Suriye merkezli Ortadoðu krizinde her ne kadar baþrolü Rusya kapmýþ, ABD ise onu takip ederek sahne almýþ olsa da, geliþmelerde baþka oyuncularýn da epeyce aðýrlýðý mevcut. Avrupa ülkeleri bir yana býrakýlacak olursa, Ortadoðu’da geliþmeleri þekillendiren oyuncularýn baþýnda Türkiye, Ýsrail, Suudi Arabistan ve tabi ki Ýran’ýn geldiðine þüphe bulunmuyor.
Gerek Suriye iç savaþý sýrasýnda, gerek koalisyon güçlerinin DAEÞ’le mücadele baþlattýðý dönemde ve gerekse Rusya’nýn Suriye müdahalesinde neredeyse en suskun oyuncunun Ýsrail olduðunu söylemek gerekiyor. Bu suskunluk, olaylarýn tamamen dýþýnda kalmýþ bir Ýsrail olduðunu göstermiyor; daha çok bir sonraki evrede seçilecek bölgesel müttefikin salýnýmýný durdurmasýný beklemek anlamýna geliyor.
Ýsrail, Obama ABD’sinin Filistin konusundaki ýsrarlý tutumu nedeniyle Rusya ile iþbirliðini artýrmýþ, Ýran’ý “düþman” kategorisine koyarak faaliyetlerini meþrulaþtýrmýþ, Suudi Arabistan ile de stratejik dayanýþmasýna devam etmiþti. Bugün Rusya ile Ýran bir tarafta, Suudi Arabistan diðer tarafta konumlanmýþ vaziyette. Dolayýsýyla Ýsrail de tercihlerini yeniden gözden geçiriyor.
Tercih baskýsý altýnda olanlar
Ýsrail tercihlerini yeniden deðerlendirirken muhtemelen Türkiye’ye de baþka gözle bakmaya baþlayacak. Diðer bir ifadeyle iliþkileri normalleþtirme arayýþý söz konusu olacak gibi.
Benzer bir durum Suudi Arabistan için de söz konusu. Radikal kuruluþlara verdiði destek ve Yemen gibi bir dizi yerde kendi baþýna iþler yapmasý nedenleriyle kadim dostu ABD ile iliþkiler gerilmiþti. Ancak Rusya’nýn Suriye üzerinden “güneye” inmesiyle dengeler epeyce deðiþmeye baþladý ve Suudi Arabistan bir dizi “iç mücadele” yaþadýktan sonra aðýrlýðýný Ýran’ý deðil Rusya’yý sýnýrlama anlamýna gelebilecek faaliyetlere yoðunlaþtýrdý.
Suudi Arabistan, ABD ile iliþkilerini yeniden düzenleme sürecine girerken muhtemelen körfez ülkeleri konusunda da politika deðiþikliðine gitmek, Kuzey Afrika’dan da bir miktar elini çekmek durumunda kalacak.
Bu arada Suriye içinde desteklediði kesimlerin de deðiþme olasýlýðý yüksek. Zira artýk muhalif kesimlerin karþýsýnda Ýran’a yakýn Esad güçleri deðil, Rusya bulunuyor. Tahminlerimiz isabetliyse, Suudi Arabistan’ýn Türkiye ile iliþkilerini de yeniden gözden geçireceði ve anlamsýz rekabetten, anlamlý iþbirliðine yöneleceði öngörülebilir.
Tercih imkaný daralanlar
Bölge oyuncularý arasýnda en sýkýntýlý durumda kalanýn ise Ýran olduðuna þüphe bulunmuyor. Bugün itibarýyla kendisine en fazla alan açan, Suriye’de ve hatta Irak’ta en belirleyici hale gelen oyuncu Ýran gibi gözüküyor.
Türkiye’nin Suriye sýnýrýnýn batýsýna çekilmesi için her türlü faaliyeti sürdüren, Türkiye-Irak iliþkilerini sýnýrlamaya çalýþan, Ermenistan-Türkiye iliþkilerinin gerilmesine katký saðlayan ve bölgedeki Kürt halklarýyla Türkiye’nin yapýcý iliþkiler kurmasýndan hiç haz etmeyen oyuncunun Ýran olduðu açýk.
Türkiye, “nükleer görüþmeler” yoluyla Ýran’ýn ABD ile yakýnlaþmasýnýn yolunu zorlamýþ, bir anlamda Ýran’a bir seçenek sunmuþtu. Ýran, bu seçeneði kullanmadý ve Suriye’de önce Türkiye ardýndan da “Batý” ittifaký ile mücadeleyi seçti. Ancak Rusya’nýn Suriye’ye el koymasýyla birlikte, Ýran’ýn kendisi için açtýðý alan Rusya tarafýndan dolduruldu. Dolayýsýyla Ýran, bir yandan alaný kaptýrdý, öte yandan neredeyse tamamen Rusya’nýn belirleyiciliði altýna girdi.
Bugün ayný oyunu Irak’ta oynuyor gibi. Ancak Irak’taki etki alanýnýn da Rusya’ya geçmesi kolay deðil. Dolayýsýyla Ýran’ýn “doðal” sýnýrlarýna çekilme baskýsý altýnda kalacaðýný, ama bunu Türkiye ile mücadele ederek yapacaðýný öngörmek mümkün.