MERSÝN ADANA’DAN, URFA MARDÝN’E KÝM ARAZÝ ÝSTEMÝÞTÝ?
Ortadoðu’da 100 yýl önce gerçekleþen -parçala, daðýt ve dolaylý olarak yönet- siyaseti hala sonuç yaratmaya devam ediyor. Bozuk yapýnýn getirdiði yanlýþlar ve acýlar bitmedi. Yapýlanlarýn Ýngiliz araþtýrmacý Robert Lieshout’un ‘Britain and the Arab Middle East, World War 1 and its Aftermath’ Britanya ve Arap Ortadoðu - 1. Dünya Savaþý ve Sonrasý adlý kitabý, Ýngiliz belgelerine dayanarak Ortadoðu’nun parsellenmesi sürecini anlatýyor. Kitaptaki belgeli itiraf ve ifþaatar, hayli ibret verici. Geçen haftadan devam edelim:
Birinci Dünya Savaþýnýn baþlamasýný biliyoruz: 29 Ekim’de iki Alman gemisi Karadeniz’e açýlýp Rus limanlarýný bombalar. 1 Kasým’da Rusya, 5 Kasým’da Ýngiltere-Fransa, Osmanlýya savaþ ilan eder. Þimdi de bilinmeyenler:
30 Ekim’de Ýngiliz Savaþ Bakaný Lord Kitchener, Kahire üzerinden Mekke Emiri Hüseyin’in ikinci oðlu Abdullah’a þu mesajý yollar:
- Osmanlý bu savaþta tarafsýz kalsaydý, Ýngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlý’nýn bütünlüðüne teminat vermiþti.
- Almanya altýnlarýyla Türk hükümetini satýn almýþtýr
- Türkiye’nin bizi zorladýðý bu savaþta Arap milleti Ýngiltere’ye yardým ederse, Ýngiltere de Arabistan’a müdahale olmamasýna ve Araplarýn dýþ müdahaleye direnmesine her türlü desteði verecektir.
-Bundan sonra muhtemelen Halifeliði, gerçek soya sahip bir Arap, Mekke ya da Medine’de sürdürecektir.
Gayet ibretlik bir mesaj. Bahaneler, kandýrmacalar… Her maddesinin ayrý ayrý tartýþýlmesý gerekiyor. Ama Ýngiltere Arabistan’ý daha o zaman baðlamýþ: 30 Ekim 1914’te.
Baþka nereyi arzu etmiþtiniz?
18 Aðustos 1915’te Mekke Emiri Hüseyin’in mektubu, Ýskenderiye’deki Ýngiliz temsilciliðine ulaþýr:
Bu þartlarý 3o gün içinde Ýngiltere kabul ederse, Arabistan Araplarý da savaþta Ýngiltere’ye her türlü desteði verecektir:
1- Ýngiltere, dýþ sýnýrlarý belirtilen þu bölgede Arap ülkelerine baðýmsýzlýk vereceðini taahhüt edecektir:
- Kuzeyde Mersin-Adana hattýndan 37. paralel boyunca ve Birecik-Urfa-Mardin-Midyat-Cizre-Amadiye ‘den Ýran sýnýrýna ulaþan hat
-Doðuda Ýran - Basra Körfezi hattý
- Gündeyde Aden hariç Hint Okyanusu
- Batýda Kýzýldeniz, Akdeniz ve Mersin
2- Ýngiltere bir Arap Halife ilan edilmesini kabul edecektir.
Mesajda baþka birþeyler de var, ancak özü bu iki madde. Coðrafyayý parsellemiþ, sadece üstüne bir de Londradan dondurmalý þanti istememiþ !
Bu mesajýn yollandýðý Aðustos 1915’te Osmanlý Çanakkale’yi Anafartalarda savunuyor, Doðuda Rusya’nýn Kafkasyayý daha da aþýp Anadolu’ya girmesini önlemeye çalýþýyordu. Suriye-Hicaz tarafýnda da savunma sürmekteydi. Emir Hüseyin, bu ortamda 37. paralelin altýný isteyecek kadar gözünü karartmýþtý. Bu istekler Osmanlý’nýn parçalanmasý için çaba harcayan Ýngiliz yetkililer arasýnda bile tepki ve þaþkýnlýk yarattý ve Hüseyin’in boyundan büyük hayaller kurduðu iç yazýþmalarda vurguladý.
Ýngilizler adý geçen alanda tek parça bir Arap imparatorluðunun zaten var olamayacaðýný düþünmektedir. Ama Hicaz’ýn bölünmesi için, Hüseyin’e ihtiyaç vardýr. Kendisine net olmayan destek vaadi ve Halifelik hayali küçük bir çatalla uzatýlýr.
Mekke’de kim adalet saðlýyor ?
Tarih: Þubat 1914... Ortada Savaþ yok. Emir Hüseyin’in oðlu Abdullah Istanbul’a arza gidiyor. Yolda da Kahire’ye uðrayýp Ýngilizlere: ‘Istanbul Mekke’ye yeni vali atadý. Vali hem asker hem sivil iþlere hem de babamýn iþlerine çok karýþýyor. Durum iyi deðil’ diye anlatýyor.
Siyasi boyutu olmasa ‘dedikodu yapýyor, boþ konuþuyor’ demek mümkün. Ancak Abdullah, Valinin babasýný görevden alabileceðini düþünüyor ve senaryo çiziyor: Babamý görevden alýrlarsa Hicaz’daki Arap kabileler ayaklanýp Türklerle savaþýrlar. Savaþ çýkarsa acaba Ýngiltere Mýsýr ve Kanalý kapatýp Türklerin ikmal ve takviye yollamasýný önler mi ?
Bunun üzerine Kahire-Londra yazýþmalarý var. Cidde’den de bilgi alýyorlar: Vardýklarý sonuç þu. Yeni Vali Vehip bey, Hicaz’da þeklen Osmanlý, fiilen Hüseyin’in çarpýk idaresine son verip, yönetimi fiilen devralmak almak istiyor. Hüseyin ise buna karþý Arap kabilelerini kýþkýrtýyor.
Hatta Hüseyin’in ‘Osmanlý demiryolu yapacak, demiryolu, Arap kabilelerin deve kiralama, kervan iþini baltalayacak’ kýþkýrtmasýna kabilelerin kandýðý da anlaþýlýyor.
Arabistan’da isyan, Hindistan’da itaat
Ýngiltere Aðustos 1914’te Birinci Dünya Savaþýna girdiðinde, Mýsýr’daki Temsilci diye anýlan, gerçekte ise Mýsýr’ý yöneten Lord Kitchener, Kahire yolundan döndürülüp alel acele Savaþ Bakaný yapýldý. Kitchener’ýn aklý Kahire’deydi. Kahire’de Ortadoðu’ya bakan ‘Arap Masasý’ da vardý. Savaþ Bakaný, Almanya-Osmanlý ikilisini Ortadoðu’dan vurmanýn gerekliliðine inanýyordu. Kitchener, Dýþiþleri Bakaný Gray ile birlikte, Kahire’deki Arap Masasýna ‘her yoldan Araplarýn Osmanlýdan ayrýlmasýný destekleyin’ mesajý yolladýlar. Ayný þekilde Mekke Emiri-Þerifi Hüseyin’in ikinci oðlu Abdullah’a da ‘Osmanlýya karþý ayaklanýrsanýz, destekleriz’ mesajý gitti. Tarih: Aðustos 1914.
Ardýndan Hindistan Valiliði Londra’ya ‘Burada da çok Müslüman var. Arabistan’da ayaklanma kýþkýrtýrsanýz, burasý da ayaklanýrsa, baþa çýkamayýz’ uyarýsýný yaptý.
Hindistan Ýþleri Bakaný Lord Crewe rica ediyor: Aman Hindistan’da huzur ve sükunu bozacak birþey yapýlmasýn, Hint Müslümanlarýnýn ‘Londra Müslümaný Müslümana kýrdýrýyor’ demesine yol açýlmasýn.
Osmanlý’ya savaþ ilaný sýrasýnda Hindistan Müslümanlarýný yatýþtýrmak için ‘Ýngiltere ve müttefiklerinin Kutsal Topraklara asla saldýrý yapmayacakalarý’ açýklamasý planlara dahil ediliyor.
Hindistan Masasý bölme-parçalama iþlerini o kadar iyi biliyor ki, Londra’ya öneriyorlar: ‘Hatta Araplara þu garanti verilebilir: Ayaklanýr ve Osmanlýyý Kutsal Topraklardan atarsanýz, savaþtan sonra siz bu yerlerin yeddi emini olacaksýnýz !
Telgrafý yazan Hindistan Masasý Siyasi Bölüm þefi Sir Arthur o kadar esnek ki, ‘yeddi emin, ya da bu türden birþey denebilir’ diyerek nihai terminoloji ve paketlemeyi Londra’nýn takdirlerine býrakýyor. Bu türden birþey.... Yani ne versek zaten yiyecekler. Siz uygun birþeyler kurgulayýn, söyleyin ! Tekrar: Tarih 1914 Yazý. Daha Osmanlý savaþa girmemiþ. Yeddi eminlik meselesini Londra’da bir üst makam, ‘Araplara bu kadar net teþvik verirsek Hindistan Müslümanlarý yanlýþ anlar (onlar da ayaklanýr)’ diyerek rafa kaldýrýyor. ‘Ayaklanýn ve kutsal topraklarýn sahibi olun’ oltasý perde gerisinde tutuluyor ve sonradan olta 1917’de sallandýrýlýyor. Ama Londra’nýn Arabistan’daki muhataplarý zaten ayaklanmaya teþneþler. Bahane aramalarýna bile gerek kalmýyor.