ABD, 11 Eylül sonrasýndaki en büyük terör eylemiyle sarsýldý. Orlando’da çoðunlukla eþcinsellerin gittiði bir gece kulübünü basýp 300 kiþiyi önce rehin alan, ardýndan 49 kiþiyi öldürüp 50’den fazla kiþiyi de yaralayan saldýrgan, çatýþma sýrasýnda öldürüldü.
Öldürüldüðü için konuþamayan saldýrgan, 29 yaþýnda Afgan kökenli Ömer Metin. 2013’ten beri radikal Ýslami eðilimleri nedeniyle FBI’ýn takip listesinde yer alýyormuþ, üç kez de radikal örgütlerle baðlantýsý var mý diye sorgulanmýþ. Florida eyaletinin resmi kayýtlarýnda, silah ruhsatý olduðu tespit edilmiþ. 2007’den beri de bir güvenlik þirketinde çalýþýyormuþ.
Saldýrgana ait bilgiler, kimliði ve eylemi hakkýnda biraz tuhaf durumlara iþaret ediyor. FBI’ýn takibinde ama anlaþýlan iyi takip edilmemiþ; güvenilmez biri ama güvenlik þirketinde çalýþýyor; ruhsal durumu iyi deðil, ama silah ruhsatý var.
Saldýrgan bir dizi hukuki olanaktan yararlanarak, gayet yasal yollardan edindiði silahlarla bu katliamý yapmýþ. ABD’de muhtemelen yeni yasal düzenlemelere olan ihtiyaç yeniden tartýþýlacak. Ancak bu olayda tuhaf olan tek þey, Ömer Metin’in “yasal” özellikleri deðil.
Ýki farklý yaklaþým
Katliam sonrasýnda Obama bunun bir nefret saldýrýsý olduðunu, cumhuriyetçi aday Trump ise terör olduðunu söyledi. Aralarýnda büyük fark var. Obama, saldýrganýn El-Kaide ya da DAEÞ’le baðlantýsýnýn tespit edilmediðini belirtiyor; Trump ise saldýrýdan az önce Ömer Metin’in 911’i arayýp DAEÞ’e baðlý olduðunu açýklamasýný örgüt baðý için yeterli görüyor.
Obama, bu eylemi bireysel bir nefret saldýrýsý olarak deðerlendirirken Trump bunun siyasi bir saldýrý olduðunu iddia ediyor. Baþkanlýk yarýþýnýn kýzýþtýðý bir ortamda, bu tartýþma oldukça belirleyici olabilir. Zira Trump’un siyaseti toplumdaki anti-Ýslam duygular üzerine inþa edilmiþ durumda ve saldýrganýn eþcinsel kulübüne saldýrý yapmýþ olmasýný da Müslümanlarýn tahammülsüzlüðünün bir göstergesi olarak kullanýyor; üstelik kendisi de eþcinsellere pek sempatiyle bakmýyor. Sonuçta Trump, konuyu “dýþ tehdit” ve “bizi bozan, bizden olmayan” anlayýþýna baðlýyor.
Öte yandan Obama, meselenin internet üzerinden etkilenen bir genç ve bireysel silahlanma kolaylýðý düzleminde olduðunu ileri sürerek konuyu “iç” sorun olarak deðerlendiriyor.
Olasýlýklar
Saldýrganýn babasý, kendisini Afganistan’ýn sürgündeki cumhurbaþkaný olarak tanýtan, medyaya askeri kýyafet ve seküler referanslý fotoðraflar veren ve saldýrýyý kýnayan cümleler sarf eden birisi. Örgütsel baðdan çok, travma ve kýzgýnlýk nedeniyle saldýrý yaptýðýný ileri sürüyor. Bir an için, babanýn ABD ile “resmi” ya da “yarý resmi” bir baðý olabilir mi diye düþünmeden yapamýyor insan; ama bunu öðrenmek þimdilik mümkün deðil.
Olasýlýklar çok deðil. Ya gerçekten akli dengesi yerinde olmayan biriydi, ya bireysel olarak DAEÞ lehine eylem yapmak istedi; ki bu terörizmin yeni uygulamalarýndan biri, dolayýsýyla mümkün; ya DAEÞ yönlendirdi ya da ABD derin devleti cumhuriyetçiler lehine bir ortam yaratma amacýyla bu kiþiyi görevlendirdi.
Cumhuriyetçilerin elini son derece kuvvetlendiren bir olay olduðu açýk. Üstelik demokratlarý hem Müslümanlarý hem eþcinselleri ayný anda savunmaya zorlayarak Demokrat adayýn Ýslam dünyasýnda mesafeli görülmesine de yol açýyor.
Neresinden bakýlýrsa bakýlsýn, bu katliamýn özellikle Müslümanlar tarafýndan þiddetle kýnanmasýna ihtiyaç bulunuyor. Zira bu tür olaylarýn ABD seçim sonuçlarýný belirleme kapasitesinden daha önemli olan, toplumlarýn Müslümanlarý giderek daha fazla tahammülsüzlük ve þiddetle bir tutar hale gelmeleri.