Ýki hafta önce Yaþanmaya Deðer Hayat baþlýklý yazýda, ‘her ibadetin bir de toplumsal boyutu var’ diye yazmýþtýk.
Orucun toplumsal boyutunu görmek için toplu iftarlara katýlmak gerek bana göre. Ben de öyle yaptým. Geçtiðimiz hafta her gün toplumumuzun farklý kesimleriyle buluþmaya gayret ettim.
Muhasebeci ve mali müþavirlerin meslek örgütü TURMOB seçimlerine hazýrlanan Meslekte Birlik Grubunun Ýzmir Baþkaný Yýlmaz Serdaroðlu, iftarda her þeyin düzgün gitmesi için çýrpýnýyordu. TURMOB Yönetim Kurulu üyeleri Osman Arýoðlu ve Abdülaziz Ural’ýn da katýldýðý iftarda neredeyse beþ yüz kiþi vardý. Grubun ne kadar canlý olduðunu beni davet eden Nazmi Kalyoncu söylemiþti ama bu kadarýný beklemiyordum. Ben konuþmamda meslek odasý seçimlerinin demokratikleþmesine duyulan ihtiyaçtan söz ettim. TURMOB seçimlerinde nisbi temsil sistemi kullanýlýyor. Oysa diðer oda seçimlerinde nisbi temsil kullanýlmadýðý için çok önemli bir kesim temsil edilemiyor. Sorun sadece bu deðil üstelik. Meslek odalarýndaki tekelleþmeye bir son vermek gerekiyor. Niçin bir tane Makine Mühendisleri Odasý olmak zorundaki? Yeterli sayýyý saðlamýþ gruplar niçin bir araya gelip yeni bir oda oluþturamasýn? Bu sorunu tartýþmamýz lazým.
AK Parti Karabaðlar teþkilatýnýn düzenlediði, Eskiizmir pazar yerindeki bin kiþilik açýk hava iftarý da muhteþemdi. Biraz erken gittim oraya. Sohbet ettik mahalle sakinleriyle. Eskiizmir’i bilmeyenlere anlatmak lazým. Sanýlmasýn ki burasý tarihi bir yer. Hiç ilgisi yok. Neredeyse her binasýnýn ruhsat sorunu olan, hiçbir plan ve estetik kaygýsýnýn olmadýðý ama gecekondu da denemeyecek bir semt burasý. Az gelirli aileler var daha çok. Ýftardaki kalabalýk da iþte bu tablonun bir neticesi. Bize ayrýlan yere geçerken çocuklar dikkatimi çekti. Yemeklerini almýþ, pazar yerini çevreleyen bir karýþ yüksekliðindeki duvarýn üstüne oturmuþlardý. Yemekleriyse plastik sandalyelerin üzerindeydi. ‘Biraz ters olmamýþ mý’ dedim. ‘Amca duvar alçak’ dediler. ‘Þey’ dedim, ‘oruç musunuz?’ Tuhaf tuhaf baktýlar, ‘bu nasýl soru’ der gibiydiler. Kendimden utandým, çocuk safiyetini kavramakta gecikmiþtim galiba. Çocuklara ‘biz neler görüyoruz’ diyemezdim ya... Çok uzun yemek kuyruðu bana sosyal yardýmlaþmanýn önemini bir kez daha anlatmýþ oldu. Ýftar sonrasý bazý ev ziyaretleri yaptýk. Biri beni çok etkiledi. Dokuz yaþýndayken, kýzamýk aþýsýnýn ikincisi yapýlmadýðý için felçli hale gelmiþ bir güzel kýz çocuðunun ailesiydi gittiðimiz ev. Annesine sordum, ‘baþka çocuðunuz var mý?’ ‘Evet’ dedi, ‘iki çocuðum daha var. Ama biri töre gereði kayýnpederimin üstünde gözüküyor. Eþim öldü. Bu felçli kýzým 23 Nisan törenlerinde gülüp oynadýktan bir hafta sonra felçli hale geldi. Devletin bu çocuk için verdiði 650 lirayla geçiniyorum ben. Bu evde kaynýmlarýn yanýnda yaþýyorum ve 250 lira kira veriyorum’ Halden anlayan biridir Kadýn Kollarý Baþkanýmýz Özen Kýzýlýrmak. Bez yardýmýndan nasýl faydalanacaðýný anlattý acýlý anneye. Anladým ki bu konuda toplumsal duyarlýlýðý arttýrmamýz gerekiyor.
Ýzmir’de bir grup arkadaþ ara sýra bir araya gelir sohbet ederiz. Biraz siyaset ama daha çok baþka þeyler konuþuruz. Musiki de bu toplantýlarýn ayrýlmaz bir parçasý olur çoðu kere. Bu seferki iftarlý toplantýya Prof. Mehmet Aydýn’ý da davet ettim. Arayýnca ‘ben de özlemiþtim, iyi olur’ dedi. Bilkent Üniversitesinde yeniden hocalýða baþlayan Hoca, oldukça keyifliydi. Hem günümüzü hem geçmiþi konuþtuk. Arkadaþlar ‘Hocam, bu anýlarý yazýyor musunuz’ diye sordular. ‘Yazsam her þeyi yazamam, ne yapmalýyým?’ dedi. Niçin her þeyi yazamayacaðýný açýkladý. Arkadaþlar çareyi buldular, ‘siyasete gelinceye kadar olan kýsmýný bir yazýn, gerisine de bir çare düþünürüz’ dediler.
Torbalý’da Damýzlýk Sýðýr Yetiþtiricileri Birliði ve Ýzmir Tarým Grubunun, Torbalýlý çiftçi önderi Adnan Erkin’i anmak için düzenlediði iftara katýldým. Merhumun ailesi de vardý. Birlik Baþkaný Mehmet Çelikkaleli, Ali Aþlýk, Tarým Ýl Müdürü Ahmet Güldal, Star’ýn Tarým Eki yazarý Ýsmail Uðural, Mahmut Eskiyörük, Adnan Görmez ve Nazmi Kalyoncu’yla tarým ve hayvancýlýðý konuþtuk.