Orta Doðu Ramazan Ayý dinlemiyor
Mrta Doðu Ülkeleri sýcak Akdeniz iklim insanlarý. Burada yaþayan insanlar çabuk “dolduruþa” gelirler, pire için adeta yorgan yakan cinstendirler. Otoriter rejimler hakim olmadýðý dönemlerde adeta birbirlerini yerler.
Suudi Arabistan ve Ürdün ü bir kenara ayýrýrsak(bu ülkeler zaten polis devlet anlayýþýnda), bu gün bütün ülkelerde her gün aðýr olaylar ve ölümler oluyor. Hiç biri Ramazan ayýndayýz, bu kavga niye diye düþünmüyor. Suriye ve Mýsýr da ölümler o kadar çok oluyor ki, bazý haber kanallarý bu olaylarý katliam olarak duyuruyor.
Batý hýristiyan toplumlarýndaki inançlý kimseler yanlýþ bir iþ yaptýðýnda kilise papazýna gidip günah çýkartýr. Ýslam ý yaþayan toplumlarda ise bireyler ulu gecelerde ve Ramazan ayýnda Yaradandan af ve maðfiret dilerler.
Irak ve Suriye üçüncü ramazaný da terör ve anarþi içinde geçirmekte. Her gün yüzlerce insan ölüyor. Bu ölümlerin Allah ve kul nezdinde suçlularý yok mu?. Bu iki ülke yöneticileri “Büyük Orta Doðu Projesinin birer figüraný olduklarýný hala göremiyorlar mý? Gelelim Mýsýr’a, Arap dünyasýnýn en kalabalýk ve geliþmiþ ülkesi. Batýlý ölçülere göre yarý-demokrasi yönetimine geçmiþ, ilk defa serbest seçimle bir cumhurbaþkaný seçmiþ ama Ordu kendine özgü sebeplerle bu cumhurbaþkanýný istememiþ ve idareye el koymuþtur. Ordu adeta “durumdan vazife çýkarmýþtýr”.
Dikkat edildiðinde, bu bölgede yönetimler eðer güçlü deðillerse Ordu durumdan vazife çýkarmaya teþne. Onlar da toplumun bir parçasý olduðu için çok çabuk dolduruþa gelebiliyor.
Batýlý sözde siyaset mühendisleri ülkemizi de Orta Doðu Ülkesi olarak gördüklerinden bizi de dizayn etmeye kalktýlar. Taksim meydanýndaki deðiþikliði bahane ederek maddi ve manevi destekle Ýstanbul’da da bir Tahrir Meydaný oluþturmaya kalktýlar. Bunun için içimizde var olan radikal unsurlarý iþin taþeronu yaptýlar. Olaylarda devlet mallarýnýn yanýnda özel sektörün mallarýna da zarar verdiler. Bu olaylarý fýrsat bilen uyuþturucu baronlarý Lice de Cizre de olay çýkardýlar, ve devam etme niyetindeler. Devlet de mümkün olan en yumuþak eldiven ile (su sýkmak, göz yaþartýcý gaz kullanmak) radikal unsurlarýn çýkardýðý olaylarý önlemeye çalýþýyor. Her büyük düzensiz ve izinsiz gösteri yürüyüþlerinde insanlarýn can kaybý olabileceðini kabullenip oralara öyle gitmek durumundadýrlar. Ülkemizdeki olaylarda Yargý ya büyük görev düþmektedir. Mala ve can a zarar verenleri sür’at ile cezalandýrmak. Elinde Molotof kokteyli, yüzünde kar maskesi olan kiþiler masum göstericiler olamazlar, onlar terörist sýnýfýnda olmalýdýrlar. Her toplum ve rejim kendisini bu tür olaylar karþýsýnda korumaya alýr. Koruma fiilinde en büyük yük yargýda olduðu unutulmamalýdýr.