Genelkurmay Baþkaný Yaþar Büyükanýt'ýn, 2008'deki bir brifingde "Ülkemizde 5 bin civarýnda terörist olduðunu tahmin ediyoruz. TSK olarak þimdiye kadar bu 5 bin sayýsýný defalarca sýfýrladýk ama terörün sýfýrlanmasý için örgüte katýlýmýn durdurulmasý gerekir. Bu da bizim deðil; siyasî iradenin iþidir." mealindeki sözleri çok dikkatimi çekmiþti.
Gerçekten o yýllarda PKK'ya yoðun bir katýlým vardý. Kürt çocuklarý, çok farklý yöntemlerle kandýrýlarak örgüte peþkeþ çekiliyordu. Þanlýurfa Valisi Ýzzettin Küçük 10 Haziran 2015'te, sadece o bölgeden 6 ayda 3 bin çocuðun daða kaçýrýldýðýný açýklamýþtý. Batýda da özellikle üniversitelerde yoðun kampanyalar yürütülüyordu.
Ýçiþleri Bakaný Süleyman Soylu'nun geçen hafta yaptýðý "Terör örgütüne 2015'te 5 bin 584 kiþi gitmiþti bu yýl ise þu ana kadar 30 kiþi gitti" açýklamasý, bu konudaki çarpýcý deðiþimi net olarak ortaya koymaktadýr.
Hakeza, Millî Savunma Bakaný Hulusi Akar'ýn birkaç gün önceki "2015'ten bu yana 35 bin 656 terörist etkisiz hale getirildi" sözü de, Büyükanýt'ýn, "Öldürdüklerimizin yerine sürekli yenileri geliyor" tespitini teyit ederken, yine Soylu'nun; "100 terörist kaldý" ifadesi, eski kýsýrdöngünün bugün artýk geçerli olmadýðýný gösteriyor.
Peki, bu noktaya nasýl gelindi?
Terörle mücadelede ulaþýlan baþarýda, istihbarat birimlerimiz arasýndaki iþbirliðinin ve yetenekli askerî mücadelenin tabii ki büyük önemi var. Ancak, en tepedeki sorumlu "Sadece askerî mücadele ile olmuyor" dediðine göre, demek ki; baþka þeyler oldu.
"Demokratik Açýlým"ýn sabote edilmesine raðmen inatla sürdürülen adýmlar neticesinde maðduriyetler büyük ölçüde giderildi, istismar alanlarý yok edildi. Ama bu güzel noktaya gelmemizi saðlayan sebepler bunlarla da sýnýrlý deðildi...
Ýþte "Diyarbakýr Anneleri"nin; terör örgütüne ve siyasî maþasý HDP'ye karþý sürdürdüðü cesur duruþ, Genelkurmay Baþkaný'nýn bahsettiði "nitelikli mücadele"de bir dönüm noktasý olmuþtur. Çünkü Kürt ailelerin tuttuðu "Evlat Nöbeti", terör örgütüne iki büyük darbe vurmuþtur:
Birincisi, "Biz Kürt halkýnýn haklarýný savunuyoruz" yalaný kökten çürümüþtür.
Ýkinci darbe çok daha önemlidir. Evlatlarýnýn baþýna gelenler sebebiyle "yaralý kaplan"a dönen bu anneler, her þeyi göze alarak; PKK'ya meydan okumuþ ve bu cesur çýkýþ, terör örgütünün bölgede katliam ve zulümlerle tesis ettiði "Korku Ýmparatorluðu"nu bitirmiþtir. Böylece PKK'nýn, "Kürtler adýna baðýmsýzlýk mücadelesi veren özgürlük savaþçýlarý" deðil, "emperyalizm uþaklarý" olduðu; bütün çýplaklýðýyla ortaya çýkmýþtýr.
Bizim de yer aldýðýmýz bugünkü "Evlat Nöbeti Çalýþtayý" ile bütün dünyaya tanýtýlacak olan "Diyarbakýr Anneleri" artýk gücünü ispatladý. Bu büyük aile; büyüyerek yoluna devam ediyor. Ama tabii ki bu destan kolay yazýlmadý. Her "uzun yolculuk"ta olduðu gibi, burada da "ilk"lerin yeri ve deðeri unutulmamalý.
Ýlk teþebbüsü, Yüksel Karaþin ve Mahfuze Eren isimli anneler, 19 Mayýs 2014 günü Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi önünde baþlatmýþtý.
Baþbakan Erdoðan, 27 Mayýs 2014 tarihli grup konuþmasýnda "Anne babalar, tehdit nedeniyle bugüne kadar bu feryatlarýný dile getiremiyor, acýlarýný içlerine atýyorlardý" demiþ ve HDP yetkililerine, "Adresini çok iyi bildiðiniz bu çocuklarý getirin ve bu annelerin acýsýný dindirin." çaðrýsýnda bulunmuþtu.
"Kýsa" sürse de, "ilk" olmasý bakýmýndan çok deðerli olan bu duruþa, Erdoðan dýþýndaki siyasîlerin destek verdiðini hatýrlamýyorum. Nitekim, kendisi de bir "anne" olan Diyarbakýr Büyükþehir Belediye Baþkaný Gültan Kýþanak da, bu anne feryadýna kulak vermek yerine, 9 Haziran günü belediyenin zabýta ordusunu üzerlerine salmýþ ve anneleri; "çöp" gibi süpürtmüþ; oturduklarý hasýra; kilime hatta çocuklarýnýn fotoðraflarýna bile el koymuþtu.
Baþbakan Erdoðan ayný grup konuþmasýnda yerli ve yabancý medyaya da, "Bu feryadý, Türkiye ve dünya medyasýnýn görmesini arzu ediyorum. Medyanýn bir kýsmýný tenzih ediyorum; duyarsýz kalanlara sesleniyorum, Galatasaray Lisesi'nin önünde oturma eylemi yapanlarý yazardýnýz, peki yavrularý daða kaçýrýlan bu anneleri niye görmüyorsunuz" þeklinde çaðrý yapmýþtý.
Doðrusunu isterseniz Sayýn Erdoðan'ýn "tenzih ettiði" medya da o "ilk" annelere, beþ yýl sonra; 22 Aðustos 2019'da HDP Diyarbakýr Ýl Binasý önünde tekrar baþlatýlan "Evlat Nöbeti"ne verdiði desteði, verememiþti.
Bu þanlý baþlangýcýn, "Açýlým Dönemi"ne raðmen medyamýzda ve ülkemizde hak ettiði ilgi ve desteði görememesinde, 13 Mayýs 2014 günü Soma'da 301 vatandaþýmýzýn ölümüne sebep olan büyük facianýn önemli payý vardý. Ama ne olursa olsun; kahraman annelerimiz bu cesur çýkýþla, kutlu bir sefer baþlatmýþlardý. Artýk "Hedefe varmayan mýzrak utansýn"dý ki; onlar hedefe çoktan vardý!