Orhan Gencebay ve Shakespeare

Bir dost gözü kötülük görmez dostunda...” 

- “Bir dalkavuğun gözüdür o görmeyen, kötülük dağlar kadar büyüse bile karşısında...” Shakespeare’in ilk kez 1599 yılında oynanan “Jül Sezar” oyununda Brutüs ile Marcus Antonius arasında geçer bu diyalog.

Popüler dalgaların insanların fikirlerini kendilerine saklamak zorunda bıraktığı anlarda hep bu sözü hatırlarım.Son 3 gündür televizyonlar, gazeteler, ‘Orhan Gencebay ile Bir Ömür’ albümünün nasıl yok sattığını anlatıyor. Popüler kültür herkese bu albümün beğenilmesi gerektiği mesajını veriyor. Fikir muhteşem, şarkıları seslendiren 32 kişi Türkiye’nin en iyileri, Batsın Bu Dünya’nın koro hali defalarca dinleseniz bıkılmayacak kadar çarpıcı... Ama bunların hiçbiri içime sinmeyen şeyi bastırmamı sağlamıyor... 

***

Orhan Gencebay’ın, 1968’de,  İzmir Fuarı’ndaki Lunapark Gazinosu’nda, Ahmet Sezgin’in arkasında saz çalarken, bestelerini, yeteneğini fark edenler şimdi 70 yaşına yaklaştı. Fenerbahçe burnunda Tipitip’in sattığı kartuşlu Orhan Gencebay kasetlerinden alanlar şimdi 50 yaşının üzerinde... TRT’nin ne dinleyeceğimize karar verdiği yıllarda, uzun süren bir yasağın ardından Orhan Gencebay’ın bir yılbaşı programında ekrana çıkışını hatırlayanlar 40 yaşını devirdiler...  Vize sonuçları açıklandığında ‘Batsın Bu Dünya’ diye mırıldanan üniversiteli, 18 yaşında bir sürü genç var...  

***

İster klasik müzik dinleyicisi olun ister yabancı pop fark etmez... Vapurda, alışverişte, bir deniz kıyısında kulağınızda, içinizde iz bırakmış şarkılar vardır. Sezen Aksu şarkıları, Selami Şahin besteleri ve elbette Orhan Gencebay’ın şarkıları gibi... Bu albümdeki bazı şarkılar Orhan Baba şarkısı olmaktan çıkmış, yeni formlarıyla genetiği değiştirilmiş ürünlere benzemiş...Bir kısmını diskolarda çalabilir, Orhan Baba’yı bilmeyen turistlerin dans ettiğini görebilirsiniz... 

Çevremde eli kalem tutan, medyada çalışan bir sürü insan albümü almış, dinlemiş, hemen hepsi en fazla bir şarkıyı beğenmiş ama nedense kimse bu fikrini açık açık söyleyemiyor. Bu yazı bir albüm eleştirisi değil, biraz da medya baskısıyla gelen popüler beğenme mecburiyetine itiraz aslında... 

***

Domatesin artık yılın her mevsimi bol bol bulunuyor hatta mandalinayla kiraz aynı tezgahta satılıyor.  İnsanlar, bunları tüketiyor ama herkes tadından şikayet ediyor. Nüfusu artan bir dünyada sanayii tipi tarım üretimi anlaşılabilir de Orhan Gencebay şarkıları öyle değildir. Kaldı ki birkaç kuşağa hitap eden şarkılar artık sadece Gencebay’a değil herkese aittir.