Saddam Hüseyin döneminde Irak’ta yönetimi eleþtirmek, hele hele Saddam Hüseyin’i kötüleyen bir söz söylemek imkânsýzdý. Ýlk yýllarda muhalif konuþmalarýn cezasý idamdý. Yanlýþ anlaþýlmalarda dahi risk alýnmaz, Saddam Hüseyin’i kötülediði düþünülen kiþi idam edilirdi.
Rivayete göre, bu ceza Saddam’ýn oðullarýndan birine fazla aðýr gelince ceza, idamdan uzuv kesmeye çevrildi. Yani, Saddam Hüseyin hakkýnda biri kötü konuþmaya cesaret edecek olur ise onun dili vs. kesilmeye baþlandý...
***
Týpký Irak gibi Baas parti diktasý ile yönetilen Suriye’de de diktatör ve partisi hakkýnda olumsuz konuþabilmek imkânsýzdý. Þu anki Devlet Baþkaný Beþar Esad’ýn babasý Hafýz Esad döneminde halk öylesine sindirilmiþti ki Esad’ýn hapishanesine düþmektense çoluðundan çocuðundan bile vazgeçebiliyordu.
Bu durumu özetleyen ve Esad döneminde geçtiði belirtilen bir hikâye bu acýklý hali tüm çýplaklýðýyla gözler önüne seriyor:
Suriyeli bir aile küçük çocuklarýyla Þam sokaklarýnda alýþveriþ yapýyormuþ. Malum Hafýz Esad döneminde her yer onun fotoðraflarýyla, heykelleriyle, büstleriyle vs. dolu idi. Gözünüzü nereye çevirseniz Hafýz Esad’ý görürdünüz...
Ýþte o fotoðraflardan biri bir belediye otobüsünün üzerinde bu ailenin önünden geçmiþ. 5-6 yaþlarýnda olduðu tahmin edilen çocuk, Hafýz Esad’ýn fotoðrafýný görünce parmaðýyla fotoðrafý iþaret edip “Anne bak! Kötü adam!” deyivermiþ...
Bu sözler üzerine dehþete kapýlan anne hemen çocuðunun elini býrakmýþ ve olanca hýzla oradan uzaklaþmýþ... Ayný þekilde baba da olay yerini terketmiþ... Her ikisi de uzaklaþýrken “Kimin çocuðu bu” diye söyleniyorlarmýþ...
Hikâyeyi dinlediðim Türkmen Suriyeli olayýn gerçek olduðunu, ailenin gece yarýsýna kadar o mekâna uðramadýðýný, Muhaberat’ýn olayý fark etmediðinden emin oluncaya kadar çocuðu aramadýklarýný söylüyordu.
***
Ýþkence, Irak ve Suriye’de Baas rejiminin temel karakteristiði oldu. Azýnlýklar tarafýndan idare edilen her iki devlet de halklarýný bu þekilde sindirmeye çalýþtý... En son ortaya çýkan 50 binden fazla iþkence fotoðrafý zulümde hangi noktalara gelindiðinin açýk bir göstergesidir... Esad rejimi bir yandan dünyanýn en aðýr iþkencelerini yapmýþ, diðer taraftan bunlarý kayýt altýna almýþ...
Fotoðraflar incelendiðinde en az 11 bin Suriyelinin iþkence ile öldürüldüðü anlaþýlýyor. Muhtemelen bu rakam çok daha yüksektir. Ýþkence yarýþtýrýlmaz, ancak denebilir ki fotoðraflar Esad rejimini Nazi Almanyasýnýn ve Miloseviç Sýrbistanýnýn bile gerisine taþýmaktadýr...
***
Ýþkence Ortadoðu’da rutin. Rejimler ne kadar zayýfsa iþkenceye ve bu yolla halký korkutmaya daha çok yöneliyorlar... Örneðin Mýsýr hapishaneleri belki de 100 yýldýr masum insanlarýn çýðlýklarýyla inliyor... Hüsnü Mübarek döneminde böyleydi, Sisi döneminde iþkence daha bir arttý...
***
Ortadoðu, bizim de içinde yer aldýðýmýz bir bölge... Anlattýklarým hemen yaný baþýmýzda yaþanýyor... Bölgemizden kaçamayýz belki ama 12 Eylül iþkencehanelerinden yeni kurtulmuþ bir ülke olarak en azýndan Ortadoðu’nun içimize sirayet etmemesi için bazý önlemleri alabiliriz...