Ayþe Özyýlmazel Hemþîremiz 28 Temmuz Pazar günki “Sabah”da “Midilli AdasýBuymuþ”baþlýðý altýnda bir yazý yayýnladý.
Zâten mûmâileyhânýn aþaðý yukarý bütün yazýlarýný telezzüz eder ve müstefîd olurum ama baþlýkdaki küçümseyici edâ dikkatimi çekdiði için buna daha bir telâþla hemen yumuldum.
Daha baþýnda “Hemen gidin, ille de görün diyeceðim bir yer deðil burasý.” cümlesiyle merâmýný ifâde etmiþ kestirmeden, fakat sonra lokantalarýný anlata anlata da bitirememiþ. Muhtemelen diyet yapýyor olsa gerek ki aklý fikri mütemâdiyen beslenme sorunlarýnda. Sonunda da gerçi Ada’nýn pek matah bir yer olmadýðýný bir kere daha vurguladýkdan sonra eklemiþ:
“Ancak ucuz balýk yemek için gidilecek bir yer burasý.”
Hazret-i Ali’ye sormuþlar:
“Yâ Halîfe-i Mü’minîn, câhil kime derler?”
El cevâb:
“Bilmediðini öðrenmek zahmetine katlanmayana.”
Ben Midilli’ye dâir bir yazý yazacak olsam isminin bütün Batý dillerinde “Lesbos” kelimesinden türeme olduðuyla baþlar ve sebebini de îzâh ederdim:
Lesbos, Ada’nýn Koruyucu Patronu olan ilâhýn adýydý ve hemen eklerdim:
Lesbos Adasý Antik Çaðlar’ýn meþhur Eþcinsel Þâiresi Sappho’nun (ok.: Safo) doðum yeridir de ve o yüzden “eþcinsel kadýn” anlamýna kullanýlan kelime de yine bütün Batý dillerinde “Lesbos” kelimesiyle türdeþdir; “lesbiyen/lezbiyen” (Lesbos ile alâkalý, Lesboslu).
Sonra bununla ilgili baþka hikâyeler de anlatýrdým ama yazý benim deðil Ayþe Hemþîremizin olduðu için fazla müdâhale etmek de istemem doðrusu.
Ha, belki bir de þunu eklerdim:
Lesbos’un Türkçe adý olan Midilli, Ada’nýn merkezi olan Mitellini kasabasýndan bozmadýr. Bizde belirli bir ufak at cinsine “Midilli” (atý) denmesinin sebebi de o cinsin ilk burada yetiþtirilmiþ olmasýndandýr.
O kadar...
Hâmile nizamnâmesi
Fevkalâde aklýbaþýnda bir yurddaþýmýz hâmile hanýmlarýn sokaða çýkmamalarý gerekdiðini ileri sürdü. Göze iyi görünmüyorlarmýþ. En iyisi onlarý “beyleri”akþamüzerleri otomobillerine bindirip Boðaz’da filan þöyle bir dolaþtýrsa yetermiþ.
Bence de!!!
Hattâ bana kalýrsa arabayla dolaþmalarý bile doðru deðil. Kýrmýzýda durunca kaldýrýmdaki yayalar onlarýn gebe olduklarýný yine görebilirler maazallah...
Bir de eðer “beyleri” yoksa acabâ manitalarýyla dolaþmalarý câiz mi meselesine sarâhat getirmek elzem! Tövbe, tövbe, mübârek Ramazan günü...
Ayrýca hazýr baþlamýþken düzenlemeyi tam yapmak ve matruþ çehreli erkeklerin yollarda dolaþmasýný da önlemek þart!
Sakallýlara kötü örnek oluyorlar.
Köþeyi dönenlerin þarkýsý
Arabcanýn Mýsýr Lehçesinde yolsuzluk ve benzeri ahlâksýzlýklar sonucu zengin olanlara, yâni köþeyi dönenlere “fülûl” deniyormuþ, ben de bilmiyordum...Fülûl “feller” demek, kýlýç üzerindeki çentikler...Nasýl bir tedâîdir tam anlayamadým ama bizdekilere de bununla kâfiyeli olarak “hulûl”dense fenâ olmaz gibime geliyor.
Sýzmadýklarý yer yok da...
Siz “Köþeyi Dönenlerin Þarkýsý”ný bilir misiniz?
Nerden bileceksiniz? Memleketde þiir okuyan mý kaldý ki?
Sevâbýna birkaç mýsrâýný yazývereyim bâri:
“bir tutan tuz kattýnýz mý
tek bir yoksulun aþýna
hiç sevgi yarattýnýz mý
dinsin diye bunca kahýr
kimliði belirsizler mi
kurþun sýkan üstünüze
bâzen canýnýz ister mi
hüzünlenmek aðýr aðýr
bir gün el uzattýnýz mý
bir insana karþýlýksýz
hiç güzellik tattýnýz mý
kadeh kadeh satýr satýr
dönün dönün köþeleri
aydýnlýktan karanlýða
bu yýl uðursuzun ama
gün doðmadan neler doða”
Tencere ve tavalarý birbirine vurarak yakýnda Hükûmet’i düþürecek olan arkadaþlar için de bir marþa baþladým. Bestesi bitmek üzere.
Baþý ise þöyle:
“Halk uðruna yollarda ilerler gibiyiz biz!
Her tencerenin hem kapaðý hem dibiyiz biz!
Bizlerle sakýn sanma ki mümkin þaka, hâþâ!
Hem Türkiye’nin Maþrýký hem Maðribiyiz biz!”
Dedim ya, bende cevher var ama haylazým, haylaz!!!
ÖDEV: Bu dörtlüðün veznini bulunuz!