Günübirlik siyasetten sýkýldýysanýz oruç ayý imdadýnýza yetiþmiþ demektir. Siyasi mücadeleyi belli bir ahlak çerçevesi içinde yapabilmek için bir prensipler manzumesine ihtiyaç var. Bu manzumeyi kimi ilahi referanslarla oluþturur, kimi baþka tür referanslarla…
Ýlahi referanslara itibar edenler için oruç ve orucun oluþturduðu iklim bu referanslarý tazeleme fýrsatý veriyor. Ýbadet ve dua onlar için hayatýn anlam kazanmasý demek. Ýbadet, Kur’an’da söylendiði ve Peygamberimizin uyguladýðý þekillerden biriyle yerine getirilirken duanýn muayyen bir þekli yok.
Dua, bizim geleneðimizde tasavvufla renk bulmuþ ve bir ince sanata dönüþmüþtür. Tekbirler, tesbihler, tahmidler, tehliller, ilahiler hep duanýn estetik kýlýfa büründürülmüþ þekilleri deðil midir? Itri’nin Segâh Tekbiri ve ilahiler bu inceliðin en güzel örneklerindendir. Zikir meclis ve halkalarý toplu halde vecd haline giren insanlarýn ortak bir dille yakarýþlarýný göstermez mi? Tarikatlar bütün bunlarýn çeþitli formlarda ele alýnýþýyla doðmuþ. Hem dua mekâný olmuþ buralar hem de toplumsal eðitim merkezleri gibi vazife yapmýþlar. Tarikatlar tarihimizde sivil toplum kuruluþlarýndan bugün beklenen fonksiyonu icra etmiþler ve bulunduklarý bölgedeki halkýn sesi olmayý baþarmýþlar. Tekkelerin ramazan ayýnda büründüðü çehre huzur arayan insanlar için bir gökyüzü sükûneti sunar.
Ýbadetleri sosyal hayattan kopuk düþünmek mümkün deðil. Ýslam’ýn beþ þartýnýn sosyal muhtevasýný daha çok çalýþmak ve belki biraz günümüz terminolojisi ile açýklamak gerekiyor.
Tevhidin yani ‘Allahtan baþka tanrý yoktur’ ifadesinin, her insan için bir baðýmsýzlýk bildirgesi olduðunu söyleyemez miyiz? Hocaya, mürþide, lidere, þeyhe deðil Allah’a karþý kayýtsýz baðlýlýk sözü… Sadece Allah’ýn emirlerine sorgusuz teslim, baþka kimseninkine deðil…
Namaz, kiþinin Allah’la akdettiði, kendini her gün beþ kere yenileme ve tazeleme sözleþmesi gibidir. Namazý hakkýyla eda eden bir kiþinin yalan söylemesi, yolsuzluk yapmasý, aldatmasý mümkün mü? Bir önemli nokta daha var. Tefsir hocalarýnýn anlattýðýna göre Kur’an’daki ‘namaz kýlýn’ emri fertlerden çok topluluklar muhatap alýnarak dile getirilirmiþ. Yani ‘namazý kýlýn’ ifadesi ‘namazý kýl’ ifadesinden daha çok kullanýlýrmýþ. Bu da açýkça gösteriyor ki topluluk olmak ve birlikte hareket etmek, birlikte karar vermek gerekiyor. Þunu anlamak zorundayýz: Namazdan beklenen fonksiyon ister tek baþýna kýlýnan ister camide birlikte kýlýnan namazla yerine gelmiyor. Örgütlü toplum olmanýn ilk adýmýdýr topluluk halinde icra edilen namaz. Umarým kimse bu sözlerimden günümüzdeki haliyle namaz kýlmak gereksiz gibi bir anlam çýkarmaz. Kastým namazýn organize topluma götüren yönüne iþaret etmek… Ýslam’ý bir sistem olarak ele alanlar için temel direktir namaz…
Oruç ayý ayný zamanda zekât ayý sayýlsa yeridir. Bir mecburiyet olmamakla birlikte zekât da bu ay içinde verilir. Ýslamiyet’in zekâttan beklediði fonksiyon günümüzde ne kadar yerini buluyor sizce? Bunun da bir organizasyon dâhilinde ve denetim mekanizmasý içinde yapýlmasý gerekirken o noktadan ve o þuurdan çok uzaktayýz. Zekâtýn gelir daðýlýmýndaki adaleti saðlamaya yönelik tarafý üzerinde de çok kafa yormak gerekiyor. Tevbe suresinin 60’ýncý ayetinde geçen zekât yerleri yeni bir yorumla ele alýnsa yeridir.
Hac ibadeti, dünya Müslümanlarýnýn sorunlarýný ve gelecek tasavvurlarýný konuþtuklarý uluslararasý bir kongre mahiyetini kazansa iyi olmaz mý? Bu haliyle düþünülünce hac organizasyonunun Suudilere býrakýlamayacak kadar önemli olduðunu da görmüþ oluruz. Filistin meselesi de, Afganistan meselesi de, Irak ve Suriye meselesi de bu þuura ermeden hallolacak gibi durmuyor. Kaldý ki meseleler sadece yukarda saydýðýmýz ya da saymadýðýmýz bölgesel çatýþmalardan ibaret deðil. Eðitim ve refahýn yaygýnlaþtýrýlmasýndan tutun da demokrasi ve hürriyetler babýna kadar pek çok konu var.
Aslýnda oruç için açtýk bu kadar bahsi. Oruç kiþinin topluma karþý sorumluluðunun hatýrlatýldýðý bir ibadet. Bir yerde ibadetlerin hemen hepsinde toplumsal bir boyut var. Nefs kontrolünün de bu kapsamda ele alýnmasý bile mümkün. Oruç ve zekâtýn dayanýþmayý hatýrlatýcý ve yükseltici tarafýný da not edelim.
Ýbadetler için temel þart hür bir ortamýn mevcudiyetidir. Osmanlý bir yere sefer düzenlerken "i'lâ-yý kelimetullah" yani Allah’ýn adýný yüceltme gayesini esas alýrmýþ. Ý’lâ-yý kelimetullah için esas olanýn hürriyetler olduðunu belirtelim. Yani bir yerde Allah’ýn adýný yüceltmekte engeller varsa, hürriyetler tahdit edilmiþse oraya seferin caiz olduðuna hükmedilirmiþ.
Oruç, hadiselerin sýrrýný kavrayan bir anlayýþa götürsün bizi diye dua ediyorum ben…