15 Eylül’de “FETÖ baþka ülkeler için de tehdittir” baþlýðýyla bir yazý yazmýþ ve þunlarý söylemiþtim: “Örgüt bazý Avrupa ülkelerinde güvenlik bürokrasisine sýzmýþ durumda, yani FETÖ’cü polisler veya istihbaratçýlar görev baþýnda… Hatta kimi Ýskandinav ülkelerinde ve Amerika kýtasýnda bir ülkede FETÖ’nün orduya sýzdýðý da iddia ediliyor.”
FETÖ’nün ‘sýnýr aþan’ bir örgüt olduðu, küresel güçlere taþeron olarak istihbarat hizmeti sunduðu, daha üst bir örgütsel yapýnýn komutasýnda olduðu çok aþikâr. Bundan dolayý bahsettiðim yazýda Avrupa ülkelerini uyarmýþ ve ‘sizin baþýnýza da çorap örer’ diyerek, ordulara ve polis teþkilatlarýna sýzmalar olduðunu vurgulamýþtým.
NATO skandalý, bahsettiðim gibi Norveç kaynaklý olarak yaþandý. Ýkinci skandal da Kanada da görüldü. Daha birkaç ay önce ortaya attýðým iddianýn temelsiz olmadýðý anlaþýldý.
Olayýn failleri kim olursa olsun, FETÖvari bir entrika sergileniyor ve operasyonun bu zihniyetin iþi olduðu görülüyor. FETÖ demek kumpas demektir; entrika, yalan dolan, iftira, karalama, kiþilik suikasti demektir. FETÖ’yü kullanan güçler dünyanýn birçok bölgesinde ya bu örgütü veya benzer yapýlarý kullanýp ayný yöntemlerle netice almaya çalýþýyorlar.
Artýk örtülü operasyonlar çýplak operasyona dönüþtü. Her þey o kadar ayan beyan, o kadar pervasýz, o kadar utanmazca yapýlýyor ki, failler parmak izi býrakmaktan öte imzalarýný atýyorlar. Özellikle Ortadoðu’da birkaç haftadýr yaþananlar bu utanmaz-arlanmaz anlayýþýn çok agresif yöntemleri devreye aldýðýný gösteriyor.
NATO skandalý da bu arsýzlýðýn bir tezahürüdür.
Konu Tayyip Erdoðan olunca, siyasi tarafgirlikten dolayý yaþananlarý þaþý gözlerle izleyip hep Erdoðan’ý suçlayanlar, bu kez faturayý Erdoðan’a kesme piþkinliðini sergileyemediler. ‘Hedefe konulan Erdoðan deðil Türkiye’dir’ söylemlerinin ne kadar doðru olduðu bir kez daha görüldü. Bu kez Erdoðan’ýn yanýnda Mustafa Kemal Atatürk ve Hulusi Akar da hedefe konuldu, yýpratýlmaya çalýþýldý. Bir ülkeyi hedef almak isteyenler daha baþka ne yapabilirler?
NATO Gladyosu söylemlerini haklý çýkarýrcasýna imza atýlan bu skandal Türkiye’ye yönelik saldýrýnýn ne kadar kapsamlý ve çok boyutluolduðunu gösteriyor. Küresel siyaset mühendisleri ahtapot gibi dört bir yandan zehirli kollarýný uzatýyorlar.
17 Aralýk kumpasýnýn küresel versiyonu da bu oyunun baþka bir sahnesi...
NATO açýkça bir algý operasyonuna ve düþmanlýk giriþimine alet edilmiþtir. Uzun yýllardýr müttefikini her türlü saldýrýya karþý korumasýz býrakan NATO, sonunda kendisi de bu saldýrýlarýn aracý haline gelmiþtir.
Türkiye onlarca yýldýr terör tehdidiyle karþý karþýya... Komþu ülkelerden kaynaklanan terör tehditleri de cabasý... Bunlara karþý NATO böyle bir misyonu olmadýðý yalanýyla hep tribünde kaldý. Ama konu ABD’nin çýkarlarý olunca NATO farklý bölgelerde askeri operasyonlar gerçekleþtirmekten geri durmadý. Oysa bu tehditler de terör örgütlerinden kaynaklanan tehditlerdi.
Türkiye, NATO’ya asker verdi, para verdi, emek verdi; dünyanýn dört bir yanýndaki NATO operasyonlarýnda þehitler verdi, gaziler verdi. Ama bu NATO Türkiye’ye samimi bir müttefiklik veremedi.
Türkiye’ye yönelik kýskaçta her yolu deneyecekleri anlaþýlýyor. Algý operasyonu ve psikolojik harekât demek sinir harbi demektir. Sinirlerimizi saðlam tutmak ve üretilen yalanlara kesinlikle kanmamak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde Cumhurbaþkanýmýzýn dediði gibi saflarý daha fazla sýklaþtýrmak durumundayýz.