Or'da kimse var mý?

Alev Alatlý da gitti ötelere...

Bilginin töresine sadýk kaldý...

Hakikate talip kul olan aydýnýn namusu bunu gerektirir çünkü.

O, organik bir aydýndý.

"Dünya bir ayettir onu doðru okumak lazým" diyerek, Kadim demde Hatem olanýn hükmünce düþüncesini fütuhatla yoðurdu.

Yine...

"Müslüman Türkler giderse dünyaya yazýk olur" diyerek, fütuhatla tarih yazmýþ Türklüðün kaderini omuzlayan cümleler kurdu.

Rabbim ondan razý olsun.

"Or'da Kimse Var mý?" diye sormuþtu 90'lý yýllarda.

Bizim onu tanýmamýz iþte bu soruyla olmuþtu.

Viva La Muarte yani Yaþasýn Ölüm diye kahýrlý bir çýðlýk duyduk.

"Ben Varým" diyebilmek için çok çaba sarfettik.

Ýçinde yaþadýðý ve hatta aþkla baðlý olduðu toplum tarafýndan kýyýlan bir aydýnýn, Günay Rodoplu'nun akýbeti nutkumuzun tutulmasýna sebep oldu.

Arafta kalmýþ bir toplumun üyesiydik nihayetinde.

Cemil Meriç gibi söyleyecek olursak...

Ne Doðu'yu tanýyabilmiþtik, ne Batý'yý. En çok da kendimizden uzaktýk.

Perestiþ ettiðimiz uygarlýk adýna tekrarlayýp durduðumuz kavramlar lime lime dökülüyordu.

Çünkü bize ait deðildi, köksüzdü kavramlar.

Düne kadar kavga ettiðimiz bir dünyaya aitti onlar, çünkü.

Üstelik, her geçen gün zemin ayaðýmýzýn altýndan kayýyordu.

Ben hala oradayým...

Müteveffa, her biri birbirinden nitelikli hatta baþ ucu kitabý diyebileceðiz kýymetli eserler ortaya koydu geç ömrüne kadar.

Ama dediðim gibi, ben Türkiye'nin ruhunu aramak heyecanýylayle sorulan soruya cevap vermek için çabalýyorum, nutkum bir türlü çözülmedi.

Ýdeolojilerin nekrofilik özelliklerini ilk Viva La Muarte'de farkettik.

Batý ile hesaplaþmak...

Boynumuzun borcuydu.

Ama nasýl?

Kemal Tahir'in "Kurt Kanunu" kitabýndan bir alýntýyla söyleyecek olursak, "yenilmiþtik bir kere..."

Kimileri çoktan teslim olmuþ, hatta dünün üzerinde tepinip duruyorlardý.

Dolayýsýyla kendimizle sorunluyduk.

Ve "paçozlaþma" her geçen gün hayatýmýzý daha çok kuþatýyordu.

Ne diyordu Alatlý verdiði bir röportajda:

"Paçozluk kentsel bir fenomendir. Eli nasýrlý adam, paçoz olmaz. Mütedeyyin Müslüman da paçoz olmaz. Paçoz, küçük burjuvadan çýkar. Metropolde serpilir... bizi, terör deðil paçozlaþma bitirecek."

Batýya gözümüz kördü.

"Uygarlýk kavramý" her þeyi perdeliyordu.

Oysa, kavram sömürge stratejilerinin içinde þekillenmiþ bir aparattan ibaretti.

Batýda kýyamet kopuyordu, ne var ki, paçozlarýn ezberlerini tekellüm ettiði ayin bir türlü bitmiyor, komprador cehalet gittikçe kesifleþiyordu.

Fakat Alev Alatlý, bu perdeyi kaldýrmaya kararlýydý.

Ýlkelin ideolojisi olan slogana itibar etmeden, belki bir yerleri kanayarak ama asla geri adým atmadan üstüne gitti Batý'nýn.

"...gaddar Yahova'dan kaçarken, sadist Zeus'un kucaðýna düþen" Batý'nýn narsizmini, ben seviciliðini þekillendiren "psukhe" nekrofilya yani ölüsevicilikti.

Batýnýn teolojisine sinmiþtir nekrofili.

Hukuku da biyofili yani yaþam sevici deðil ölü sevicidir Batý'nýn.

Öteki ile iliþkisi dahi nekrofili gölgesinde þekillenmiþtir.

Onun için insanýn özgürlüðü Batý kültürüne yabancýdýr.

Bu gerçeði Viva La Muarte'de Günay Rodoplu üzerinden, üstelik bizi de tarif ederek anlatýr:

"Ýnsanoðlunun baðýmsýz ve özgür olduðu anlayýþý bizimkine deðil, Batý kültürüne yabancýdýr. Ýnsaný önceden kararlaþtýrýlmýþ bir biçimde düþünmeye, çalýþmaya, talep etmeye, tepki göstermeye zorlayan onlarýn kültürüdür, bizimki deðil."

Nuke Turkey'de Diana Pavloviç karakterini analiz ederek bu hakikatin altýndaki çizgiyi daha da kalýnlaþtýrdý Alatlý. Dünyaya tasallut olan habis ur Amerika'nýn Hristiyan cemaatler federasyonu olduðunu anlattý, liberal aldatmacanýn, yani bireyin yýðýnsalla nasýl kuþatýldýðýný delilleriyle deþifre etti.

Ýþte bu ikiyüzlü aldatmacadan kurtulmak için Türkiye'nin ruhuna yani fýtrata sarýlmak, her þeye raðmen "Türkiye'ye bir þey olursa dünya yüz akýný kaybeder" þuuruyla evimize dönmenin yolunu bulmak için "buradayým" diyebilmemiz gerekiyor.