Sinirlendiðim zamanlarda nasýl göründüðümü çok merak ediyorum. Yani çocuklarýn beni nasýl gördüðünü? Bunu onlara soracak kadar ‘cesur’ deðilim henüz.
Bazen her þey üst üste gelebiliyor ve ben normalde “sakince” karþýlayabileceðim kimi durumlarý, Kerem ile Elvan arasýndaki ufak tefek ya da kocaman anlaþmazlýklarý, benzetme yerindeyse bir volkan gibi ateþ püskürerek karþýlýyorum. Ýþte tam öyle zamanlarda ikisinin de gözlerinde her biri yýldýz gibi parlayan onlarca soru iþareti görüyorum. “Tamam bu kadýn Halime’ye benziyor ama çýkan ses, ý-ýh annemize ait deðil”. Böyle durumlarda içimden yükselen “Halime biraz abarttýðýnýn farkýndasýn deðil mi?” diyen ses ile “E onlar da abarttý. Ne var sanki onlarca lego parçasý varken bir karakter için kavga ediyorlar. Neymiþ onun çi’si farklýymýþ!” O oyuncaklarda birer yaþam enerjisi kristali olarak gösterilen çi, geliyor benim yaþam enerjimi çalýyor. Olacak iþ mi? Hayýr! Olmasýn yani. Önce içimdeki seslerin alacak-verecek hesabýný kapatýyorum. Sonra çocuklara dönüyorum. Yaptýklarý davranýþa ne kadar çok sinirlendiðimi, tamam tepki konusunda biraz abartýlý davrandýðýmý kabul ettiðimi ama bundan benim de çok mutsuz olduðumu söylüyorum. “Öfke de bir duygu. Çok normal öfkelenmek. Ama ifadesi konusunda daha dikkatli olmak gerekiyor” diye bir final cümlesi kuruyorum. Böyle sinirlendiðim zamanlarda nasýl göründüðümü çok merak ediyorum. Yani çocuklarýn beni nasýl gördüðünü? Bunu onlara soracak kadar ‘cesur’ deðilim henüz. Biraz kaçak güreþerek aradan zaman geçince farklý bir þekilde yaklaþýyorum konuya.
BENDEKÝ ÜÇ OLUMLU DAVRANIÞI SÖYLE
Geçenlerde okuduðum bir kitapta kendimizi tanýmak için çevremizdekilere bizde gördükleri “Üç olumlu ve üç olumsuz özelliði” sormalarýmýzý istiyordu. Ben de bu fýrsatý deðerlendirdim. Kerem cevap verdi, Elvan “Ýstemiyorum da istemiyorum” diye tutturdu. Sonunda kendine göre minik bir katký koydu. Kerem, olumsuz özellikleri sayarken ilk olarak “Bazen titiz oluyorsun” deyince yere düþecektim. “Ev temizliði, düzeni açýsýndan demiyorsun herhalde. Kurallarla ilgili mi titizliðim!” diye itiraz ettim. Zira ev düzeni, temizliði konusunda son derece rahat bir insan olarak görüyorum kendimi. Ama bu bile Kerem’e fazla gelebiliyormuþ demek ki. Sanýrým “Odalarýnýzda adým atacak yer kalmamýþ!” cümlesi sorumlu bu olumsuz özellikten. Ýkinci ve üçüncü biraz birbirine benziyor:
“Kýzdýðýnda bazen fazla kýzýyorsun. Bazen de konularý gereksiz yere çok uzatýyorsun. Ayný þeyleri söyleyip duruyorsun.”
Olumlulara gelince, iþte yüzümde kocaman bir gülümsemeye yol açan geribildirimler:
“Çok anlayýþlýsýn. Bizi dinliyorsun ve isteklerimizi yerine getirmek için çabalýyorsun. Ýkincisi çok sevgi dolusun. Üçüncüsü bize karþý saygýlýsýn. Ýsteklerimize, düþüncelerimize saygý gösteriyorsun. Bir de renkli bir insansýn. Yani her zaman farklý düþünebiliyorsun ve farklý duygularý anlayabiliyorsun.”
Eh hiç fena deðil derken, Elvan son noktayý koydu: “Saygýlýsýn ama geçen sabah biz daha uyurken salonu süpürmeye baþladýn. Bence bu bize saygýsýzlýktý. Uyuyorduk!”
Titizlik konusunda biraz da düþünmeliyim, haklýsýnýz!