktidarı köşeye sıkıştırdıklarını sanıp mutluluk hayalleri kurdular. Hatta bazıları, iktidara ömür biçip, alternatif iktidar rüyalarına bile yattılar.

Ancak, gazeteci olduğunu unutup iktidar oyunlarına heveslenen medya, işin gerçek sahibi olan milleti unutmuştu. Bu yüzden de, her operasyondan elleri boş döndüler.

Mesela, geçtiğimiz hafta bir gazete "Türkiye yeni partisini arıyor" diye manşet attı. Neler oluyor, memlekette bilmediğimiz gelişmeler mi oldu diye baktığımızda, bir araştırma şirketinin anketinde AK Parti'nin oy oranının yüzde 46 olduğunu gördük.

Sanırsınız ki, millet AK Parti'yi terketmiş. Oysa, aynı AK Parti 2002'de yüzde 34'le iktidar olmuştu. Herhalde 'cesur gazetecilik' bu olsa gerek. Eğer gazeteciliğin kalitesi, buralara düştüyse gerçekten durum vahim demektir.

Aslında, böyle bir durumu başlığı atan meslektaşlarımızın zeka düzeyine bağlayıp geçebiliriz. Ama durum öyle değil. Bu arkadaşlar, kan davası peşindeler ve iktidara karşı akıllarınca operasyon yaptıklarını sanıyorlar. Ama sonunda her seçimde, millet ilkel zihniyete operasyon çekiyor.

Bu arada, eğer 'operasyon medyası' için bir anlam ifade edecekse Konsensus'un son anketine göre AK Parti'nin oyları yüzde 53.7 olmuş. Belki bir işlerine yarar.

Okurlarımıza sonsuz teşekkür

Üstat Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisinin tıpkı basımını yeniden vermeye başlamamız, okurlarımızda yeni bir heyecan dalgası oluşturdu. Tirajımız, okurlarımızın teveccühü ile birlikte her geçen gün artıyor. Geçen hafta (1 Eylül) 152 bin 971 olan tirajımız, 8 Eylül Cumartesi günü ise 152 bin 949 oldu.