Ortak akýl ortak akýl, ortak akýl

Mekke kýpýr kýpýr. Arafat heyecaný herkesin yüreðini sarmýþ durumda. Böyle bir ortamda Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca ile sohbet ediyoruz. 

Bir yandan Hac’ýn iç derinliðini, kalbi boyutunu anlatýyor, bir yandan sorunlarý iþaret ediyor, yaþanan pek çok sorunun çözümü için “Ümmetin ortak aklý”na vurgu yapýyor ve bir yandan Ýslam’ýn insanlýk için kurtarýcý mahiyetinin ve mü’minlerin böyle bir misyonu ifa edebilme sorumluluðunun altýný çiziyor.

Ýki saate yakýn beraber olduk, aldýðým notlar var, onlarý sizlerle sütunum elverdiði ölçüde paylaþmak istiyorum:

- En kadim tevhid merkezindeyiz, vahyin kalbindeyiz. Evrensel bir iman þölenini yaþýyoruz.

- Bu sene haccý ekber, Arafat’taki dualarla bütün Ýslam dünyasýnda Cuma’nýn icabet vakitlerinde yapýlan dualar birleþsin ve Ýslam dünyasý yaþanan girdaptan kurtulsun.

- Hac bir semboller meþheridir. Mü’minler bunun farkýna vardýðý ve Arafat, Müzdelife, Mina, Cemerat, kurban, tavaf, s’ay gibi 10’u 15’i bulan kavramlar dünyasýný keþfettiði zaman bunlarýn bir þahsiyet ve merhamet eðitimi demek olduðunu anlar. Hac bir seyahat deðil, ibadettir, hac bir okuldur. Hac bir yeniden diriliþ programýdýr.

- Bütün ibadetler üzerinde yeniden düþünme zorunluluðumuz var. Neden bu ibadetler bizi “silm”e eriþtirmiyor, bize itidal kazandýrmýyor. Býrakýn baþkalarýyla iliþkileri Müslümanlarýn birbiriyle iliþkisinde bile bu saðlanamýyor, neden?

- Neden “Hacý” olsak da “Acý” olmaya devam ediyoruz?

- 2 büyük problem var. Birinci problem, modern imkanlar Hac ibadetini etkiliyor, hac artýk temettu, ifrad, kýran özelliði ile deðil, otellerin kalitesi ile konuþuluyor. Huþuyu huduyu konuþmuyoruz. Ýkincisi ise Hac uluslararasý bir iman þöleni olduðu halde bireyselliðin egemen olmasý. “El haccü arefe” hadisini Bedreddin Ayni þöyle yorumluyor: “Hac tanýþmaktýr.” Bedenlerimizi buluþturuyor, ruhlarýmýzý, gönüllerimizi buluþturmadan ayrýlýyoruz.

- Hac ibadetine talep, Ýslam dünyasýnda 10 milyonun üzerindedir, Türkiye’de 1 milyon 300 bin kiþi bekliyor. Bugün 2-3 milyon hacý bile ibadetlerini çiðnediðimiz caddelerde yapýyor. Uzun vadeli planlar yapýlabilseydi bundan çok daha büyük sayýda hacý gelebilirdi. Umreye dahi sýnýr getirilmek isteniyor. Burada sorun metaftan öte, bütün þehri ilgilendiriyor. Ben bu konunun “ümmetin ortak aklý” ile çözüleceðini düþünüyorum. Þu andaki geniþletme projesinde de “Ortak akýl süreci” iþlemiyor.

- Bu ülkenin sahiplerini, yöneticilerini, halkýný üzmeden düþünce paylaþýmýný saðlamak lazým. Hacda kurbanlarýn kesimi ve daðýtýmýnýn düzenli hale gelmesi, eski Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Gül’ün Ýslam Kalkýnma Bankasý’nda çalýþtýðý sýrada gerçekleþmiþ bir çalýþmanýn ürünüdür mesela.

- Haremeyn herhangi bir ülkenin öz malý olamaz, o ümmetin ortak deðeridir. Herkesin hizmetinin katkýsýnýn saðlanmasý lazým.

Kral Abdullah’ýn üç defa tekrar ettiði bir sözü var, diyor ki: “Sizden ricam bütün bu çalýþmalarý yaparken Kabe’nin ruhaniyetiune halel getirecek bir düzenleme yapýlmamasý.” Bu söz çok önemli. Kabenin ruhaniyetine halel getirmeden, 25-50-100 yýllýk projeler yapýlabilir.

- Gelmek isteyip de gelemeyenlerin hüznü mü Allah katýnda daha deðerlidir, yoksa gelenlerin sevinci mi, bilinmez.

- Suudiler her ülkenin hac bakanýna “Türkiye’ye gidin onlarýn yaptýðý organizasyonu örnek alýn” diyor.

- Bayram yapacaðýz ayný zamanda. Bunu bayram ilmihalini bilerek yapmak lazým. Bayram sevincini paylaþmak ilk görevdir. En büyük nimet sevinçtir ve Rasulullah Efendimiz, “En büyük iyiliðin mü’minlerin gönlüne sevinç taþýmak olduðunu” bildirmiþtir. Kýrgýnlýklar yüreklerin yüküdür.  

- Birbirimize karþý acýmasýz olabiliyoruz ve sebeplerine baktýðýmýzda bir fazilet yarýþýnýn deðil, güç tutkusunun hakim olduðunu görüyoruz. Sosyal medya aracýlýðýyla insanlar birbirine sevgi deðil sövgü taþýyorlar. Birbirlerinin yüzüne söyleyemeyecekleri þeyleri söylüyorlar.

- Bayramýn en önemli kazanýmý, bayram yapamayanlara bayram yaptýrmaktýr. Yetimhaneler, hastaneler, huzurevleri vs. Dünyada bayram yapamayan milyonlarca mazlum Müslüman var.

- Kurbanlýklara eziyetten kesinlikle uzak durulmalýdýr. Hak ve Hayvan konusunu kurallaþtýran bir medeniyetin mensubuyuz, kediyi hapseden kiþinin cehennemlik iþ yaptýðýný, buna mukabil susuz köpeðe su verenin ise cennete layýk olduðunu söyleyen bir Peygamberin izindeyiz.

- Hayvan haklarýndan yola çýkýp kurban aleyhinde tavýr konmamalýdýr.

- Kazanlý Alim Þihabüddin Mercani “Haceri Esved’i öpmek için mü’mini dövmek” ifadesini kullanmýþ o mahalde yaþanan izdiham için.

- Efendimiz (s.a.v.) ise tavaf ederken þunlarý söylüyor: 
“Ey Kabe sen ne yücesin. 
Ben ne güzelsin. Ama bir mü’minin kalbi senden 
yücedir, güzeldir.”

‘IÞÝD gibi oluþumlarý masaya yatýrmalýyýz’

- Ýslam dünyasý ÝÞID ve benzeri oluþumlarý masaya yatýrmalý. Dýþ sebepleri haklý olarak konuþuyor, ama iç sebepler üzerinde yeterince durmuyoruz. Dahili sebepler din ile hayat, akýl ile vahiy arasýnda doðru iliþki kurulamamasýdýr. Ýnsan yetiþtirme düzeneklerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Dini tabib yöntemi ile anlamalýyýz, eczacý yöntemi ile reçete yazdýrmamalýyýz. Deðer üreten dindarlýk deðil yaþadýðýmýz, deðer tüketen dindarlýk. Bütün bu olumsuz örneklere raðmen Ýslam, insanlýðýn vicdanýdýr. 

- Ümmet ayný annenin çocuklarý gibi bir ahlak birlikteliðidir. Önemli olan bir baþýnýn olmamasý deðil, bir ortak kalbinin aklýnýn olmamasýdýr. Onu oluþturmadan ortaya konacak her hilafet iddiasý bir travmadýr.

- Ýslam dünyasýndaki iç gerilimlere karþý bir þeyler yapabilmek amacýyla 156 Ýslam aliminin katýldýðý bir Alimler Ýnisiyatifi oluþturuldu, baþkaný benim, biri sünni biri þii iki yardýmcý var. Bu temas grubu, Ýran’da Irak’ta, Lübnan’da görüþmeler yapacak, bu grubun çalýþmalarýna göre Alimler Ýnisiyatifinin Uluslararasý bir þuraya dönüþmesi üzerinde durulacak.

‘Diyanet kadar daha önemli bir proje’   

Diyanet Ýþleri Baþkaný Görmez, 29 Mayýs Üniversitesi’nin uluslararasý bir Ýslam üniversitesine dönüþtürüleceðini söyledi.

 

Þu anda dünyada, Mýsýr’da (Ezher) Endonezya’da, Medine’de, Malezya’da, Pakistan’da ve Ýran’da (Kum) olmak üzere 5 Uluslararasý Ýslam Üniversitesi olduðunu, sadece Ezher’in þubeleriyle birlikte (ki Afrika’da 52 þubesi var) 500 bin yabancý öðrenciyi eðittiðini, Kum’da 500 Türk öðrencinin okuduðunu söyledi. Ýstanbul’da kurulacak üniversitenin Türkçe, Arapça, Ýngilizce ve Farsça eðitim vereceðini belirten Görmez, “Üniversitemiz bunlara alternatif deðil, buralarý da güçlendirecek bir nitelik taþýyacak” dedi. Bu üniversitenin bütün Ýslam dünyasý ve insanlýk için çok önemli olduðun vurgulayan Görmez, “Bu proje Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý kadar önemli” diye konuþtu.