Organik ilişki

Siz, Doğan grubunun üzerine sürdüğü şekerin olanca tatlılığıyla “Emanet oyların farkındayız, bunları kalıcı hale getireceğiz” dediniz, dağ kadronuzun yöneticisi, “Emanet oy falan yoktur. HDP’liler de bunu yanlış değerlendiriyor. Her parti yeni seçmenler kazanmak için sesleniyor. Alevinin oyu emanet değildir, seçim bildirgesine oy vermiştir.” dedi. “Nereden biliyorsun? Bir araştırma mı yaptın?” diye soramadan hemen kıvırıp, “oylar ödünç değildi, emanet oylarla baraj geçmedik, bu şekilde yaklaşım doğru olmaz” dediniz.

Bir partinin eş başkanısınız. Seçimden aldığınız oyun gazıyla, sanki her şeyi söyleyebilir, her şeyi yapabilirmişsiniz gibi silahların bırakılması konusunda önderliğiniz Öcalan’ı işaret ettiniz. Nasılsa dağ buna karışmaz diye düşündünüz herhalde. Ama olmadı. Kandil “HDP bunu işaret edemez, kaldı ki Öcalan da yapamaz” dedi. Küçük Emrah gibi boyun büküp kabullendiniz.

“Ben kan akıtacağım, çünkü sen baraj yapıyorsun, yol yapıyorsun” diyen terör örgütünün bu açıklamasını ilkokul çocuğunun yapamayacağı şekilde tevil etmeye çalıştınız.

Daha bir sürü örnek var. Ama en önemlisi yeniden kan akıtmaya niyetli teröristlere bir çağrı yapmanız istendi. Hani Türkiye partisi olmaya karar vermiştiniz ya. O bakımdan. Herhalde yanlış anladınız ya da anlattınız. Silah bırakması istenen terör örgütü çatışmasızlığı bitirdiğini açıkladı.

Teröristler silahlarını kullanıp bir minibüsü taradılar. Askere ateş açtılar. Şehit var yaralı var. Siz kameraların karşısına geçip “boncuk boncuk” terlemeden yalan söylediniz. “Bize gelen bilgilere göre ateşin askerler tarafından açıldığına dair ciddi bulgular var” dediniz.

Oysa sizi sürekli hizaya getiren dağ kadrosu minibüse neden saldırdıklarını, nasıl ateş açtıklarını telsiz görüşmelerinde, sözün şehvetine kapılarak ballandıra ballandıra anlatıyor.

“Terörle, teröristle aranıza mesafe koyun, teröristlerin silah bırakmasını isteyin, Kandil’den emir almayı bırakın” diyenlere de cevap olarak “Biz HDP olarak PKK’ya silah bıraktıramayız, yani çağrı yapsak dahi PKK bunu anlamlı bulabilir, değerli bulabilir fakat kesinlikle bunu bir talimat olarak algılamaz. Çünkü PKK ile aramızda alt üst ilişkisi yok, hiyerarşi yok, bir organik ilişki yok”  diyorsunuz.

Sayın Demirtaş, siz kendinizi çok mu akıllı zannediyorsunuz?

Erken seçim hayırlı olsun

Ak Parti ile CHP’nin ön görüşmesinin ardından, sevimli! mesajlar gelse de esas mesele Ak Parti - MHP görüşmesinin içeriğiydi.

Görüşme sırasında MHP’nin “hükümette yer almama kararımızı sürdürüyoruz” demesi “Kasım’da seçim başkadır” söylemini güçlendirdi.

Çünkü MHP’nin “hükümet olmayacağım” demesi CHP tarafından “elimiz güçlendi” seklinde anlaşılacak.

Zaten olmaması gereken Ak Parti - CHP koalisyonu da bu nedenle başlamadan bitirecektir.

TÜSİAD, MÜSİAD, Doğan grubu, Almanya ve bilimum bu “büyük koalisyon”u isteyen kesimlere geçmiş olsun.

AYM’nin dershane kararı

Bürokrasi böyledir.

Siz hafif topallamaya görün.

Hemen kendine göre bir pozisyon alır. Kırk yıl iktidar da olsanız hafif bir sendelemede çoğu sizi satmaya hazırdır.

Seçimlerin hemen ardından Yüksek Seçim Kurulu’nun cezaları “seçim sonuçlarına göre” kesmesi buna bir örnekti.

Anayasa Mahkemesi’nin “dershanelerin kapatılması”nı “oyçokluğuyla” reddederken aslında bürokrasinin bu hali pür melalini anlatıyordu.

Gerekçeli karar açıklanmadı ama Anayasa Mahkemesi muhtemeldir ki ret kararını “hür teşebbüsün engellenmesi”nden dolayı verdi.

O zaman kumarhaneler neden kapalı ki? O da hür teşebbüs değil mi? Kumarhane zararlı mı dediniz? Ağırlıklı olarak FETÖ’nün (Fetullah Terör Örgütü - Paralel yapı) arka bahçesi olan birçok dershanenin faydalı olduğunu size kim söyledi?